Sosyal Kaygı Bozukluğu
Psikolog Rukiye Bitiktaş
Sosyal kaygı bozukluğu diğer adıyla sosyal fobi tanımadık insanların önünde rezil olma, eleştirilme, alay edilme, onaylanmama, küçük düşürülme endişesiyle duyulan sürekli ve belirgin korku olarak tanımlanan bir kaygı bozukluğudur. Kişinin duyduğu bu korkunun sosyal işlevini olumsuz etkiliyor olması bozukluğun var olduğuna işarettir. Örneğin; topluluk önünde konuşamama, yeni insanlarla tanışmaktan endişe duyma, yalnız başına yürümek ve yemek yemek, misafir kabul etmek, kalabalıkta telefonla konuşmak, ilgi odağı olmak bu kişilerde yoğun bir şekilde kaygı yaratabilmektedir. Her insanın bazen bu tarz performans gerektiren durumlarda kaygı duyması gayet doğaldır. Fakat sosyal kaygı bozukluğu olan bireylerde bu kaygı normalden fazla yaşanır ve günler öncesinden başlar. Yani kişi yapacağı sunum için haftalar öncesinden kaygı duymaya başlamış olabilir.
Normal bir kaygı düzeyi, insanları ellerinden gelenin en iyisini yapmaya motive ederken, sosyal fobide yaşanan kaygı işlerin aksamasına, kişilerin sıkıntı yaşamasına, sosyal durumlardan tamamen kaçınmasına neden olur. Kişi kaçınamadığı durumlarda ise yoğun kaygı yaşayarak olaya maruz kalır. Bu da kaygının bir nevi öğrenilmesine, aynı şekilde yeniden yaşanmasına ve şiddetlenmesine sebep olur.
Sosyal Fobide Karşılaşılan Belirtiler:
-Titreme
-Terleme
-Çarpıntı
-Sıcak ya da soğuk basması
-Baş dönmesi
-Kaslarda gerginlik
-Göğüste ağrı hissi
Bu belirtiler kişinin günlük işlevini bozacak, performansını etkileyecek düzeyde ise sosyal fobinin olduğu düşünülmeli ve mutlaka tedavi edilmelidir.
Nedeni:
Sosyal fobiye kalıtsal özelliklerin neden olmasının yanı sıra psikolojik, çevresel, fizyolojik etkenlerde neden olmaktadır. Kişi daha çok psikolojik etkenlerden dolayı yanlış ve mantıksız inançlara sahip olmaktadır. Kişinin başkalarının davranışını yanlış algılaması (konuşma yaptığı sırada insanların onunla alay ettiğini düşünmesi) ve daha önce yaşadığı olumsuz deneyimleri genellemesi (insanların ona güldüğünü düşünüp bir daha sunum yapmaması) psikolojik nedenler arasındadır. Kişi korkusunun aşırı ve anlamsız olduğunu bilir ancak yanlış yorumlamalarından ötürü baş etmekte zorluk yaşar. Bu durumlarla yalnız baş etmek mümkün olmayabilir bu yüzden bir uzmandan yardım almak en doğrusudur.
Tedavi:
Sosyal fobinin tedavisinde psikoterapi, ilaç ya da duruma göre her ikisi birlikte kullanılabilmektedir. İlaçla kişinin sosyal ortamlarda duyduğu kaygının azaltılması hedeflenir. Psikoterapide ise amaç kişinin yanlış inançları ile yüzleşmesini sağlamaktır. Tedavide kullanılan bazı teknikler aracılığıyla sosyal fobiye yol açan durumlar karşısında farklı düşünme, mantıklı davranma, korku, endişe duygularıyla başa çıkma yolları öğretilmektedir. Tedavinin sonunda ise kişinin sosyal becerilerinin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi amaçlanmaktadır.