İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİ
Nimetullah Arvas
Bilindiği üzere Allah’u Teala bütün peygamberlerine peygamber olduklarına dair insanları bir benzerini meydana getirme de acze bırakan olağanüstü olaylar bahşetmiştir. Bu tabiat üstü olaylara Mucize denir.Geçmiş peygamberlere bahşedilen mucizeler olduğu gibi son Peygamber Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesselam efendimize de mucizeler verilmiştir. Efendimizin en büyük mucizesi Allah’u Teala tarafından Hazreti Cebrail vasıtasıyla 23 yılda indirilen ve kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan Kuran ı Kerim’dir. Kuran’ı Kerim kıyamete kadar bütün çağlara hitap eden bir mucizedir.
Peygamber efendimize bahşedilen ikinci büyük mucize ise İsra ve Miraç mucizesidir. Bu mucizeden bizatihi İsra Suresi’nin birinci ayeti kerimede Yüce Allah: Kulunu (Hazreti Muhammed’i) bir gece, Mescid-i Haram’dan kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için etrafını mübarek kıldığımız Mesci’di Aksa’ya götüren Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz o her şeyi hakkıyla bilen hakkıyla görendir.
Bu ayeti kerimede Allah’u Teala kendi kudret ve iradesiyle Peygamberimizi Mekke’den Kudüs’e götürdüğünü beyan buyurmaktadır.
Miraç ise:Kudüs’den Hazreti Cebrail’in rehberliğinde göklere ve oradan da ‘SidretülMüntehâ’ya kadar çıkmasıdır. Miraç’ta Peygamber efendimizin karşılaştığı ve gördüğü olaylarla alakalı Kuranı Kerim’in 53. Süresi olan Necm Süresi ile, ayrıca çokça sahih hadisler bildirmektedir.
Resulullah’a Miraç’ta üç hediye verilmiştir. 5 vakit namaz, Bakara Süresinin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi verilmiştir.
İslamiyet’in ölçülerine göre devlet, toplum, aile ve bireyleri düzenli bir şekilde disipline eden esasları koyan emirleri tadat eden ayeti kerimelerden 12 tanesini İsra gecesinden ismini alan Kuran’ı Kerim’in 17. Suresi olan İsra Suresi’ndedir. Bu emirler daha önceki Peygamberlere de bildirilmiş hatta Tevrat’ta da bu 12 emirden 10 tanesi mevcuttur.
Kuranı Kerim’in İsra Süresindeki 12 emir ve yasaklar aşağıda bildirilmiştir.
22-) “Allah ile birlikte bir ilâh daha tanıma! Sonra kınanmış ve kendi başına terkedilmiş olarak kalırsın.”
23-) “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of!” bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.”
24-) “Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!” diyerek dua et.”
25-) “Rabbiniz sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız, şunu bilin ki Allah, kötülükten yüz çevirerek tevbeye yönelenleri son derece bağışlayıcıdır.
26-) “Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.”
27-) “Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdırlar. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.”
28-) “Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.”
29-) “Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.”
30-) “Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür.”
31-) “Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.”
32-) “Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.”
33-) “Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velisine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır.”
34-) “Yetimin malına, rüştüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”
35-) “Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.”
36-) “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.”
37-) “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.”
38-) “Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbinin nezdinde sevimsizdir.”
6 Şubat sabaha karşı 04:17 de Güney Bölgemizde meydana gelen ve 10 ilimizi etkileyen çok çetin ve korkunç depremde eşine az rastlanan bir tahribat meydana geldi. Bu deprem sadece ülkemizi değil aynı zamanda Dünya Devletlerini de hayret ve dehşete düşürdü. Bir çok ülkenin yüzölçümünden büyük ve nüfus bakımından fazla olan bu bölgemizde devletimiz bütün imkanlarını seferber etmiş, devlet büyüklerimiz başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere gece gündüz demeden canhıraş bir şekilde millet evlatlarının kurtarılması için fiziki maddi imkanlarla seferber oldular. Ülkemizin bütün fertleri tek yürek oldular. Kötü niyetlilere fırsat verilmedi. Şom ağızlılar emellerine ulaşamadılar.
Depremde hayatlarını kaybeden bütün şehitlerimize rahmet diliyorum.
Milletimizin başı sağ olsun. Allah’u Teala necip milletimizi her türlü musibetlerden korusun. Evliya yurdu şüheda burcu şehit kanlarıyla şerbetli aziz vatanımızı her türlü taarruz tasallut ve fitnelerden muhafaza eylesin.
MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN…