Hurafelere inanmayın, aşınızı olun sağlık bulun
İkram Kali
2019 yılı aralık ayından bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını can kayıplarına, siyasi, ekonomik, ticari, tıbbi ve bilimsel krize; sosyal yaşamın durmasına neden oldu, olmaya da devam ediyor.
Her saniye verileri güncellenen Worldometer'de yer alan istatistiklere göre, dünya genelinde bu güne kadar 125 milyon 162 bin 419 kişi virüsten hastalanmış, 2 milyon 751 bin 363 kişi ölmüş. En fazla ölüm 556 bin 296 kişiyle ABD’de meydan gelmiş. 30 bin 316 ölüm vakasıyla Türkiye dünyadaki 221 ülke sırlamasında 9.sırada yer almış. Moğolistan’da 5 ölüm yaşanmış. Dominik, Samoa gibi küçük ülkelerde ölüm meydana gelmemiş. Pasifik ada ülkesi 112 bin nüfuslu Mikronezya da da sadece 1 koronavirüs vakası görülmüş.
Salgınla mücadele devam ederken bilim insanları virüse karşı aşı geliştirerek insanlığa büyük hizmette bulunmayı başardılar. Dünya genelinde ilaç firmalarının geliştirdiği 89 farklı aşıdan 12 farklı aşı onay almış durumda. Her ülke kendisine göre bir ve birkaç aşı tercih ediyor.
Almanya'da Pfizer ortaklığında geliştirdikleri Kovid-19 aşısıyla adlarını duyuran BioNTech'in kurucuları arasında yer alan Türk göçmenlerin çocukları Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci tüm insanlığın gururu oldular. Ülkemize geçen hafta içinde kullanıma hazır 1.4 milyon doz BioNTech aşısı geldi.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Bellevue Sarayı'nda düzenlenen törenle Alman Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci'ye “ Yıldızlı Büyük Liyakat Nişanı" takdim etti. Cumhurbaşkanı Steinmeier, Başbakan Angela Merkel’in de katıldığı törende, "Ülkem adına, üstün bilimsel başarılarınız için size teşekkür ediyorum. Gelecekteki büyük araştırma planlarınızın hem size hem bize çığır açan başarılar getirmesini diliyorum" ifadelerini kullandı.
Birlikte özgürlük ve saygı içinde çalışmanın önemine vurgu yapan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, konuşmasının devamında "Dünyanın her yerinden birçok insan performansınızı 'aşı mucizesi' olarak nitelendiriyor. Etkileyici bir kurucu çift, en iyi araştırmacı, bilgi kahramanları ve hatta bir dünya kurtarıcısı olarak tanımlanıyorsunuz. Birçoğu, keşfinize bir milliyet kazandırmak için başarınızı toplamaya çalıştı. Ancak aşının uyruğu yoktur ne Alman ne Türk ne de Amerikan. Birlikte özgürlük ve saygı içinde çalışıldığında, siyasi, sosyal ve kültürel sınırların ötesinde birbirleriyle yeni bir şeyler yapmaya cesaret edilirse iyi bir şeyler meydana getirilir ve böylece toplumumuza iletilebilir. Sizler tüm dünyadaki insanlar için bir örneksiniz. Bilim insanları olarak, her ikiniz de olağanüstü performans gösterdiniz. Bu başarı, geliştirdiğiniz aşı, insanlığa bir hizmettir" dedi.
Dünya genelinde bugüne kadar 500 milyonu aşkın Covid-19 aşısı dağıtılmış, 100 milyonu aşan insana aşı yapılmış. Ancak dağıtılan aşıların büyük bir kısmı gelişmiş ülkelerin elinde bulunuyor. Bu da işin acı tarafı.
Aşılamada ABD, Çin ve İngiltere en hızlı davranan ülkeler konumunda. Ülke nüfusuna göre İsrail ve İngiltere en çok aşı yapan ülkeler arasında ilk sırada. Fakir ülkeler Dünya Sağlık Örgütü aracılığıyla az sayıda aşı ile tanışabilmiş.
Dünyada ve ülkemizde virüse karşı yoğun bir aşılama çabası veriliyor. Ülkeler aşılanan insan sayısını artırarak virüsün etkisini düşürmeye çalışıyor. Şehrimizdeki sağlık çalışanlarının tamamı, yaşlıların büyük çoğunluğu iki doz aşı olmuş durumda. Şimdi öğretmenler, öncelikli meslek grupları ve kalan yaşlılar aşılanıyor. Ancak aşılamayı reddeden genç öğretmenler ve yaşlılar var. Bu durum şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Aşılamada örnek ve öncü olması gereken öğretmenler yanlış tutumlarıyla topluma tehlikeli bir mesaj veriyorlar.
Bu işin şakasının olmadığını önceki gün normalleşme süreci sonrası açılan Atatürk Anadolu Lisesi'nde, bir öğretmen ve bir öğrencinin Covid-19 testinin pozitif çıkması nedeniyle eğitime 1 hafta ara verilmesi ve Van İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun salgın artışı nedeniyle öğretmenlerin okullarda ve özellikle öğretmenler odasında bir araya gelerek, toplu halde yeme-içmelerini yasaklamasıyla gördük. Sevgili öğretmenler lütfen dikkat
Öğretmenlerin ve yaşlıların aşı olmama gerekçelerini salgınla mücadeleyi yakından takip eden Vali Mehmet Emin Bilmez’e sordum. Vali Bey, bazı öğretmenlerin aşının kısırlığa neden olacağını ve çocuklarının olmayacağını ileri sürerek aşı olmadıklarını, 65 yaş üstü vatandaşlarımızın ise aşıda domuz ürünü olduğunu iddia ederek aşı olmaktan kaçındıklarını ancak bu kesimleri ikna etmek için çaba gösterdiklerini söyledi.
İleri yaştakilerin algılardan, hurafeden etkilendikleri belli. Öğrencilerine, çevreye ve topluma önderlik yapması gereken öğretmenlerin bilimsel hiçbir dayanağı olmayan, spekülasyondan öteye geçmeyen spekülasyonlarla aşı olmaktan kaçınmaları anlaşılır gibi değil. Bir yanda aşı geliştirdikleri için dünyanın alkışladığı bilim insanlarımız, diğer yanda aşı bekleyen insanlar ve eğitimcilerin bilimle çelişen tavrı.
Peki, bilim insanları aşı konusunda ne diyor?
"Pandemiyi bitirebilmek için insanoğlunun elinde aşılama ile kazanacağımız bağışıklık haricinde kullanabileceği başka bir metot şu an mevcut değil" diyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, 60 yaş üzerindeki insanlarda bir kontrendikasyon yok ise iki doz aşılanmaları gerektiğini belirtiyor.
Doğancı, Koronavirüs aşısının kısırlığa neden olduğu yönünde yan etkisinin şimdiye kadar hiçbir aşıda bildirilmediğini, koruyuculuk oranlarının (protective immunity) ise değişik çalışmalara ve aşı yapılan kişinin yaş ile bağışıklık durumuna göre değişiklik göstermekle birlikte % 75-95 gibi yüksek bir oranda saptandığına işaret ederek şunları söylüyor:
“İnternet üzerinden veya görsel medyadan uzmanı olmadığı halde çeşitli komplo teorilerileri ve absürt bilgilerle, insanlarımızın geleceğini tehlikeye atanları dinlememekte büyük bir toplumsal yarar vardır. Unutmayın ki son 2 yüzyılda insan ömrünün uzaması, dünya nüfusunun inanılmaz bir ölçüde artması iki büyük buluş ile gerçekleşmiştir. Bunlar immünizasyon (aşılama) ve antibiyotiklerdir. Bu bağlamda, aşı uygulamasının yaygın bir başarısı için her aydın bireyin yardımı gereklidir.”
Ülkemizde ve şehrimizde yeni normalleşmeyle birlikte vaka sayısında yeniden artış görülmeye başladı maalesef. Gevşemek yok. Rengimizin mavi, hayatımızın normal olması için mesafe, maske, temizlik ve kalabalıklara dikkate edeceğiz. Hurafeleri, kulaktan dolma aslı astarı olmayan bilgileri bir kenara bırakarak bilim insanlarının söylediklerine, uyarılarına güven duyarak uyacağız.
Salgından kurtularak normal yaşama dönebilmek için kurallara uymaktan ve aşı olmaktan başka yol şimdilik yoktur.
Sevgili öğretmenler, saygıdeğer yaşlılar; Aşı olun sağlık bulun.