Mektepten mektup var
Dr. Mine Kılavuz Ongün
Çocukluğunuza bir bakın. Hangimiz adını bilmeden anlam veremediğimiz heyecanlarımızı kâğıtlara dökmedik? Küçük yaşımızda aslında kocaman olan dünyamızda postacıların taşıyamayacakları yükle dolu mektuplar yazmadık ki?
Hatta büyükler anlayamadılar da bizi; duygularımızın tercümanı yine kendimiz olduk hem hareketlerimizle, hem de tepkilerimizle.
Çocukların büyük dünyasını keşfeden koca yürekli bir öğretmen, uzaktan eğitime mecburi adım attığımız şu günlerde bir proje geliştirir. Öğrencilerine bugünleri kolaylaştıran tüm çalışanlara mektup yazmalarını ister. Mektuplar çoğaltılarak Sağlık çalışanlarına, güvenlik güçlerine, market elektrik, doğal gaz görevlilerine, belediye ve temizlik görevlilerine yani herkes evdeyken hizmet yapmaya devam edip emek sarf edenlere dağıtılacaktır.
Bu mektuplardan birini alıp hayret ve heyecanla okuduğumda, ilkokuldayken öğretmenimizin "GELECEĞE MEKTUP" projesini hatırladım. O yaşlarda yazdığımız mektupların bizi nerede bekleyeceklerini hep merak etmişimdir. Bildiğim ve hatırladığım tek şey, sayfalarca yazdığım mektubu öğretmenime verirken şimdilik kimse okumasın diye zarfı sıkı sıkı kapatmamdı. Neler yazdığımı halen merak ederdim. Ta ki bugün okuduğum o kocaman yüreklere kulak verene kadar:
"Size nasıl teşekkür edebileceğimi düşündüm ama aklıma yeteri kadar büyük bir şey gelmiyor. En iyisi neler yaptığımı ve neler yapmak istediğimi anlatayım, dertleşelim ve sizin de canınız sıkılmasın…
Mesela ben 5. Sınıf öğrencisiyim ve şu anda okullar tatil. Tam da Türkçe öğretmenimin gözüne girmişken. Her hafta bir kitap kurdu seçiyordu ben de kitap okumayı sevmeye başlamıştım.
Okullar açılmayacak pek ümidim yok. Neyse ki sıra arkadaşımdan kurtuldum. Laf aramızda son zamanlarda çok iyi anlaşamıyorduk.
Ne istiyorum biliyor musunuz? Bu yaz arkadaşlarımla parkta survivor oynamak için konuşmuştuk. Ama şimdi maalesef dışarıya çıkamıyoruz. Şimdilik evde oturuyor, televizyon izliyor, bilgisayar oyunları oynuyoruz. Öğretmenlerimiz durmadan test gönderiyorlar.
Bu projeyi Matematik öğretmenimiz geliştirdi. Sizin kim olduğunuzu bilmeden size mektup yazıyoruz. Umarım çok gülersiniz. Siz bizler evimizde rahat ve güvende olalım diye çabalayan sınırlarımızı koruyan askerler gibisiniz. Korona savaşını siz kazanacaksınız, biz de parka çıkabileceğiz.
Aslında ne istiyorum biliyor musunuz? Futbol takımlarına kızları da alsınlar bence. Çünkü onlar olursa biz daha iyi oynayabiliriz. Hem de onlara haksızlık oluyor. Bir de okullar açılsa günde 3 saat olsun. Bence yeter. Ayrıca biz de bu yaşlarda oy kullanabilmeliyiz. Şu sinirli amcalara da çok sinir oluyorum. Hani bazen inip arabanın tekerleğine tekme atıp bağıran amcalar.
Fenerbahçe şampiyon olsun ve ben bir sabah İngilizceyi öğrenmiş olarak uyanayım.
Lütfen beni affet. Küçükken beni muayene eden doktor amca, bu mektubu okuyor musun bilmiyorum ama o zaman küçüktüm kusura bakma.
Sizin de çocuklarınız varsa lütfen onlara şekeri ve kolayı yasaklamayın. Şunu istiyorum sizden: Şeker çikolata abur cubur zararlı diye de açıklama yapmayın. Sonra annem yememe izin vermiyor.
Bir de: Sizler iyi ki varsınız Lütfen sağlıklı kalın.