Anlamak…
Mustafa M. Atilla
Cumhuriyeti ve Atatürk’ü anlamak birçok insana nasip olmuyor anlaşılan.
Cumhuriyetin kuruluşunun yıldönümü için
planladığım dünkü yazımı bugüne sarkıttım,
sebebi şu oldu. Atamızı ve cumhuriyetin kurulmasında ki mimariyi kimin anlaya bilip,
bilmediğini idrak edip etmediğini,
gözlemleyebilmekti…Bu vesileyle kutlanan kıymetli düşüncenin, o sıkıntılı günlerde ki başarısının zorluğunu, ülkeye getirilerini, birlikte beraberce neyin, nelerin başarıldığını anlamak çok zor değilken anlayamamak da bir sıkıntı var sanki..
Nedenini çözemediğim, belki de hiçbir zaman
çözemeyeceğim? Cumhuriyet, Atatürk karşıtlığı, acınacak zihinsel çöküntünün varlığını kime,
neye, kimlerin söylemine bağlayacağımı bildiğimi bilmek istemesem de, bu kadarda heba edilmiş aklın tam da orta yerinde söze dalmak yerine,
biraz zamana bırakmak, zamanın tanıklığında anlaşılmasının daha isabetli olacağını düşünüyorum.
Yalnız;..
Düşündüğüm O tanıklığın geciktiğini düşünmek
istemiyorum, çünkü iş işten geçip,davulların,
zurnaların çalıp,halayların çekilmediği gûnler
olacağından son derece eminim. Biraz Ata’yı.. anlamanın, o günlerde ülkenin çıkmaz duruma düşürüldüğü, ülkenin her köşesinde yatan Eyüp sultanların, Fatihlerin zafer için gönderildiği bu kıymetli topraklarda gözü olanların gözlerinin çıkartılması gerektiği için baş komutan giysisi altında cesur bir komutan ve arkadaşlarının
gönderilmiş olabileceğini hiç düşündük mü?
Hayır düşünemedik!
Tabi! ne idüğü belli olmayan vasıfsız insanlar,
yalancı hatipler, düzenbaz, boşboğaz,kıt akıllı yaygaracıların uyduruk karalamasına maruz kalan,..Atatürk'ü anlayıpta o bizim babamızdır diyen, yaşlı analar, babalar ve o günleri gören, yaşayan,sıkıntılarını sineye çeken onbinlerce Anadolu insanından belki eser kalmadığından, bugün dilleri bir karış dışarıda gezinenler den hüpletilen bilgilerle,akıl oyunları içinde olan aldatmaca hünerli kişiler, rahatlıkla arka bulup hünerlerini sergiliyorlar.
İnsanlar içinde öyleleri var ki,Vatanı için canını
ortaya koyan bu insanların mahşer sorgusunu
yapma cüretini acımasızca kendilerinde bula
biliyorlar.iftiraları havada uçuşturmayı,yalanı
dinle tasdik etmeyi,o'kadar seviyorlar ki, paslı
akıllarını ancak böyle törpüleyebiliyorlar.
Dünyadan gelen haber,övgü,sempati,aydınlık,
eşitlik,yenilikçi,özgürlükçü bir düşüncenin sembolü olan Cumhuriyet;yüzlerce yıl aynı aile
kulluğunun yıkılması, halkın iradesine geçmesi anlamında önem kazanmıştır.Bunu anlamak
için müneccim olmak gerekmiyor,biraz beyine
havale etmek yetiyor.
Zihnimizi kime,neye kiraya verdiğimizle alakalı
her şey, hayatımızın sonucunu belirler.Bir bakarsın kıvranıp tökezlemiş,bir bakarsın yoluna yoldaş olanlarla birlikte patikadan bile olsa ana yola çıkmış olur yürürsün.Yüz yıldır anayolda cumhuriyetin ışığı ile gece gündüz
yürüdük,Allah'ın izni ve yardımıyla yürümeye devam edecek bu ülke.
Atatürk'ü ve cumhuriyeti 100 yıldır anlamak istemeyen bir kitle var,onlara sorsam anlatın bende öğreneyim desem birkaç yalan yanlış
kuru sıkıdan başka bir şey anlatamayacaklar,
kapılmış gidiyoruz işte diyeceklerinden de eminim.
Anlamak öyle birşeyki,doğruluğunda ispata
çalışmak,kulaktan dolma bilgiyle değil,tozlu
rafların arşivinde saklı belgelere dayalı gerçek anlatımlarla kişiler hakkında nihai karara varmak gerek,yoksa her hesabın tatsız sorgusunda sınıfta kalırız.
İlk yüzyılı anlı şanlı bayrağın dalgalanması
için bir avuç insanla yola çıkılmış, ikinci yüzyıl cesaretin,azmin,inancın,birliğin,hayal kurma hikayesiyle devamı için kutlanan bir bayram
olmasını arzularken,tamamımız için de coşku selinin rengi ve deseni olmalı,ülkenin geleceği için hıyanet içinde değilsek,cumhuriyete sahip çıkmak zorundayız,buna mecburuz.
Anlamak onun için önemlidir,yoksa yaşamı kendi elimizle bir hiç uğruna sevimsizleştirir,
yıkar geçeriz. Pişmanlığın fayda vermediği, aşağıya indirilmiş dalgalanmayan bir bayrakla öfke kusar başka diyarlara çıkar gideriz.Ama yok,öyle akıllı bir gençlik geliyor ki,hayatı düşünce süzgecinden geçirmeden yaşamıyor,
kapılıp gitmiyor,doğruyu yanlıştan ayırabiliyor,
rüzgarlardan etkilenmiyor,kendi doğrularının mantıksal yaklaşımın da kararlarına imzasını atıyor…Sevindirici olan bu durum, ulusumuzun onurunu koruyacaktır.
Artıları ve eksileri bir araya getirerek dikkatle
düşünüp,öyle karar verelim değerli okurlar.
Yabancının tek isteği, cumhuriyeti yıkmak,
yüzyıl önceki duruma getirmek.sonrası Gazze
ve Suriye haline getirip bu topraklara biran önce
çöreklenmek. Yavaş yavaş Filistin'in şehirlerini silahla,dağlarını tepelerini korkutarak nasıl almaya çalıştıklarına şahit olsanız,Atatürkün,
yüzyıl önce anlatmak istediğini anlardık.Geçmiş
olmadan,karanlık basmadan o günleri yaşayan yaşlılardan belki birşeyler dinlemeliyiz.
Öncelikli olarak dini bayramlarımız ve bizlere
emanet edilen cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.