İkram Kali

Azerbaycan-Ermenistan kapıları aralandı

İkram Kali

Sovyetler Birliği döneminde, Stalin Azerbaycan sınırları içinde bulunan Dağlık Karabağ’da bir Ermeni özerk bölgesi oluşturma kararı vermesiyle Azerbaycan-Ermenistan arasındaki ihtilafın ilk tohumları atılmış oldu. Bunun için farklı bölgelerden çok sayıda Ermeni Karabağ’a yerleştirilerek ( 1915’de Van’da denenen ) demografik yapı bozuldu. Rusların politikası kanlı meyvelerini 90'lı yılların sonunda vermeye başladı.   

15 Cumhuriyet’te bağımsızlık hareketlerinin olduğu yıllarda Sovyetler Birliği zayıflamaya başlayınca, Ermeniler Karabağ'ın Sovyet Azerbaycan'dan Sovyet Ermenistan'a devredilmesi talebinde bulundu.  

Bu arada Ermeni çeteciler, Azeri köylerine otomatik silahlar, roketatar ve bombalarla saldırmaları sonucu Dağlık Karabağ’da ilan edilmemiş bir iç savaş başladı.   Rusların desteğini de alan Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi Azerbaycan’a ait komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları sınırlandı. Katliamlar ve işgal sonucu yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon Azeri zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Bu süreçte, BMGK, Ermenistan'ın 30 yıldır sürdürdüğü işgal altındaki bölgeleri derhal boşaltmasını içeren dört karar kabul etti, ancak Erivan yönetimi bu kararlara uymadı.  Çatışmalar 1992’de Ermenistan ordusu ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.   

Azerbaycan- Ermenistan arasındaki 27 Eylül günü Ermenistan’ın saldırısıyla savaş yeniden başladı. 44 günlük savaşta Ermenistan sivilleri katledip, Azeri askerleri domuzların önüne atarak  savaşın ahlakını ve insani  kurallarını çiğnedi.   

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın yenilgiyi kabul ederek Rusya’nın arabuluculuğunda Azerbaycan ile  üçlü ortak bildiriye imza atılmasıyla savaş ve işgal son buldu.   

Karabağ zaferini değerlendiren uzmanlar Türkiye  ve Azerbaycan işbirliğinin bölgede neler başarabileceğinin dünyaya ilanı olarak değerlendirdi.   

Tarihe geçen savaşın kazananları…   

Azerbaycan, Türkiye, Rusya   

Kaybedenleri…   

Ermenistan, Ermenistan’ı kışkırtarak savaşa sözde destekleyen başta  Fransa, Batı ülkeleri, Yunanistan, Kanada, İran, Kıbrıs Rum kesimi,  Ermeni Diasporası ve özellikle de sözde soykırım iddiaları oldu.    

“Her şeyde bir hayır var” sözü Dağlık Karabağ’da tecelli etti.     

Dağlık Karabağ işgalinin son bularak ihtilafın çözülecek olmasıyla  Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan arasında yeni bir dönem  başlayabilir.  

Türkiye-Azerbaycan açısından…    

Türkiye Güney Kafkasya’da fiilen sahada olan bölgesel, yeni bir jeopolitik aktördür.  

 

Azerbaycan ile Türkiye sınırındaki Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında doğrudan koridor açılmasıyla birlikte Türkiye- Azerbaycan ilişkilerinde birçok alanda köklü değişimler olacak.  Nahçıvan-Azerbaycan arasında açılacak koridor bazı ülkeleri, en çok da İran’ı rahatsız  etmiştir.   

Ermenistan açısından…    

Ermenistan savaşta yenilerek 30 yıl sonra işgal ettiği Dağlık Karabağ topraklarını gerçek sahibi Azerbaycan’a teslim etmekle kalmamış altında ezildiği sorundan da kurtulmuştur.    

Yenilgi psikolojisinden, iç kargaşadan,  kazan kaldıran muhalefetin girişimlerinden çabuk kurtularak gerçekçi ve sağduyulu politikalar geliştirebilirse Ermenistan’ın önüne tarihi fırsatlar çıkabilir.    

Ermenistan-Azerbaycan arasında barış içinde yeni komşuluk, diplomatik ilişkilere bağlı olarak bugünden yarına olmasa da gelecekte Türkiye, Ermenistan sınır kapsını açabilir.   

Türkiye komşusu Ermenistan’a insanı ve ekonomik yardımlar da sağlayabilir. Ermenistan’ın geleceği, refahı, kalkınması  her koşulda ancak Türkiye ile mümkündür.   

Kalıcı barış, iyi komşuluk süreciyle birlikte Ermenistan daha güzel ve varlıklı günler görür, Türkiye'den Karadeniz’e, Azerbaycan'dan Hazar Denizine de açılır. Bunları gerçekleştirmek ve kapıyı aralamak Ermenistan’ın elindedir.   

Sonuç olarak...  

Savaş, acı ve gözyaşıdır. Savaş bu bölgenin kadim halklarının yararına değil. En kötü barış, savaşmaktan çok daha iyidir. Lakin Ermenistan Karabağ’da işgalde inat ve ısrar ederek Azerbaycan’a savaşmaktan başka yol bırakmamıştır. Sonucu acı olsa da katlanacaktır.   

  

Yenilgi Ermenistan’ın kimyasını bozdu   

Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan anlaşma sonrası Ermenistan'da ilginç gelişmeler yaşanıyor.  Halk sokaklara dökülerek parlamento binasını bastı. Gösteriler sürüyor.  Başbakan sözcüsü Parlamento Başkanı Ararat Mirzoyan göstericilerce tartaklandı.    

Ermenistan Başbakanı Nikol   

Paşinyan’ın yenilgiyi kabul eden anlaşmayı imzalaması sonrası kim ne dedi?   

  • Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan, "Dağlık Karabağ'daki savaşı sona erdirmek üzere  imzalanan anlaşmayı basından öğrendim."  
  • Başbakan Paşinyan,”Gece yaşanan eylemlerde bilgisayar, saat, parfüm ve ehliyetim çalındı.”   
  • Ermeni protestocular, "Topraklarımız gitti başbakan parfüm diyor!"  
  • Ermenistan Savunma Bakanı Davit Tonoyan,” Ermeni ordusu savaştan güçlü ve tecrübeli çıktı.”    
  • Başbakan Yardımcısı Tigran Avinyan, “Bu insanlar ofisime girdiler ve altın kaplama olduğunu düşündükleri için İncilimi çaldılar.”   
  • İnsan Hakları Savunucusu Artak Beglaryan ,” Bugün suçluluk, haysiyet ve diğer şiddetli duygularla dolu, hayatımın en kötü günüydü.”   
  • Ermeni gazeteci George Ağjayan,” Bu savaşın zamanlaması Türkiye ve Azerbaycan tarafından mükemmel bir şekilde düzenlendi”   

     

Devlet olmak ve bedeli ne olursa olsun devlet olmanın gereklerini yerine getirmek önemlidir.   

 

Türkiye Azerbaycan’a neye göre yardım etti 

Azerbaycan'ın Karabağ başarısında Türkiye’nin askeri eğitimden askeri desteğe önemli destek ve katkıları var.   

Türkiye’nin destekleri tarihsel bağların çok ötesindedir.  

Türkiye Azerbaycan’a 16 Ağustos 2010'da, Bakü'de iki ülke arasında imzalanan "Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması’na dayanarak yardım ve destek sağladı.     

Söz konusu anlaşmada, “Taraflardan biri, bir üçüncü ülke veya bir grup ülke tarafından silahlı saldırı veya askeri tacize maruz kaldığında, Taraflar, BM Şartının 51. maddesinin tanıdığı bireysel veya ortak meşru savunma hakkının hayata geçirilmesi için askeri imkân ve kabiliyetlerinin kullanılması da dâhil mevcut olanakları çerçevesinde gerekli bütün önlemlerin alınması amacıyla birbirine karşılıklı yardımda bulunmak hususunda mutabık kalmışlardır. Bu yardımın biçimi ve kapsamı taraflarca acilen belirlenecektir" ifadeleri yer alıyor.   

İş birliği boyut kazanarak devam edecek.

 

Yazarın Diğer Yazıları