Bari takip et
Mustafa M. Atilla
Ara sıra sosyal medyada sokak röportajlı videoları seyretmek,o ortamdan kendime çıkarımlar atmak,sokağın,ülkenin nabzını tutmak,kimler ne düşünüyor,kimler neyi kurcalıyor,kim kimin peşinde sürükleniyor,haklı teşhisler,doğru kararlar,kim kimle neyi kimin mücadelesini veriyor vs diye zamanımın küçük bir anını harcıyorum.
Böyle bir vakitte bir hanımefendiye soru yöneltiliyor,o hanımefendi CHP geldiğinde bütün camileri yıkacak diye ısrar ederek evet evet geldiğinde bütün camiler yıkılacak derken,sonra arkasından genellikle güney ve doğu anadolu bölgesinde çekimi yapılan filimlerde rastladığımız; espiri yeteneği olan sanaatçımızın bir filiminden kesip montajlanan… EY GÜZEL ALLAHIM YARATIYORSUN YARATIYORSUN BARİ TAKİP ET SÖYLEMİYLE videoyu dikkate değer hale getirirken, medya müşterisine bu espriyi sunması hem komik hemde düşündürücü.
Yaratıcımıza söylenen takip et komik söylemi orda kalsın,Ben bugün kü yazımı düşündürücü kısmana ayırdım.Tabi ki düşündürücü kısmında ki yanlış bilgileri o masum insanların zihnine
kimlerin zerk ettiği de var fakat, asıl yazmaya değer gördüğüm mesele, yıllardan beri kadim şehrimiz üzerinden şu veya bu kişiler tarafından kanalize edilen uyuşturucu nakli.
O söylemde ki yaratıyorsun yaratıyorsun bari takip et söylemine karşı diyebilirim ki yüce mevla öyle bir takip ediyor ki insanoğlunu hem afedici yönüyle hemde acımasız yönüyle.
Cezasıyla,hoşgörüsüyle,sabrıyla zamanı gelinceye kadar aldırıyor notlarını,yazdırıyor ajandasına.Kim ne yapmış ne yapacak,neden yapmış,nasıl yapmış,hafif kusurlu mu,ağır kusurlu mu tek tek sıra ile,fihristine; isim sırasına göre kara ve beyaz kalemle rengi solmamak kaydıyla yazdırıyor
Her sabah okurum Vansesi gazetesinin günlük gönderilerini,en son iki gün önce rasladığım bir haber yine beni çok üzdü.Van’dan Antalyaya götürülmek istenen uyuşturucu Nevşehirde yakalandı,ele geçti.Bunun gibi haberleri bazı zaman hergün, bazı zaman ara ara, bazı zamanda gün aşırı görüyor,gördükçede bir Vanlı olarak yazıklar olsun diyorum.
Uzun zamandır takip ederim,bu işi yapan leş ve karanlık zihniyetli insanların,belki bir dönem hayatları ballı çörekli geçiyor olabilir fakat sonlarının,çocuklarının,torunlarının ve ailelerin sonlarında ki akıbetleri içler acısı bir duruma geldiğini çok ama çok iyi biliyorum.
Aslında bu çöküntü cehaletle başlıyor,birbirine bakarak,kıskanarak,özendirerek devam eder hale geliyor.Birde bu düşünce eklenince (Bir kilo toz bir otobos) azdırıyor bu insanları.Çevre
faktörünü de eklediğiniz zaman, acımasız,zalim,hayat söndürücü kuryeliği cazip hale getiriyor.
Genellikle çıkar sağladıkları, alın teri olmayan paraları eğitimsiz olduklarından genellikle ya otel,ya otobüs işletmeciliğine yatırdıklarından kendilerini ele verenler olurlardı,şimdi her sektörde,her köşe bucakta gizemli hayatlarını gizli gizli sürdürmektedirler.bizler bir anda maddi yükselişe geçen insanların yaşam tarzından anlarız ki o sevimsiz ceza gününün ağır hesabına takılanların onlar olacaklarını,tıpkı haksız yere insan öldüren katiller gibi aynı kategoride sorguya alınacak olmaları nedeniyle de şahsımca müsterih olanlardanım. .Çünkü uyuşturucudan ölen,hayatı sönen çocukların annelerinin,babaları ve kardeşlerin ızdıraplı yaşamları hiç bir zaman bunların aklını başlarına getirmiyor,sürekli aynı haberleri alıyor,lanetleyerek küçümseniyorlar.
Çoğu zaman büyüklerin yaptıklarının cezasını çocuklar,torunlar da çekebiliyor.Bilhassa
babalar sorumsuz davrandıkları her yanlışın cesazını, farketmezler fakat onlardan kaynaklandığını anlayamaz sağa sola şuna buna atarlar,sonrasın da üzülende yine anneler olur.
Biter mi? Hayır,kolluk kuvvetleri ne kadar engellerse engellesin biri gider biri gelir,kıskançlıktan ihbarlar da olmassa bu uyuşturucu trafiğinin önünü almanın çok zor olduğunu biliyorum.Ancak ve ancak her yanlış işte olduğu gibi bunda da Allah korkusu olmadı mı bitmesi biraz zor görünen bir mesele.
Uyuşturucu kanatlarıyla uçmayı arzulayan insanlar,hesap gününde ki cevabını hazırlamış kafası üstüne düşmeyi de göze almışlardır herhalde…İnsan; hayalinde ki hayatı neden,niçin,hangi düşünceyle bu kadar kokuşmuşluğa bular ki.
Anlayabilene aşk olsun.
