Çocuk davamız
Nedim İlikçi
Değerli okurlar; bizler Kazım Karabekir Paşa’yı Kurtuluş Savaşındaki başarıları ile biliyoruz. O’nun askeri kimliği, siyasi ve sosyal yönünü baskılıyor. Oysaki Paşa’mız, ülkemizin siyasi ve sosyal hayatına da çok önemli katkılar sunuyor. Bu katkılarından biri de seferberlik döneminin koşulları sonucu sahipsiz kalmış çocuklara sahip çıkmasıdır. Her gittiği yerde öncelikle okulları denetlemesi, bakımsız ve muhtaç çocuklara yardım elini uzatmasıdır. Çocukların sıhhi durumları ve iaşeleri ile ilgilenmesi, Yetim Yurtlarında (Dar’ul Eytam) iaşe sıkıntısı var ise bu sıkıntıyı ordu iaşesinden yardımlar yaparak gidermeye çalışmasıdır.
Birinci Cihan Harbinde birçok aile dağılıyor. Çocuklar aç- biilaç ve çaresiz bir halde ortada kalıyorlar. Bu durum devletin en önemli sorunlarından birini teşkil ediyor. Kazım Karabekir Paşa’nın ideali, seferberlik sürecinde sahipsiz kalan bu çocuklardan oluşan bir kasaba kurmaktır. Bu çocukları devlet koruması altına almaktır. Bu idealini de Sarıkamış’ta gerçekleştiriyor. Sarıkamış’ı kocaman bir çocuk yetiştirme yurdu, kendi deyimi ile “Çocuk Kasabası” yapıyor. Çevre il ve ilçelerde sahipsiz kalmış çocukları da burada toplamaya gayret gösteriyor. Bu kasabada oluşturulan çocuk yuvasının tüm iaşesinin devlet bütçesinden karşılanmasını sağlıyor. Burada toplanan çocukların yeteneklerine göre eğitim almalarını sağlıyor. Bu çocuklar asker, zanaatkâr, tamirci vb. gibi mesleklerde yetiştiriliyorlar.
Kazım Karabekir “Çocuk Davamız” isimli kitabında, sahipsiz kalan Ermeni çocuklarının Amerikalılarca sahiplenildiğini ve tüm iaşelerinin Amerika ve Avrupalılarca sağlandığını da belirtiyor. Ermeni yetimlerinin Amerikalı eğitimci ve bakıcılarca yetiştirildiğini anlatıyor.
Sarıkamış’ta oluşturulan çocuk kasabasında toplanan çocuklardan biri de Talat isminde bir hemşerimizdir. Talat’ın çok hazin bir hikâyesi vardır. Talat’ın anne babası 1915 Van olaylarında Rus ve Ermeni çetelerince katledilirler. Onu sahipsiz bulanlar alıp Erzurum’a götürürler. Bir süre bakımını üstlendikten sonra Onu Erzurum darüleytamına vermek zorunda kalırlar. Bir süre Erzurum darüleytamında kalan Talat, Kazım Karabekir’in kurduğu Sarıkamış Çocuk Kasabasına nakledilir. Talat büyür ve zabit olur. Yıllar sonra yaşadıklarını Halide Edip Adıvar’a anlatır. Talat’ın hikâyesi Halide Edip Adıvar’ın 16 Nisan 1922’de yazdığı makalesine konu olur. Talat’ın hazin hikâyesini öğrenmek isteyenler adını yazı başlığım olarak kullandığım kitaba ulaşabilirler. Ben Halide Edip Adıvar’ın anlattığı Talat’ın hikâyesinden bir paragrafı siz okuyucularla paylaşmayı uygun görüyorum. Bu paragrafta Talat, Erzurum darüleytamının durumunu ve zamanın koşullarını Halide Edip’e anlatıyor. Halide Edip, Talat’ın anlattıklarını makalesinde şöyle yazıyor:
“ …..Talat Efendi burada, küçük eliyle kovmak istediği çirkin hayali, bulutlanan gözlerinden sildi. Fakat ben o hayali çok iyi bilirim. Fena darüleytam, nasıl sefalet, ızdırap, biçarelik yeridir. Gözümden sinema şeridi gibi Talat Efendi’nin silkip kovduğu hayal uçtu. Yerleri süprüntü içinde, havası bin bir taaffün ve kirli bir duman içinde koridorlar ve açık odalar görüyorum. Orada burada yerlere atılmış paçavra halinde yataklar, dermansız, sarı, yarı çıplak, gözleri karanlık bir yeis içinde bin bir illetler, biçarelikler, kimsesizlikler içinde sürünen çocuk heyulaları, derin, kesik öksürükler, yastığına başını kapamış boğuk boğuk inleyen çocuklar….Hepsi gözümün önünden geldi, geçti. Ah yavrum… Memleketi için ölen babalarınızın, analarınızın bize bıraktığı bu kıymetli vedialara nasıl ihmal ile günahkâr bir lakaydi ile baktık bir bilsen!
Talat Efendi’nin gözleri parladı ve yeni, neşeli bir sesle devam etti:
---Nihayet bu fena darüleytamdan Paşa Babamızın darüleytamına, Sarıkamış’a geldik. Orası çok güzel, bizi çok seviyorlardı…….”
“Çocuk Davamız” isimli kitap Kazım Karabekir tarafından yazılmış. Yapı Kredi Yayınlarından piyasaya çıkmış. Kitap 462 sayfadan oluşmaktadır. Cumhuriyetin kurulduğu dönemi ve mecliste sahipsiz ya da bakımsız çocuklar için yapılması gerekenlerin konuşulduğu müzakereleri de bu kitaptan takip edebilirsiniz. Birinci ve ikinci meclisin durumu ve Paşa’nın o dönem yaşadıklarının bir bölümüne de vakıf olabilirsiniz. Kalın sağlıcakla….