Yöneticilik ne demektir?
Prof. Dr. Mehmet Bingöl
Değerli okurlar bundan böyle her hafta Salı günü köşemde önemli gördüğüm ve yararlanacağınızı düşündüğüm konuları sizlerle paylaşacağım. Hayatınızda sevgi, merhamet, adalet ve empatinin eksik olmaması dileğiyle saygılar sunarım.
Yönetmek, yol göstermek ve eğitmektir. Yönetici tevazu, sadelik, cesaret, kararlılık ve dürüstlüğe sahip olmalıdır ve bunları geliştirmelidir. Yönetici aynı zamanda disiplinli olmalı ve hatalar görüldüğünde doğru bir tutuma sahip olmalıdır.
Yönetici örnek teşkil etmeli, çalışmayı doğal bir gereklilik olarak görmeli, özverili olmalı, sade bir yaşamı olmalı, insani duyarlılığa sahip olmalı, kitlelerle sabırlı ve sürekli bir iletişim içinde olmalı, yeteneklerini sürekli olarak aktarabilmeli, kolektif tartışma ve alınan kararların pratiğe uygulanmasında sorumluluk almalıdır.
Yönetici bir bakıma koruyan kollayan şefkat gösteren bir baba kimliğine de sahip olmalıdır. Maalesef günümüzde çoğu zaman yöneticilerde bu özelliklerin çok azını görebilmekteyiz. Bunun temel nedeni inancımızın, geleneğimizin, göreneğimizin ve aldığımız eğitimin bu konudaki öğretilerini ya bilmememiz ya da bildiğimiz halde ona göre davranmamamızdan kaynaklanmaktadır.
Bir yöneticide olması gereken çok sayıda vasıf içerisinde en önemlilerinden biri alçak gönüllülüktür yani nefsin arzularına olabildiğince gem vurmaktır. Nitekim insanlık tarihinde nefsini kontrol altına almış yöneticilerin çok güzel ve doğru işler yaptıklarını görmekteyiz. Güzel dinimizde de bu konuda çok sayıda öğreti vardır. Çok sayıda evliya, âlim ve islam bilgini ve hatta yöneticinin bu duyguyu azami ölçülere indirmek için çile çekmek dahil olmak üzere başkaca çok sayıda yönteme baş vurduklarını biliyoruz.
Bu konuda çok sayıda ayet ve hadis de vardır. Hz. Muhammed (SAV) ' Allah'ın gönderdiği her nebi mutlaka koyun gütmüş, çobanlık etmiştir. Ben de Mekke'nin Kararit mevkiinde koyun güttüm' diye buyurmuşlardır.
Aslında bir yöneticide olması gereken en önemli vasıf Adaletli olmaktır. Bu konuya ilişkin düşünürlerle dile getirilmiş birkaç veciz ifade; 'Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur, geriye kalan her şey onun etrafında döner ' (Konficyus ). Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat, itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı.' (Elie Wiesel. )
Bu konuda Peygamberimiz Hazreti Muhammed ( SAV ) ' Bir günlük adalet 60 yıllık ibadetten faziletlidir.' Buyurmuşlardır.
Bir hadisi şerifte 'Emanetler, görevler layık olmayanlara verildiğinde kıyameti bekle ' denilmiştir.
İyi bir Müslüman İdareciye, Kendini halktan ayırmaması, sade ve tutumlu yaşaması ve de zenginliğin toplumda olabildiğince eşit dağılımını sağlamak emir olunmuştur.
'Bir memleketi helak etmek istediğimiz zaman oranın zengin ve bolluk sebebiyle azmış olanlarına emrederiz. Onlar ise kötülüklere dalarlar. Böylece o memleket üzerine helak olmak hak olur ve orayı yerle bir ederiz. ' ( İsra Suresi, 16.Ayet )
Melamet ( özeleştiri ), bir ilahi lütuftur ki Allah onu sevdiklerine verir. Melamet ehli gerçek cihat ehlidir. Emanetin icaplarını yerine getirmek için melamet şarttır. (Maide suresi 54. Ayet. )
Kuran'da bütün elçilerin gönderiliş amacının yeryüzünde adaleti tesis etmek olduğu sürekli olarak tekrarlanmaktadır.
İslam ahlakının temel ilkeleri alçakgönüllülük, ayıp örtmek ve madde ve menfaate tapmayı terk etmektir.
Hz. Peygamber ' Sizden herhangi biri kendi nefsi için sevip istediği bir şeyi; kardeşi veya komşusu için de sevip istemedikçe mümin olamaz. ' diye buyurmuşlardır.
Kimi düşünürlerin aşağıda yer alan veciz sözlerinin de konu bağlamında tartışılmasının gerek konunun önemi ve gerekse konuyu farklı yönleriyle değerlendirmek bakımından yararlı olacağı düşünülmektedir.
Kimse öfkeli insan kadar çok yalan söyleyemez. (Nietzsche)
Her şey bir insanı sevmekle başlar. (Sait Faik Abasıyanık)
En yüce erdem, iyi niyet, vicdan ve hoşgörüdür. (Kant)
Esas olan doğru, cesur ve ölçülü olmaktır. (Descartes)
Doğru karar vermek için iki şey gereklidir. Hakikatin bilgisi ve bu bilgiyi hatırlama alışkanlığı. (Descartes)
Başkalarına iyilik yaptıkları halde bundan söz etmeyenler 'yüksek ruhlu' insanlardır. Aşağı ruhlu insanlar ise kendilerine aşırı değer verirler. (Descartes)
Bilge kişi ve ölçülü insan, uygun olan ortayı bilen ve ona göre davranandır. (Aristotales)
Üzülmeyi ve öfkelenmeyi bırakıp anlamaya çalışmak gerekir.(Spinoza)
En iyi insana dahi fırsat verildiğinde adaletsiz davranabilir. Adil bir insan olmak zor, eğri bir insan olmak kolaydır. (Platon),
İnsan var karartır ak gündüzü, insan var ağartır gecemizi. (Sabahattin Eyipoğlu).
Hatanı söyleyene teşekkür et. (Sokrates)
Kendimize değer katmanın tek yolu başkalarına değer katmaktır. Yaşamda sadelik düşüncede ihtişam (derinlik) önemlidir. Olgunluk ve bilgelik egoyu denetim altına almak demektir.
Bir kişi ne kadar olgun ve birikimliyse bir o kadar da alçak gönüllü olmalıdır. Çünkü olgun başaklar eğilir, boş başaklar eğilmez.