Genç idealist öğretmenler…
Mustafa M. Atilla
Bugünkü yazım;..siz değerli genç, idealist ilkokul öğretmenlerine:
Biliyorsunuz ki sizler, insan eğitimindeki temel
alt yapıyı hazırlayan,onları geleceğe, ileriye,
istikbale taşıyan,eğitimin ilk kademesinde ki kıymetli insanlarsınız.
Bu işi yaparken çocuğun hamuruna en fazla maya çalmak sizlerin işi olduğunu,ilmek ilmek
işleyeceğiniz zihinsel düşünce nakışı,onların
hayatlarının her anını motifler gibi süsler.
O hayatın rengarenk motiflerini sizler ilmik ilmik
düğümlersiniz,dizayn edersiniz.Hiç te kolay birşey değildir,vebali de var, sevabı da,Ağaç yaşken eğilir misali, eğilip buküleceği,evrilip,
savrulacağı, hızlı gelişen, her şeye açık,meraklı
yapıları ile siz kıymetli öğretmenlere muhtaç
öğrenciler; bugün için çok daha fazla sizlerin
fedakar özelliğinizden yararlanacakları kesin.
Bugünkü yazımın ana hedefine siz genç öğretmenleri onun için konuk yaptım.
Yıllar yılı bu ülkenin çocuklarına eğitim vermiş
tecrübeli öğretmenler,eğitim bayrağını kendi
branşlarında kısmen imkansızlıklarla günümüze taşıdılar.
Çağın getirilerin den çok da fazlasıyla yararlandılar söylenemez,son zamanlar belki teknolojinin kırpıntıları diyebileceğimiz ufak tefek istifadeler okul sıralarına yansıdı fakat
tam manasıyla teknolojiden nasiplenemediler.
Bu ülke; hiçbir zaman eğitimde çağı yakalayamadı.Hep geriden geldi, hep geriden
takip etti.Ne zaman bir sıçrama yakalansa içeride veya dışarıda belkide el ele
ortaklaşa bir el hiç bir zaman maarifin üstünden eksik olmadı,ellerini çekmediler.Yanlış bilgiyle
kitapları yazdırıp okuttular,
Onlara inat,olmadı diye pes etmeyeceğiz elbette,genç girişimci eğitmenlerle yolumuza bakacak,hızla alabildiğimiz kadar yolu hızla
katedeceğiz,bunun için azim ve fedakarlıkla tecrübeli öğretmenler,yabancı eğitmen takibi ve siz genç öğretmenler birlikte, bıkmadan bu çöken,çöktürülmek istenen eğitim sistemine yeni kan akışını ilgi çekici bir anlatımla eğitim kataloğuna beyaz sayfalarla yerleştirmemiz gerekir.
Aslında bu yazıyı yazmama sebep olan şey, seyrettiğim bir japon ilk eğitim eğitmeninin videolarını şans eseri izlemem oldu.İzlerken büyülenmedim desem yalan olur,seyrederken zihnime hamle yapıp beni mat etti. Çünkü hayal gücüne öyle işlev kazandırmıştı ki donup kalmıştım.tekrar tekrar izlemek bana zevk vermeye başlamış,beni bu ülkenin evladı olarak kendime yenik düşürmüştü.Bunlar kim
nasıl insanlar derken,kendime soru sormaya
başladım.Bizim neyimiz az da bunları yapmıyoruz,imkan meselesi desem o da değil
çünkü basit materyallerle çocuğun zihnini en
olmadık şekilde başarma kabiliyeti ile tıka basa
dolduruyordu ki unutulmaz anların nasıl geçtiğini anlamadan tekrar tekrar seyrettim.
Başarma duygusunu,yeteneğini,..kazandırma
hedefleriydi çünkü.
Bu tamamen kendi düşüncem!..
Eğer hayalle başlayan herşey gibi bunu da
yapmak istiyorsak, neden olmasın.. kapıp getirebiliriz japonya,Finlandiya gibi ülkelerden yabancı eğitmenleri,milyonlarca vasıfsız insanı nasıl kabul ediyor başımıza taç yapıyorsak
onlarıda taç yapalım.
Bunu MEB den beklemiyorum,çünkü hayalleri başka.Emir ve talimat zinciri…bilim ve fen doğrultusundaki eğitimin,insan zihnine baş kaldırıcı rol yüklediğini zannetme lerinden kaynaklı düşünce yapısı içinde oldukları varsayımları, her mecrada konuşulup,yazılıyor,
bende aynı kanıdayım, çünkü okul sıralamalarının her geçen gün ilklere doğru yol
alacağı yerde sonlara doğru koştuğunu
üzülerek görüyoruz.Giden gitsin kelimeleri de
görünen köye kılavuz istemez den bahseder
bize.
Videoları izledikçe;hiç kimse kusura bakmasın,
bende bakmıyorum çünkü,milletçe rahatına düşkün bizim gibi bir başka millet yok sanırım.
Hiç kimse işini tam manasıyla yapmıyor,devlet
de bunu çok iyi biliyor,salmış çayıra mevlam kayıra,haftanın beş günü tatil,iki günü çalışma
dense herkes itiraz etmeden neden olmasın
diyebilecek gibi görünüyor.Hele bayramlar için,
yirmi gün tatil edildi söylense,bayram bahane
tatil şahane olacak akıllarda.
Neyse geç bunları diyorum kendime en sonun da.Genç öğretmenlere teslim olunmuş
bir cumhuriyet var orta yerde,..bu genç öğretmenler,ilim; dünyanın neresinde olursa olsun alıp gelecek, üstüne de kendi çaba ve
hayallerini iliştirecek, yanlış düşüncelere inat
çocuklarımızı başarı odaklı doğruluk ilkesiyle
yetiştirecekler, benim ümidim her zaman bu yönde.
Soruyorlar sokakta ki insanlara,pi sayısı kaçtır,.seksenli yılların öğrencilerinin tamamı bilir bu sualleri, bugün kırk dört yıl sonra,yüz kişiden biri beşi zor biliyor,..kırk dört yıl geçmiş aradan bir adım ileri atlamış gibi görünmüyoruz
haydi diyorum!
varın gidin topyekün akılları çalıştırmaya, hava muhalefetine karşı saygı ve sevgi ışığı altında dış dünyanın en iyi öğrencileri ile yarışacak talebeler yetiştirin.Yoksa çok geç olacak.iyi ve doğru insanlar yetiştirin,iyi yerlere,yetkili yerlere gelsinler,oraları şenlendirsinler,geleceğe taşısın
boyun eğmez, dik duran, dinle bilimin aynı ray sistemiyle yol alacağını kavrayan insanlar yetiştirin.
Kimler; Genç idealist öğretmenler.
Kime karşı;Yanlış eğitim politikalarını dayatan
insanlara karşı.
Son olarak söylemek istediğim şey,eğer eğitimci iseniz mesleğinizin hakkını
vermediyseniz bugün yaşanan cehaletin bir kısmının müsebbibi siz olabilirsiniz,yok eğer öğrenci yetiştirmede tüm maharetinizi kullandıysanız müsterih olun ve huzur yaşamınızın tatili olsun.