Kalecik'in gizemli taşları ilgi bekliyor
İkram Kali
Bu aralar turizmle yatıp turizmle kalkılıyor Van. Ancak turizmde şehrinin elle tutulur, işe yarar ne yol haritası ne de bir master planı var. Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes ayrı telden çalıyor.
Turizmin sektöründe herkes birbiriyle adeta kanlı bıçaklı, herkes birbiriyle küs ve işe yaramayan anlamsız yarış içinde. Turizm kavramıyla çelişen bu durumdan sonuç çıkmayacağı belli ama kimse fark etmiyor. Öte taraftan turizmin tükenmeyen en büyük sermayesi tarihi yapılar ilgi bekliyor.
Kalecik’ten örnek verelim.
Van ovasının kuzey ucunda Tuşba ilçemizin Kalecik Mahallesi'nde, İÖ. 9. Yüzyılın çeyreği içinde yapılan küçük Urartu kalesinin (Kalecik) 500 metre yakınında 2 bin 800 yıl önce Urartular döneminde matematiksel hesapla inşa edilen ve 1600 metrekarelik alana sığdırılan takvim ve astrolojide kullanılan mühendislik harikası 2 bin 475 dikili taş, 25 oda mezar ve 4 taş halkanın bulunduğu sit alanı var. Bölge Van Gölü’ne nazır harika bir yerde. Özellikle ilk bahar aylarında renkli fotoğraflar veriyor tarihi mekân. Ama turistik bölge kaderine terk edilmiş durumda.
Bölgede kazı yapan Van Yüzüncü yl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, bölgeyi 'Urartuların kompleks alanı' diye adlandırdıklarını belirterek "Buranın, Urartuların astronomi ile ilgili kameri ay sistemi dediğimiz yani yılı 12 aya böldükleri ve gözlem yaptıkları yer olduğunu düşünüyoruz. Bizim kazı ve araştırma yaptığımız dönemde yabancı bilim insanları da buraya getirildi. Onlarla da yaptığımız fikir alışverişinde, burayı gök bilimini, takvim sistemini, bayram yapacakları ayları belirlemek için düzenledikleri bir alan olarak kullandıklarını düşünüyoruz" diyor. Medeniyetlerini taşa işleyen Urartular yer taşlarla takvim yapmışlar.
Dikkat çeken gizemli taşların astronomiyle ilgili olduğu düşünülüyor ama henüz sırrı gerçek anlamda tam çözülebilmiş değil. Sırrı çözülünceye kadar taşların ayakta kalması biraz zor görünüyor.
Bölgeye arkeologlar, meraklı olanlar, yetkililer gidiyor. Gidiyor da ne oluyor? Hiçbir şey olmuyor tabi. Temcit pilavı gibi her yıl sit alanı içinde yer alan bölgenin turizme kazandırılması ve arkeolojik verilerin korunması söylenip yazılıyor. Bir sonraki yıl aynı sözler tekrar ediliyor.
Her defasında Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Van Müze Müdürlüğü ve Tuşba Belediyesi tarafından girişim başlatıldığı, çalışmalar kapsamında sit alanı içine çevre temizliği, çevre düzenlemesi ve vatandaşların bilgilendirilmesi için levhalar konularak Van'ın tarihi yerlerini görmeye gelen turistlerin bölgeyi de ziyaret etmesinin sağlanacağı heyecanla ifade ediliyor. Lakin birçok konuda olduğu gibi bu konu da söylenen tüm sözler havada kalıyor, değişen bir şey olmuyor.
Van Erciş yolu üzerinde Kalecik TOKİ konutlarına yakınındaki 2 bin 475 dikili taş’ın olduğu bölgeyi görmeye giderseniz şak diye bulamazsınız. Yer yakın ama bulması zordur. Çünkü tek bir tanıtıcı ve yönlendirici levha yoktur. Neyse. Sordunuz soruşturdunuz bölgeyi buldunuz diyelim. Bölgeye vardığınızda çevre düzenlemesi, koruması olmayan dikili taşlar sizi ilginçliğiyle karşılar. Taşlar arasında tarihe yolculuğa çıktığınızda bu kez karşınıza definecilerin yıktığı taşlar, kazdıkları köstebek yuvası derin çukurlar çıkar. Bölgeyi üzülerek incelerken tanık olduğunuz görüntülerden kentin turizm anlayışının bulunduğu düzeyi fark edersiniz.
Sosyal medyada “Urartu Yılı” isteyenler oluyor. Sorun bakalım Urartulara ait taşları görmüşler mi? Turizmi için parlak sözler kullananlar, toplantılar düzenleyenler, paylaşımda bulunanlar oluyor. Sorun balkım bu alandaki sorunları, eksiklikleri biliyorlar mı? Yurt dışından ve yurt içinde renkli isimleri konuk ederek sözüm ona turizme destek sağlayanlar oluyor. Sorun bakalım Kalecik’teki perişan bakımsız, döküntü durumdan haberleri var mı?
Kimse kusura bakmasın, ha bakan da baksın.
Turizm cilalı laflarla, sosyal medyada ego tatmin eden, mavi boncuk dağıtan paylaşımlarla olmuyor.
Turizmde tarihi yerlerden doğal güzelliklere, konaklamadan yiyecek, eğlence ve ulaşıma varıncaya kadar alt yapınızı çok iyi hazırlayacaksın. Yetmez. Sokaktaki insandan sektörde çalışına kadar toplumda turizm kültürünü oluşturacak, turizm master planını ve stratejinizi oluşturarak geliştireceksin. Her yönünüzle fark yaratacak cazibe merkezi olacaksınız. Sonra da turist neden gelmiyor sorusun kenedinize sorup dürüstçe yanıt vereceksin.
Şehrin yanı başında 2 bin 800 yıllık tarihi turistik bölgeye yıllardır yön ve bilgilendirici levha dikemeyen, bölgeyi yıllardır gerçek anlamda koruma altına alamayan, yıllardır bölgede çevre düzenlemesi yapamayan anlayış turizminden söz etmesin. Kalecik TOKİ’de birazcık kafası çalışan bir kişi bölgeye gelenlere rehberlik sahiplik yapsa bu işten güzel para kazanır ama onlarda İş Kur kapısında işe beklemeyi tercih ediyor
Şehrimize gelen giden, para bırakan olur ama bu kafayla turizm olmaz.