KİTAP OKUMA(MA)K
Erdal Şahin
“Okumadığın gün karanlıktasın”
Nuri Pakdil
Her şeyiyle eksik olan ve bu eksikliklerini tamamlamak için muhtaç doğan biz insanların şu hayattaki yaşamı çeşitli şeylere bağlıdır. Bunlar olmadan insanın hayatını yaşaması, idame etmesi, sürdürmesi mümkün değildir. Bunlar genel olarak fiziki/bedeni ve ruhi ihtiyaçlardır. İnsanın yemeğe içmeye, barınmaya, bilgiye ilgi ve sevgiye bir anne babaya bir kollayana vb birçok şeye hayatının her aşamasında ihtiyaç duyar. İnsanın eksik ve muhtaç oluşunu izhar eden pek çok özelliklerinden biri de açlık haliyle sürekli yüz yüze kalmasıyla ilgilidir. İnsan bir ömür boyu acıkır susar ve dolayısıyla yemeğe içmeye ihtiyaç duyar. İnsanın hem midesi hem zihni ve hem de gönlü açlık durumuyla karşı karşıya gelebilir, dolayısıyla bunların gıdasını yerli yerince vermek gerekiyor. İnsanın ömrü boyunca ihtiyaç duyduğu en önemli bir şeylerden biride bilgidir. Zira bilginin rehberliği olmadan insan için gerçek anlamda bir yaşamdan söz edilemez. cünkü bilgi neyi nasıl niçin ve neden yapması yada yapmaması gerektiğini insana gösteren bir kılavuzdur. İnsan için yemek yemekmi! Su içmek mi, bilgi edinmek mi daha önemlidir diye bir soru sorulsa, ben bunların hiç birinin diğerinden önemsiz olmadığını söyleyebilirim. Bunların her birinin insan hayatı için hayati önemlerinin olduğunu dolayısıyla aralarında bir ayırım yâda kıyaslama yapmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri bedenimizi besler ayakta tutar, diğeri de ruhumuzu ve anlam dünyamızı.
Görünen o ki bizler bedeni ihtiyaçlarımızı temin etmek için, bu konulardaki açlığımızı doyurmak için gece gündüz çalışıyor ve bunu hiç ihmal etmiyoruz. Aksine bu yönümüzün gıdasını temin için adeta tüm zamanımızı, ömrümüzü buna harcıyoruz. Ancak bu hassasiyetimizi zihnimizin ve gönlümüzün gıdası olan bilgi, ilim, bilim için, bunları elde etmek uğruna harcamıyoruz.
İnsan neye daha çok ihtiyaç duyduğunun bilincinde olursa, yani hayatta neye en çok değer verirse onu elde etmek için çalışır çabalar gayret sarf eder. Bilgi insan için en önemli değerdir. Bu değerin bilincinde olanlar onu elde etmek için çaba ve gayret gösterirler. Bilgiye ulaşmanın en önemli yolu elbette kitaplardan ve okumaktan geçer. Bu yüzden kitapların anlamlı dünyasıyla buluşmak bizler için hayati bir konudur diyebiliriz. Bu konuda, yani insanları kitap ile dolayısıyla bilgi ile buluşturmak tanıştırmak konusunda eğitimciler başta olmak üzere meselenin ehemmiyetini bilen her bireyin sorumluluğu ve görevidir.
Bilginin en önemli taşıyıcısı olan kitapların ve onları okumanın önemine dair üstat Nuri pakdil bir sözünde“ okumadığın gün karanlıktasın” diyerek insan için en kötü ve zararlı olan cehalet durumuna dikkatleri çekiyor. Ve başka bir sözünde de diyor ki” kitap okumadan meydan okuyamazsınız” insanın bütün kötülüklere cehalete ve hayatta yanlış giden her duruma karşı bir karşı duruşu olmalı. Bu karşı duruşu yapabilmesi ve buna bir meydan okuyabilmesi için de kesinlikle bilgi silahıyla donanıp kuşanması gerekiyor. O yüzden kitap okumadan meydan okumak mümkün değildir diyor üstad.
Bilgi sosyolojisi ve bilgi felsefesiyle ilgilenenlerin bir tespitleri var. Bilgi ve enformasyon çağı denilen bir çağda yaşıyoruz. Tek bir dokunuşla istenilen bilgi hemen önünüze geliyor, yani bilgiye ulaşmanın hiç bu kadar kolay olmadığı bir zamanda yaşıyoruz. Buna rağmen cahil bilgisiz insan yığınları da hiçbir dönem bu kadar çok olmamıştır. Diyorlar.
Ülkemizde kitap okuma oranları cok çok düşüktür. Hatta kimi batı ülkeleriyle kıyasladığımızda yok denecek kadar azdır. Yapılan araştırmalarda düzenli kitap okuyanların oranı binde birlerde dir. Bazı Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde yirmilere kadar çıkıyor. Ve bizler kitap okumaya günde birkaç dakikamızı ayırıyoruz buna karşın günümüzün beklide yarısından fazlasını televizyon ve sosyal medya işgal ediyor. Kitap hayati bir ihtiyaç olarak bizim ihtiyaç listemizin başında bulunması gerekirken maalesef yine yapılan araştırmalarda ihtiyaç listemizin iki yüz otuz beşinci sırada yer alıyor.
Bilgi bizler için en kıymetli değerdir dedik. Ancak bizler bu değerin değerini bilmediğimiz için bilgiye kaynaklık eden kitaplarla dost olmuyoruz onlarla arkadaşlık yapmıyoruz. Kitaplarla iyi bir arkadaşlık kuramadığımızdan birçok konuda geri kalıyor ve başarılı olamıyoruz. Kitapla dost olan onu seven ve onu okuyan hiçbir zaman pişman olmaz. Zira kitap onunla arkadaşlık edeni istediği yere götüren mucizevî bir rehber bir yol kılavuzudur.