Vaaatleriniz batsın ve bitsin:
Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş
Kral dondurucu bir kış mevsiminde, gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza sordu:
– Üşümüyor musun ?
Muhafız:
– "Alışığım kralım" dediğinde
Kral:
– "Olsun, sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim" dedi ve gitti.
Ancak, bir süre sonra içeri girdiğinde emir vermeyi unuttu.
Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler, duvarın üzerinde şöyle yazılıydı:
"Soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü..."
Türlü türlü vaatlerle, insanları bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan etmeyin.
Çünkü insan, bekledikçe değişir.
Beklettiğiniz kişi, hakkınızda telafisi imkansız olumsuz düşüncelere girer.
Önce, umudu öldürürsünüz.
Ardından sevgi, saygı, güven ölür, dostluk ölür, muhabbet ölür ve o gönülde varsanız, siz ölürsünüz!..
Eğitimci Yazar: Bahri Yıldızbaş’tan vaatsiz kitap okuyanlara ve fark edenlere, gönülden sevgiyle selamlar.
Her düzeyde okuyucuya, tavsiyelerim:
• Kutucaklı Yusuf: Sabahattin Ali.
• Zorba : Nikos Kazancakis.
• Rubailer: Ömer Seyfettin.
• Korkuyu Beklerken: Oğuz Atay.
• Ölü Canlar: Gogol.
• Bir Ömür Nasıl Yaşanır: İlber Ortaylı.
• Düşündüğün Gibi Değil: Serhat Yabancı.
• % 100 Düşünce Gücü: Jack Ensen Addıngton
• İnsancıklar: Dostoyevski.
DİLENCİLİK, ŞEBEKE ve ÇETE İŞİDİR:
— Dilenci kelimesinin kökü "dil"dir. Çünkü dilenci, dilenme işini duygusal insanların tüm inançlarını diliyle sömürerek yapmaktadır.
• Hz. Muhammed ‘“Bunlar; ya çirkin sözlerle benden mal istemek, ya da beni cimri göstermek arasında beni muhayyer bıraktılar. Ben cimri değilim.” Diyerek, onlara verdiği sadakaları iftiradan korktuğu İçin, üstü kapalı bir şekilde ifade etmiştir.
— Dünyanın en eski ve onursuzluk mesleği olan dilencilerin ne kadar yüzsüz ve çirkin olduklarını bilmeliyiz.
— Şimdilerde, son model arabalarla gezen, her türlü pis işle uğraşan ve lüks evlerde yaşayan haysiyetsiz kişilerin şebeke kurarak dilencilik yaptırdığı kendi aileleri ve yüzsüzler çeteleri oluşturmuşlardır.
— Dilenci eğitimi duası: “Oğul oğul olesen, kapı kapı dolenesen, gelene gidene Allah’ın ve çocuklarının adıyla dualer edesen, ağleyesen, yalvaresen, ezilesen, büzülesen, verseler alasen, vermeseler sırtalesen galesen.”
— Dayanışma, yardımlaşma, sosyal sorumluluk ve düşküne destek vermek:
Din, sevap, günah, cennet ve cehennem meselesi değildir. Merhametli ve duyarlı bireylerin isteyene değil, muhtaç olanları bularak veya fark ederek dokunacağı veya dokunduğu bir İNSANLIK GÖREVİDİR.
— Dilenciye para vermek, dilenciliği ve onursuzluğu meşrulaştırmaktır.
— Bir olalım, birlik olalım, hakları gasp edilenlere birlikte olalım Kİ, sadaka ile değil, insanlığımız ile cenneti yaşatacağımızı bilelim.