İnsanı düzeltmek
Ömer Gündüz
Adamın birisinin beş yaşında bir oğlu vardır. Hafta sonudur, bir haftanın vermiş olduğu iş yorgunluğu ile gününü evde geçirip, dinlenmeyi düşünür. Tabi çocuk hafta sonunu fırsat bilerek babasına: Baba ne olursun, bu gün beraber çıkıp parkta biraz oyun oynayalım, der. Adam çocuğunu kırmak istemez. Ancak evde yatıp dinlenmek, gazete okuyup, televizyon izlemek varken, dışarıya çıkmak hiçte hesapta olmayan bir iştir. Çocuğu kırmadan ben bu işten nasıl kurtulurum diye, düşünürken; aklına masanın üzerinde duran, o gün okuduğu gazetenin verdiği yap-boz oyunu gelir. Ama bu yap-boz sıradan bir yap-boz değildir. Bu yap-boz da dünya haritası vardır. Çocuk da dünyanın ülkelerini ve yerlerini bilemeyeceğinden kolay kolay bunu yapamayacağını düşünen baba, oğluna döner ve der ki: Söz oğlum seninle dışarıda çıkıp oyun oynayacağım. Ama bir tane şartım vardır. Alır dünya haritasını eline, bak oğlum bu dünya haritası. Dünya haritasının parçalarını başlar karıştırmaya. Oğluna da der ki: Al bu dünya haritasını eski haline getir. Yani bozulmuş olan bu haritayı yeniden düzelt ve birleştir. Sonra da söz beraber dışarıya çıkıp oynayalım. Çocukta küçük ve saf olunca sevinir, tamam der. Parçalanmış dünya haritasını alıp, odaya koşar. Başlar haritayı dizmeye… Adam kendi kendine söylenir. Nasıl olsa çocuk diğer odada bu haritayla iki saat falan uğraşır. Sonra da uyuyup kalır. Bende dışarıya çıkmaktan kurtulmuş olurum düşüncesiyle kanepeye uzanır. Daha 10 dakika falan geçmişken çocuk koşarak gelir ve der ki: “Baba dünya haritasını düzelttim.” Adam yerinden büyük bir şaşkınlıkla doğrulur. Dünya haritasını eline alır bir bakar ki harita gerçekten de düzelmiş. Oğlum, bunu nasıl yaptın nasıl başardın diye sorar. Ben bile bu haritayı bu kadar çabuk bir zamanda düzeltemem, deyince: Çocuk Babasına, baba der: “Dünya haritasının arka tarafında bir tane insan resmi vardı. İnsanı düzeltince gördüm ki dünya da düzeliyor.” Bu hikayede kendimize çeki düzen vermek ve bütün bir dünyayı birleştirip düzeltmek için mükemmel bir ders vardır. Bir şeylerin düzelmesi, kötülüklerin ve yanlışların ortadan kalkması için, önce kendi dünyanızdan ve kendi insanınızdan ve yakınınızdan başlayın. En başta evlatlarınızdan…
Ey yürekleri dağlar kadar büyük, azimleri kayalar kadar sağlam olan inançlı insanlar. Ne olursa olsun gelecekten asla ümit kesilmeyecektir. Tarihe bakın, inancınıza sarılın, dininize sarılın. Zulüm ebedi olamaz. Kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Olanları ve olacakları bilmek sadece entrikaların nasıl döndüğünü anlamaya yarar. Buda önümüzde aydınlatıcı bir ışık olur. Bilgimiz arttıkça nasıl mücadele edeceğimizi daha iyi biliriz. İnsan bastığı zemini tanırsa kaymadan nasıl duracağını da bilir. Onun için bu gerçekleri dile getirmeliyiz ve yanlış giden bir şeyleri düzeltmek için mücadele etmeliyiz. İnsanımızı ve insanlığımızı yeniden inşa etmek için yola koyulmalıyız.
Şimdi bir öğrenciye çay ısmarlayacağız, tarihini anlatacağız. Bir çay daha ısmarlayacağız, okuması için eline kitap vereceğiz. Verdiğimiz kitap üzerine konuşacağız başka bir kitap daha vereceğiz. İkinci kitap bitmeden lahmacun yiyip ayran içeceğiz. Bir delikanlıya çay ısmarlayacağız, bin delikanlıya çay ısmarlamış olacağız. Bir delikanlıya selam vereceğiz, bin delikanlıya esenlik dileyeceğiz. Biz böyle böyle büyüyeceğiz. Ve ardından dünyayı böyle düzeltmeye gayret edeceğiz.
Şimdi hep beraber bütün gücümüzle bu memleketin bu ülkenin ve bu kadim ümmetin ve bütün bir dünyanın düzelmesi için çalışmaya ve insana insan olduğu için değer vermeye söz verelim.
Selam ve dua…