Mustafa M. Atilla

Bayram paylaşmaksa..

Mustafa M. Atilla

Eğer bayram paylaşmak sa ! üzülerek yazıyorum,çok az insan hariç bayramın güzelliğini,bereketini,haneye yazılacak sevabının farkında değil.

Eğer bayram paylaşmaksa ! İnanın bana

şimdilerde çoğunluğumuz;

bayramın zekaretindeyiz, baygınlığındayız.

sefaletindeyiz.

Eğer bayram paylaşmaksa ! paylaşmanın

doyumsuz zevkini anlamakta sorun yaşıyoruz

demektir.

Bu kadar itham haksızlık değil mi,denebilir,

fakat ben hiç bu kadar isabetli bir düşüncenin

konusunu üzülerek köşeme taşımamıştım.

 

Her şeye nazaran,

Kurban bayramı; tüm ihtişamıyla kapımızda,

bilhassa bayram namazıyla,

içimin huzur dolduğu dört günlük istenilen kutsi

paylaşımların sevincidir bu bayram.En önemlisi

evladın babaya teslimiyeti ve güvenidir.

 

Belki bir kısım  insanoğluna garip gelen,bir

babanın evladını yaratıcımız için, teslimiyetde ki kesme imtahanı, rüyayla başlar,gösterişli semiz bir koç indirilmesiyle son bulan yaşanmış hikayenin,sevinç dolu ruhani bir kutsal doyumluluğu dur.

 

Buraya kadar her şey insanın,özelikle peygamberlerin denenmesinin zihin yörüngesi içinde teslimiyetini

anlatır, bu vesileyle bayramlardan, kurban bayramı etkinliğini, kurban adı altında et paylaşımının ihtiyaç

sahipleri ile,komşuluk ve aile içi sosyal ilişkileri öne çıkarıyor olmasıdır bu kadar önemli kılan.

 

Kurban bayramımız.Ne merasim törenidir,nede kutlamadır,Mübarek paylaşımlar duygusuyla

yaşananlardır.

 

Bu bayrama özel kurban kesmeyi biz nasıl

öğrendik büyüklerimizden,atamızdan; kesilen kurban

edilen kurbanlıklar, üç eşit parçaya bölünüp,

Bir parçası fakir, kurban kesemeyen insan ve

ailelere..

Bir parçası komşu, dost ve akrabalara(zengin fakir) farketmeden,götürmeye imkanı olmayana da yapıp yedirme.

 

Bir parçası ise dilenirse ev halkına kalması yönünde

değilmiydi? son yıllara kadar böyle de yapıldı ve onanmadı mı?

 

Sevgili peygamberimizin tavsiyesi de bu yönde

olduğu için,..biz müslümanlar için bu şekilde

taksim yapmak doğru paylaşımın tasdikli

sevaplarını hanelere yazdırdığını biliyoruz.

 

Peki! şimdilerde biz ne yapıyoruz.Eğri oturup

doğru konuşalım,

Kurban almaya gitmiyoruz,

alırken el sıkışıp helaleşmiyoruz,pazarlık yapıp

nasip olanı seçmiyoruz,çoluk çocuğa kurban bayramının ne olduğunu öğretmiyoruz,bunun bir ibadet olduğunu,denenmenin bir yolu ve ne olduğunu anlatmıyoruz.hangi güzelliklere vesile olduğunu anlayıp gelecek nesillere aktarmıyoruz,en önemlisi ufak tefek dargınlıkları ortadan kaldıracağınını düşünemiyoruz…. Ne yapıyoruz; bayramları tatil ve seyahat fırsatı zannediyoruz. Bu bayramın amacına uygun yaşanması yerine ver kurbanı bir kuruma,vakfa, tarikata,yazdır sevabı haneye zannediyoruz.

 

Yok memleketimin güzel insanları,sevgili okurlar…

öyle değil,vallahi de öyle değil,anladığımız gibi

basit değil,keselim atalım buzdolabına yavaş yavaş yeriz de değil,verelim parayı adımıza kesip dağıtsınlar,atın IBAN numarasına biz

hallederiz de değil, hepsi tatsız düşüncelerin

sirkeli tatsız tuzsuz acı salatası.

Al parayı benim yerime namaz kıl,al benim yerime hacca git,al benim yerime oruç tut,zekatımı benim yerime ödeyiver gibi

bir şey.

 

Bizlerin ibadetine,namazına, etine ihtiyacı

olmayan Allah,bu bayram la bize her şeyde olduğu gibi anlatmak istediği, tamamen güzel ve paylaşımcı bir yaşamı,kurban eti vesilesiyle zekatta olduğu gibi,

insanlar arasında birliği,bereketi,hoşgörüyü oluşturmak, olmayanın olana bu vesile ile tebessüm ile bakmasını sağlamak,kaynaşma,hatırlanma gibi güzel hasletleri oluşturmak isteminde buluşturuyor.

Bütün arzu burada.

 

KURBANI kestikten sonra komşunun kapısını

çalıp,size kurbanımızın etinden getirdim,kabul

buyurun demekle; kalplerin ısınması,bağların

kuvvetlenmesi istemi,kurbanda ki öne çıkan en

büyük lütuf diyebilirim.

 

Biz insanoğluna ikram edilen lütuflar o kadar

çok ki,farkında olabilmek de bir o kadar kolayken

umursamazlığın alış noktaları bizleri daha

çok cezbediyor galiba.Rahatlık,uğraşmama,

sıkıntıya girmeden halletme,nemelazımcılık,

ver kurtul gibi gibi.

Din ritüellerinin hepsinin bir yaşanmışlığı

var ve tamamen insan ve insan yaşamına verdiği önemin, insani seviyesinde ki,anlama ve idrak kabiliyetine göre  yaratıcımızın gönderileri dir.Buna dikkat edip davranış ve düşünceler de gerçekleştirmek lazım, fakat şeytanın ve hatırlı dostlarını atlatabilmek o kadar kolay olmuyor,

Lakin atlatmak gerek, yaklaştığında çelme takıp yere vurmak gerek.Çünkü asli görevi iyi,doğru,güzel,farz olan her şeyi tersine çevirip başarısıyla gururlanmak.O nedenle kurban ibadetini yaparken,alımından dağıtımına kadar rekat rekat bizati aile efradıyla birlikte çalışmak gerekir.Samimi olarak bu konuda birşey söylemek gerekirse, IBAN yolunu tercih etmeyin,edenlere de yanlış olduğunu,doğrunun

amacına uygunluğu daha efdal olduğunu söyleyin.

Şöyle bir ses çıkabilir metropol şehirlerde kurban ibadetini yapmak,yerine getirmek çok zor, o bahanelere sığınılabilinir zira ibadetler meşakkatle sarmalanmıştır. İstendimi alınıp kesilebilir her yerde,her mecrada,gösterilen yerlerde veya kesimhanelerde.

 

 

Nasıl geçti tatiliniz,ne yaptınız, parayı

gönderdik kesecekler, kim uğraşacak zaten kurbanla,tatil planımız var,çocuklar durmuyor deniz istiyorlar,kan görmeye tahammülüm yok,ev kirlenecek,çok da et yemiyoruz,elimi de vuramam,iğreniyorum,kıl tüy falan gibi;

düşünme kabilyeti verilmiş olan insana yakışmayan şükürden uzak cümleler kurmaktan kaçınmak GEREK.

Allah’a yaklaştıracak olan herşey iblisin harekat

alanı kapsamında dır,onu da anlamak,bilmek gerek.

Şimdiden kurban ibadetiniz MÜBAREK olsun,

bayram namazınız ve kesip dağıtacağınız etlerin hanenize bereket getirmesini dilerim.

Kıymetli okurlar.

Yazarın Diğer Yazıları