Van Gölü nimeti
Erdal Şahin
Akıl ve idrak sahibi olan biz insanlar biran durup düşünürsek şayet, şu hayatta sayısız nimetlere sahip olduğumuzu apaçık görebiliriz. Gerçekten maddi manevi görünür görünmez, soyut somut birçok nimete sahibiz. Aslında sahip olduğumuz nimetleri saymaya kalkarsak ömrümüz bunları sayıp bitirmeye dahi kâfi gelmeyecek. Sahip olduğumuz her nimet aynı zamanda bize verilmiş birer emanettir. Bu yüzden emanete sahip gözüyle değil birer emanetçi gözüyle bakmamız ve ona göre hareket etmemiz lazım.
Nimetler konusunda insanın yanıldığı noktalardan biride nimetler hakkında içerisinde bulunduğu gaflet durumudur. Bu da genelde nimetlerin içinde yüzdüğü halde onun değerini kıymetini bilmeme şeklinde oluyor. İnsanlar genelde bir nimetin değerini ona sahip oldukları zamanlarda değil de onun yokluğunda ondan mahrum kaldıklarında anlar ve bilirler.
Efendim dünyanın en büyük sodalı gölü özelliğine sahip biz Vanlıların deniz dediği Van Gölümüz özellikle bu bölgede yaşayan bizler için çok önemli bir değer ve sayısız güzelliklerinin yanı sıra faydaları ile koca bir nimettir. Biran için onun olmadığını yâda yok olduğunu düşünelim, o vakit bu şehirde yaşamak ne kadar sıkıcı ve gereksiz olurdu, öyle değilmi?
O yüzden özellikle Van Gölü çevresinde yaşayan insanlar olarak bu paha biçilmez nimetin değerini bilip, bu değeri koruma adına evvela bir bilince sahip olmak ve bu anlamda her kesin üzerine düşen sorumluluğu görevi yerine getirmesi gerekir. Bu her kesin yabana atmaması ve ertelememesi gereken önemli bir sorumluluğudur. Çünkü Van Gölü sadece şuan bu havzada yaşayan biz insanlara ait bir nimet değil, o aynı zamanda bu hayatta bizimle yaşayan sayısız canlıya da ev sahipliği yapan onlarında hakkı olan bir yaşam alanıdır. Özellikle sadece Van Gölünde yaşayabilen endemik bir tür olan inci kefali balıklarının da yaşam alanı ve bunlar üzerinden balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan yüzlerce ailenin de ekmek kapısıdır.
Bu kadim coğrafyanın bağrında bir inci gibi parıldayan gölün etrafında tarihten günümüze kadar nice medeniyetler gelip geçmiş, nice nice insanlar halklar yaşamış ondan istifade etmişler. Maalesef bütün tarihi boyunca, tarihinin hiçbir döneminde son yarım asırda olduğu kadar Van gölü kirlenmeye, tahrifata ve doğalığından uzaklaştırılmaya maruz kalmamıştır diyebiliriz.
Sanayileşmenin artmasıyla birlikte gölün etrafında mantar gibi çoğalan evlerin, atılan endüstriyel atıkların ve sosyal tesislerin oluşturduğu kirlilikle birlikte, özellikle son yıllarda yaz aylarında adeta şehrin eğlence ve piknik amaçlı etrafına dolduğu göl sahillerini temiz kullanmayarak, buraları çöplere boğmaları bu kadim ve hayati değere sahip nimete ayrı bir ihanettir. İnsanların piknik yaptığı yerlerde, bazı sahil ve koylarda adeta çöpten geçilmediği şahit olduğum ve içim yanarak izlediğim gölün geleceği adına da endişelendiğim bir durumdur. Evet, bu göl nimeti sadece şuan bu zamanda yaşayan bizlere ait bir güzellik bir nimet değil, o aynı zamanda gelecekteki nesillerimize ve diğer canlılara da ait olan bir emanettir. Onların emanetini korumak, ona sahip çıkmak gibi bir görev ve sorumluluğumuzun olduğunu unutmayalım.
Fazla da değil, yirmi, yirmi beş yıl öncesine kadar da her yerde göle rahatlıkla girilebilinirken, şimdi maalesef bu mümkün değil. İnsanın gönül rahatlığıyla göle girebilmesi için şehirden uzak koyları tercih etmesi gerekir. Şayet sahip çıkmazsak, korkarım yakın bir dönemde ondan istifade edebilmek mümkün olmayabilir. Kirlenen bir göl demek, şehrimizi de, bu havzadaki biyolojik canlılığı da tehdit eden onu yaşanmaz kılacak olan, en önemli bir durum ve sorun demektir.
Çevre sorunları günümüzde insanlığı tehdit eden en önemli sorunların başında geliyor. Van Gölü ve Van Gölü havzası da maalesef bu sorunlardan nasibini almış durumda. Son yıllarda gölün kirliliğine, korunmasına yönelik dikkatleri çekmek için bireysel ve kurumsal anlamda birçok çalışma yapıldı, yapılıyor. Bu konuda farkındalık yaratacak her çalışma önemli ve anlamlıdır.
Van büyükşehir belediyesi kültür ve sosyal işler daire başkanlığı 16.23 Temmuz tarihleri arasında Van Gölünün güzelliklerine dikkatleri çekmek adına 1.”Van denizi yüzme festivali” düzenliyor. Bu kapsamda Van Gölündeki birçok adaya yüzme etkinliği yapılacak ve çeşitli programlar icra edilecek.
Özellikle son yıllarda Dr Erdoğan Özel öncülüğünde Van Gölü Aktivistleri derneğinin bu anlamda yaptığı birbirinden anlamlı birçok program ve etkinlik de takdire şayandır. Dernek değişik aktivite ve çalışmalarla bu konuda bir gündem ve farkındalık oluşturmak ayrıca gölü bekleyen tehlikeleri, gölün güzelliklerini kamuoyunun gündemine getirip canlı tutma çabalarını sürdürüyor.
Bu konudaki son sözlerim Van Gölü çevresinde bu bölgede yaşayan her bir bireyedir. Sevgili dostlar, lütfen bir dünya harikası olan ve hem bizim için büyük bir nimet, bizden sonraki nesillerin de bizde bir emaneti olan bu güzelliğe sahip çıkalım onu kirletmeyelim, temiz tutalım.
Lütfen Van Gölünü görmek istediğimiz bibi bırakalım ona öyle davranalım.