II. Uluslararası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Van Yemekleri Sempozyumu
Nedim İlikçi
Değerli okurlar; ilimiz ve bölgemizin tarihi ve kültürel zenginliklerinden biri de mutfak kültürümüzdür. Mutfak kültürümüzün 3000 yıl öncesine dayandığı belgelerle sabittir. Yemek kültürümüzle ilgili ilk belgeler Urartulara dayanmaktadır. Bu belgeler bizlere; Urartular döneminde meyve ve üzüm bağlarının kurulduğunu, şarap yapımının olduğunu, kışın tüketilmek üzere meyvelerin kurutulup saklandığını, yemeklerde hayvansal ve bitkisel yağların kullanıldığını, tarımda bakliyat üretiminin yapıldığını bildirmektedir İlimiz tarihi süreç içinde, doğu ve batısından, kuzey ve güneyinden önemli göçler almış. Göç ile gelen topluluklar yemek kültürlerini de beraberlerinde ilimize taşımışlar. İlimizin yemek kültürüne, getirdikleri yemek kültürünü de katmışlar. Bu durum ilimizde yemek sentezlerinin oluşmasına sebep olmuş. Oluşan bu mutfak kültüründe,ilimiz ve bölgemizde üretilen hayvansal ürünlerin, yetişen sebze, meyve ve diğer tarım ürünlerinin bolluğu da etkili olmuş.. Bunun sonucunda beslenme alışkanlıklarımız ve damak zevklerimiz olabildiğince çeşitlenmiş ve gelişmiştir. İlimiz ve ülkemizde yemek yemek sadece karın doyurmak eyleminden daha öte anlam ve işlevleri içinde barındırmaktadır. Yemek sofraları toplumsal birlikteliği sağlamanın bir aracıdır. Dostlarla iletişim kurmanın bir vesilesidir. Bilgilerin, görgülerin, düşüncelerin paylaşıldığı özel alanlardır. Aile fertlerinin bir araya gelmek zorunda olduğu bir kurallar manzumesidir. Aile ve akraba birliğini korumanın bir aracıdır. Bizim ailede özellikle akşam sofralarının aile fertlerinden birinin olmaması halinde kurulmadığını bizzat yaşayanlardanım. Gelmeyen aile ferdi beklenir ya da neden gelemediği yönünde haber vermesi gerekirdi. Bu alışkanlık bugün de Vanlı ailelerde aynen devam etmektedir. Van’ımızın mutfak kültürünü çevre bölgelerden ayıran en önemli özellik bizim yemek kültürümüzde Van Balığının da yer almış olmasıdır. Gölümüzde ve Gölümüze akan akarsularda avladığımız balıklarla çok çeşitli lezzetler var etmişiz. Bu lezzetler bugün de tüm çeşitliliği ile mutfaklarımızda üretilmekte ve bizleri beslemektedir. Bu hafta tanıttığım ve adını yazı başlığım olarak kullandığım kitaptan bir Van yemeğinin tarifini siz okuyucularla paylaşmak istiyorum. Bu yemek, bizler çocukken yapılan ve zevkle yenilen, bugünde geleneksel mutfak alışkanlıklarını koruyan evlerde yapıla gelen ayva yemeği olsun istiyorum. Tarifi şöyle:”Küp şeklinde doğranmış soğan, pembeleşinceye kadar yağda kavrulur. Daha sonra kavurma ve önceden haşlanan mercimek, karabiber, tuz ve yeterince sıcak su ilave edilir. Pişen yemeğe çekirdeklerinden ayrılarak dilimlenmiş ayvalar da katılır. Ayva çok çabuk piştiği için, en son konur. Kuru reyhan eklendikten sonra, pişen ayva yemeğine isteğe bağlı olarak sarımsakta ilave edilir. Tabaklara konan ayva yemeği tandır ekmeği ile birlikte servis edilir.” “17. Yüzyılın ortalarında Van’a gelen ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi, ayva yemeğini büyük bir övgü ile anlatmaktadır. Gerçekten de Van ayvası fazla tatlı olmadığı için, bununla yapılan yemek oldukça lezzetlidir “II. Uluslararası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Van Yemekleri Sempozyumu” isimli kitabın editörlüğünü Prof. Dr. Oktay Belli yapmış. Kitap 24-26 Kasım 2010 tarihleri arasında Van Ticaret ve Sanayi Odasında yapılan konferansa sunulan 47 bildirilerden oluşmaktadır. Kitabın önsözü dönemin Van Valisi Münir Karaloğlu, sunuş yazısı Prof. Dr. Oktay Belli tarafından yazılmıştır. Konferansa sunulan her bir bildiri alanında söz sahibi yerel bilgeler ve bilim adamlarınca hazırlanmıştır. Bu kitaba katkı sunan herkese kendi adıma teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum. Konferansta sunulan bildiriler Van Valiliği tarafından bastırılarak kitaplaştırılmıştır. Kitap 2012 yılında Mavi Ofset Yayın Tic. San. Ltd. Şti. tarafından basılmıştır. Kitapta Van yemek kültürünün yanı sıra Doğu Anadolu, Kafkasya, Nahcıvan ve Kuzeybatı İran bölgelerinin geleneksel mutfak kültürü ve yemekleri de yer almaktadır. Kitap büyük boy kuşe kâğıda basılmış, son derece kaliteli fotoğraflar içermektedir ve 560 sayfadan ibarettir. Kitabın kaynak kitap niteliği taşıdığı ve her hemşerimizin kütüphanesinde bulunması gerektiğine inanıyorum. Kalın sağlıcakla….