Utancımız üzüntümüz kadar büyük
Dr. Mine Kılavuz Ongün
Dr. Ekrem Karakaya’yı kaybettik.
O da diğer meslektaşları gibi okulda en parlak öğrenciydi..Doktor olmak için seçilmesi gerekiyordu.Seçildi. Onca sınavlardan geçti.Nöbetlerde ter döktü, ailesinden uzak kaldı,çocuğunun mezuniyetini kaçırdı, yılbaşında bayramda nöbet tuttu..Sadece bir hekim değildi.Bir babaydı,bir anneydi, birinin evladı,birinin eşi, birilerinin dostuydu..
Pandemide sınırlarını bir daha zorladı..Kokusundan ,kalabalığından rahatsız olunan, adım atmak istenmeyen hastanede o ömrünü geçirdi. Olumsuz çalışma şartları ve olabileceklerin baskısı ile işini yapmaya çalıştı.Buna bir de can güvenliği sorunu eklendi. Üstelik saldırı olayları gittikçe arttı ve artık kızgınlıktan öte ,alışkanlık haline geldi. Bir tür ruh hastalığına dönüştü. Ölümün de hayatın bir gerçeği olduğu unutuldu. Bütün kabahat omuzlarına yüklendi. Gittikçe ağırlaşan iş yükü,artan beklentiler, eriyen gelir düzeyi altında ezildi. Her türlü şiddet olayında hem kendi,hem meslek onuru zedelendi. Onurlu mesleğini yapmaktan çekinir hale geldi.
Şiddetin kahramanları ne yapıyordu? Onlar her türlü hakkı kendinde görenler, ölümün geliş şeklini sadece hekimden bilenlerdi. Sağlık hizmeti vermeye çalışanlara savurduğu darp,küfür,hakaretlerle işini yürütmeye çalıştı.Oysa daha insani yöntemler olduğunu unuttu.. Sadece doktoru ,hemşireyi değil, sağlık hizmeti alacak olan aklı başında insanları da hiçe saydı.
Donanımlı lüks hastanelerde tedavi gördü. Taburcu olurken odadaki kumandayı, sabunluğu çaldı.
Kendini iyileştirenleri öldürdü, üzerine yürüdü. Bir hayatı çalmak odasındaki duş başlığını çalmak kadar kolay geldi. Bilmiyordu ki, çaldığı tek bir hayat değildi. Ülkenin geleceğiydi, çocuklarının sağlığıydı, diğer hastaların yaşama hakkıydı. Bunları yaparken caydırıcı bir cezayla karşılaşmadığı için eylemlerine devam etti. Üzüldük, ama üzülmek yetmedi.
Geldiğimiz nokta:
Utancımız, üzüntümüz kadar büyük. Hekimler çözümü yurt dışında ararken bir zamanlar çoğu gencin hedefi olan Tıp alanı ve bazı uzmanlık dalları artık tercih edilmez oldu. Bu gidişle hastalarımız mağdur olmaya, biz ölmeye devam edeceğiz. O yüzden faillerin cenaze namazını kılmayınız. Çünkü biz hakkımızı helal etmiyoruz.