Şahbettin Uluat

Eski Van'dan Sesler – 2

Şahbettin Uluat

Eski Van’ın bazı sesleri, sözleri bugünkülerden farklıydı.

Mesela annem, her nereden öğrendiyse ağlayan küçük çocuklarını kucağına alırken her zaman şefkatle gülümser ve çoğu zaman “İşim gücüm bucağa,  / şah balası gucağa,” derdi.

Anneler babalar evlatlarını büyütürken “Ağır ol batman gelesen,”diyerek onları ciddi olmaya teşvik ederlerdi.

Bir işe yaraması beklenirken düş kırıklığına neden olanlara “Guri guri gurbanın olum!” diyerek sitem edilirdi.

Bir işi ayıp olmasın diye köşesinden iğreti bir şekilde tutup yapar gibi görünenler için “Halo, hetrın galmasın!” (Dayı hatırın kalmasın,)  ifadesi vardı.

Kolay bulunamayan fırsatı kaçırmış olanlara “Göyden çörek yağanda, itin yohusi gelir!” (Gökten çörek yağarken köpeğin uykusu gelir,) denirdi.

Anne babalarına hizmet etmede kız ve erkek evlatların evlenme süreci değerlendirmeleri şöyle yapılırdı:

“Kızdır, nazdır /Bin kese azdır /Bin daha getirin,/ Öyle götürün.

 Oğlandır ohdur,/ Bir kürek p.hdur,/ Atın getsın,/ Faydası yohdur.”

Anneler kızlarına beddua ederken bazen “Er üzi ellemiyesen! (Erkek yüzüne dokunmayasın,)” ifadesini kullanırlardı.

Çekememezlik yapanlara, “Gözü bar tutmiyi,” denirdi.

Bir başka beddua şekli de, “Her, bar görmiyesen! (Hayır, ürün görmeyesin,” idi.

Bir çıkar hesabına sonradan dâhil olmaya çalışanlar için, “İt doydi, galdi Heyder,” ifadesi kullanılırdı.

Zamanın gençlerinin ağzında memleketimizle ya da mahalleleriyle ilgili meydan okumalar da vardı.

Şamranaltı Mahallesi’nin gençleri: “Altı, altı altmış altı,/ Meskenimiz Şamranalltı,/ Lastik gibi uzarız,/ Fiyakayı bozarız!” diyerek meydan okurlardı.

Kimi Vanlı hemşerilerimiz de “Elli elli yüz,/ Malum ya, Vanlıyız,” diye başlayan “Tahtadan tüfek,/ Bamyadan fişek,/ Nohuttan saçma,/ Erkeksen kaçma!” diye devam eden meydan okumayı kullanırlardı.

Rahatsızlıklarımızı dile getirirken zavallı köpekler, kediler işin içine sokulurdu. Sevilmeyen kimseleri konuşurken “İt, iti hezzeder.” (Köpek, köpeği sever.) Ya da arkadan konuşanları, dedikodu yapanları anarken “İtim zırlasın,/…üm dinlesin!” denirdi.

Sevmediğimiz, kızgın olduğumuz kimseler için “İt, pişik,” tabiri kullanılırdı. “İti pişiği üzerimize açtırma,  ite pişiğe minnet etme,” gibi sözler yaygın kullanılırdı.

Evlatlarının açığını kapatmaya çalışan anneler ile hatalı evlatlar için de, “Analı bala os..rur. Anası örter basırır,” denirdi. 

“Delikli muncuğ (boncuk), yerde kalmaz,” ifadesi de geleceği konusunda tedirgin bir kısım gençleri rahatlatmak için büyükler tarafından kullanılan sözlerdendi.

Zehir zıkkım anlamında “zıkkım zeknabut,” ifadesi, konuşması ile rahatsız edenler için kullanılırdı.

Şimdilerde artık kimseden işitmediğim, “gelgör (ola ki!)” sözü de o zamanların seslerindendir. “Gelgör, oğlan geyb olup. Gelgör imtihandan kötü not alıp!” şeklindeki cümlelerde kullanılırdı.

O günlere ait aklıma gelen bazı diğer ifadeler de şöyleydi:

Cazo; cazo küpeminen : rol yaparak kendini haklı gösteren. Nedense yalnız kadınlar için kullanılırdı. “Cazoluk yapıyor” da denirdi.

Felli fentli: düzenbaz

Elevat: çirkin

Avum avum olmak : parçalara ayrılmak

Tısdo : ağır hareket eden, (Kadınlar için kullanılırdı.)

Pelo : beceriksiz, işe yaramaz (Erkekler için kullanılırdı.)

Dırcıh atmah, dırcıha kalkmak : (at, eşek için) çifte atmak.

El atmah: tacizde bulunmak. (Falanca filancaya el atmış!)

*

Eski Van’dan sesler dediğimizde sayısız ses içinde her zaman rahmetle andığımız Türkçe Öğretmenimiz Ali Nazif Bey’in derste okuduğu manilerden biri gelir.

Şöyle derdi :

“Şu karşıki putalar,

Kırmızı yumurtalar,

 Ele (öyle)bir gül değilem,

Gohlayalar, atalar.”

*

O seslerin sahipleri Birinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olmuş bu şehirde küllerinden var olmaya çalışırken mutfaklarına, kilerlerine hormonlu yiyecekleri sokmadan yaşadılar. Saf, çalışkan, iyi insanlar, iyi komşular olarak ömür sürdüler. Günümüzde olduğu kadar yoğun şekilde algı yönetimlerine maruz kalmadan kafaları karışmadan birlik içinde yaşayıp, ömürlerini tamamladılar.

Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum.

NOT:

Gazetemizde yayınlanan iki önceki yazımda elinde Van ile ilgili bilgi belge bulunduranların ilgili yerlere ulaştırmalarını, olmazsa benim e posta adresime göndermelerini talep etmiştim.

Şu ana kadar bana ulaşan herhangi bir şey yok.

 

Yazarın Diğer Yazıları