![Nedim İlikçi](https://i.vansesigazetesi.com/c/60/180x180/s/dosya/koseyazar/nedim-ilikci-S5y4.jpg)
ALİ İHSAN SABİS HARP HATIRALARIM BİRİNCİ DÜNYA HARBİ
Nedim İlikçi
Değerli okurlar; Ali İhsan Sabis 1882’de İstanbul’da doğar. 1904’te Harp Akademisinden birincilikle mezun olur ve Erkan-ı Harp yüzbaşısı olarak orduya katılır. Harp Akademisinde Mustafa Kemal’in dönem arkadaşıdır ve aynı yıl mezun olurlar. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Cihan Harbine girmeye karar verdiğinde Osmanlı Genelkurmayında Hareket-i Harbiye şubesinde görev yapar. Harbin yönetildiği birimin kalbinde bulunur ve Enver Paşa ile birebir görüşen subaylardan biri olur. Balkan Harbinde, Kafkas cephesinde, Irak’ta, İran’da görev yapar. 1918’de Van’ın düşman işgalinden kurtarılmasını sağlayan ordunun komutanıdır. Irak cephesinden döndüğünde İstanbul’da İngilizler tarafından tutuklanır ve Malta Adasında hapis edilir. Yaklaşık iki yıl adada hapis yattıktan sonra kaçarak Anadolu’ya geçer. Ankara’da bizzat Mustafa Kemal’in de katıldığı bir törenle karşılanır. Milli mücadeleye katılır. Ordu komutanlığı yapar. İnönü ile anlaşmazlıklar yaşar ve kırk bir yaşında emekli olmak zorunda kalır. Yıllar sonra Demokrat Parti kurulunca bu partide siyaset yapar.1957’de vefat eder.
Böylesine önemli görevler üslenmiş bir generalimizin hatıraları, yaşadığı dönemin kavranması açısından son derece önemli bilgiler içerir. Tarihi olayların arka planını oluşturan şartları, nedenleri ve güç kaynaklarını, bu süreçte rol oynayan kişilerin duygu, düşünce ve tavırlarını bu türden hatıraları okuyarak tahlil edebileceğimizi hatırlatmak isterim. Ali İhsan Sabis’in hatıralarını okurken Birinci Cihan Harbi’ne girmeden önce Osmanlının sosyolojik, psikolojik ve ekonomik yapısı hakkında bilgiler ediniyoruz. O dönemin halkı, bürokrasisi ve ordusunu yakından tanıma imkânı buluyoruz. Harbe girmeden öncesi ve sonrasında Osmanlı Genelkurmayında alınan kararları ve bu kararların gerekçelerini anlıyoruz. Balkan Harplerinde, Kafkas cephesinde, Sarıkamış’ta, Irak cephesinde, Kut’ta, Bağdat’ta, Musul’da, İran’da ve diğer savaş alanlarında neler olup bittiğini öğreniyoruz. Alman subaylarının Osmanlı ordusu içindeki durumlarını tahlil edebiliyoruz. Malta’da nelerin yaşandığını kavrıyoruz. Kurtuluş savaşı ve cumhuriyetin kuruluş aşamalarında yaşananları takip edebiliyoruz. Tarihimizin bu önemli dönemini, bu süreci bizzat yaşamış bir komutanın anlatımları ile izliyor, o dönemin gelişmelerini analiz edebilme yetimizi geliştiriyoruz.
Bu kitabın biz Vanlılar için de özel bir önemi vardır. Bu önem 1918 yılının Van’ını bizzat yaşamış, Van’ı düşman işgalinden kurtarmış bir generalin o dönem ilimizde yaşananlara hatıralarında yer vermesinden kaynaklanmaktadır. Kitapta Ali İhsan Sabis’in Van’dan uzun uzadıya bahsetmiş olduğunu söyleyemem. Ancak kitabının on beş-yirmi sayfalık bir bölümünde doğrudan Van ve çevresinden bahsettiğini söyleyebilirim.
Ali İhsan Paşa kitabının dördüncü cildinde Van’dan bahsederken bir paragrafta şöyle diyor:”Van cenup müfrezesi 6 Nisan 1918’de Van’a girdi.7 Nisan’da istirahatla 8 Nisanda Saray istikametinde hareket edeceğini bildirdi. Van’da seksen beş ton erzak elimize geçti. Van’da elimize geçen erzak ile hududa doğru ileri harekât mümkün oldu. Şu suretle Nisan ayının ilk yarısında Van Vilayeti işgal edilmiş ve ötede beride çete muharebesi yapmakta olan Ermeni haydutlarından başka düşman kalmamış idi.” Bir başka parağrafta “15 Nisan 1918’de Beyazıd, 16 Nisan’da Başkale ve Deyr işgal olundu. Başkale tarafından İran tarafına geçen Nasturi kuvvetlerinin, bin kişiden mürekkep olduğu, İngilizler tarafından İngiliz tüfekleri ile müsellah oldukları, İngilizler tarafından bunlara iki top ile üç makineli tüfek verilmiş olduğu, Nasturilerle Kürt aşiret reislerinden Sımko’nun arasında münaferet bulunduğu haber alındı. Bu haber Sımko’dan ileride yapacağımız hareketler için istifade etmek imkânının bulunduğunu bize gösterdi.” Diye devam ediyor.
“Harp Hatıralarım, Birinci Cihan Harbi” isimli kitap dönemin Altıncı ve Birinci Ordu Komutanı Emekli General Ali İhsan Sabis tarafından yazılmış. Kitabın en son baskısı 1990-91-92 yıllarında Nehir Yayınları tarafından yapılmıştır. Kitap yaklaşık bin dokuz yüz sayfadır ve beş cilt olarak basılmıştır. Kitapta o döneme ait önemli fotoğraflar da bulunmaktadır. Osmanlının son dönemini, Osmanlıdan cumhuriyete geçiş sürecini, kurtuluş mücadelesi sürecini ve sonrasını Ali İhsan Sabis Paşa’nın gözleri ve duyguları ile takip etmek isteyen herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu tavsiye ediyorum.
Kalın sağlıcakla.