Döktükleri kanda boğulacaklar
Nimetullah Arvas
İnananlar için yeryüzü cennet bahçesi, kafirler içinse cehennem çukurudur. Tarihten öğreniyoruz ki zalimlerin akıbeti tarifi mümkün olmayan acılarla sonlanacaktır ve tarih bunların akıbetlerinin şahididir. Ahirette ise elem verici bir azapla karşı karşıya kalacaklarını ve acı çekeceklerini yüce ve mukaddes kitabımız haber vermektedir. Onların cehennemde içecekleri ise eritilmiş demir eriği olacaktır. Onların gözleri dışarıya fışkıracak ve şefkat dileyeceklerdir. Ancak onlar için ne bir müşfik dost ve yardımcı olmayacaktır. Kafirlerin arz ettiğimiz hallerle karşılaşacaklarını yüce ve mukaddes kitabımızın muhtelif ayetlerinin kısa meallerinden iktibasen aldık.
Beynelmilel Siyonizm bütün maddi gücüyle Filistin’de bulunan mazlumlara saldırmaktadır. Oluk oluk kanlarını akıtmakta ve hatta anne karnındaki bebeklere bile acımamaktadır. Çünkü onlarda acıma duygusu yoktur. ’’Hevesat-ı Hayvaniye ile’’ yırtıcı, vahşi hayvanların özellikleriyle hallenmişlerdir. ‘’Melekat-ı İnsaniyeleri tamamen kaybolmuştur.’’ ve insanlık şerefinden mahrum olmuşlardır. Beynelmilel emperyalizmin ve onların ağababaları olan siyonizm’in hevesleri kursaklarında kalacaktır. Mazlumların ahı, çocukların ve biçarelerin eninleri elbette karşılıksız kalmayacaktır. Onların beddualarıyla arş-ı ala arasında herhangi bir perde yoktur.
Bütün alem bilsin ki bu bayrak inmeyecektir. Ellerimiz kesilse bile sancağımıza koltuğumuzla sarılarak yine de yere düşürmeyeceğiz. Cafer-i Tayyar gibi Allah’ın izniyle kanatlanıp meleklere karışacağız. Her bir fert olarak Ulubatlı Hasan gibi ok yağmurunun altında Allah’ın izniyle bayrağımızı burçlara dikeceğiz. İslam tarihi nice bunun gibi eşsiz misallerle doludur. Hristiyan batı emperyalist emellerle İslam dünyasının Hilafet merkezi olan İstanbul’u almak ve Anadolu başta olmak üzere Ortadoğu’yu esir etmek için bütün gücüyle Çanakkale’ye donanmalarla geldiğini herkes bilmektedir. Ancak İngilizlerin Ocean zırhlısı denizin karanlık sularına gömülmedi mi? Amerika’nın fikir babası İngilizlerin orduları Kut’ül Ammare’de esir edilmedi mi? Avrupa’nın gururla iftihar ettikleri Napolyon Sina Çölü’nde askeri mühimmatını bırakıp gerisin geri kaçmadı mı? Halbuki Yavuz Sultan Selim Han 13 günde bu çölü geçmişti. Ali İmran suresi 12. Ayette Kafirlere de ki; ‘’Yakında yenileceksiniz ve Cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir.’’ denmektedir.
Kutsi şerifin ilk fatihi Hz. Ömer’dir. Okuduğu hutbesine kulak verelim. Hitabesinin bir yerinde ‘’Biz cahiliye dönemindeyken her türlü kötülüğü yapar, hak ve hukuka riayet etmezdik. Yağma ve hırsızlıkla meşguldük. İnsanlığın onuruna yakışmayacak derecede zillet içerisinde yaşıyorduk ve zelil idik. Yüce Allah bir peygamber göndermekle, onun vasıtasıyla Kur’an ile şereflendikten sonra zilletten kurtulup izzet sahibi olduk.’’ demiştir. Bu ne kadar anlamlı bir mesajdır. Çünkü izzet Allah’a, peygamberine ve müminlere aittir. Münafikun suresi 8. Ayette Onlar; ‘’Hele Medine’ye dönelim, o zaman güçlü olan zayıf olanı oradan çıkaracaktır.’’ diyorlar. Halbuki bütün izzet ve üstünlük Allah’ın, elçisinin ve müminlerindir, fakat münafıklar bunu bilmezler.’’ buyurmaktadır. Sultan Selahaddin-i Eyyubi Hazretleri sürekli mahzun, çehresinde tebessüm izlerine rastlanmıyordu. Niçin bu kadar mahzunsunuz diye sorulduğunda ‘’Kudüs mahzun iken ben mütebessim olamam’’ demiştir ve nihayet fetih müyesser olduktan sonra Mescid-i Aksa’da hatibin esaretten sonra okuduğu ilk hutbede onu ve ordusunu tebrik etti. Hutbesinin bir bölümünde ‘’bu orduya müjdeler olsun ki sizin elinizden peygamberin mucizesi, Bedr’in galibiyeti, Ebubekir Sıddık’ın kararlılığı, Hz. Ömer’in fetihleri, Hz. Osman’ın orduları, Hz. Ali’nin düşmanlara dalışlarını ve kırıp geçirmesini ve yine İslam için yapılan Kadisiye, Yermük Harbini, Hayber Kuşatmasını ve Halid Bin Velid’in hücumlarını tazelediniz. Yüce Allah mübarek eylesin.’’ demiştir. Cenab-ı Allah bize böyle başarıları nasip eylesin.
Haddini aşan emperyalist ve siyonistlerin hesaba katmadıkları çok şey vardır. Allah’u Teala’nın görünmez ordularının varlığına iman ediyoruz. İslam aleminde şehadet şerbetini içmeye hazır nice mücahitler, nice serdengeçtiler, nice alperenler vardır. Nice analar çocuklarını Allah sevgisi, peygamber aşkı ve mukaddesat dolu ninnilerle büyütmektedirler. Kafirler her zaman korkak olurlar. Hainlerin müminlere karşı çarpışmaya ödleri kopar. Çünkü dünya lezzetleri, cennetin nimetleri karşısında bir hiçtir.
Batı’nın hedefi İslam’a bin yıl hizmet eden mübarek ecdadımızın bize bırakmış oldukları kutsallarımızı esir etmek ve bizleri bölüp parçalamaktır. Herkes bilsin ki Anadolu baştan başa bir şehitliktir ve her bir ferdi şehit olmaya namzettir. Bizler evlad-ı fatihanız. Emperyalistlerin ve siyonistlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Ordunun Dua marşının son dörtlüğüyle yazımıza son veriyoruz.
Ey ulu peygamberimiz nerdesin?
Dinle minaremde öten gür sesin!
Gel, bana yar ol ki cihan titresin,
Kimse dönüp süngüme yan bakmasın.