Şahbettin Uluat

Filistin penceresinden dünya

Şahbettin Uluat

Gündüzün gecesi beyazın siyahı var. Dünya zıtlıklar üzerine kurulmuş.

Bu anlamda insanların da iyileri kötüleri, yapanları yıkanları, sonuna kadar merhamet duyanları ve tamamen merhametsiz olanları var. Habil ve Kabil’den beri değişen bir şey yok.

Böyle bir dünyada nesneleri ve olayları olabildiğince objektif düşünüp değerlendirebilen, empati ile kendisini karşıdakinin yerine koyabilen bir kimsenin yeri iyi, merhametli, yapıcı, onarıcı, destekleyici, paylaşımcı kimselerin yanıdır.

Doğal olmayan koşullarda yanlış beklentilerle, inançlarla, ideolojilerle donatılmış, yönlendirilmiş, algı yönetimine maruz kalmış, merhamet duyguları törpülenmiş pek çok kimsenin yeri de kötülerin, merhametsizlerin, yıkıcıların, bencillerin saflarıdır ki, onların büyük bölümü kötülüklere maşa olurken, yıkarken, öldürürken doğru yaptıklarını düşünürler.

Filistin’deki kanlı saldırılar nedeniyle dikkatimizi bir kez daha üzerlerine çeken ( ve aslında arkalarındaki sapkın ideoloji sahipleri ile dünya üzerinde hak iddia eden bazı maskeli sermayedarlar için birer maşa konumunda olan) kimi sözde siyasi liderler baskı ve yıkım tablosundaki karanlığın temsilcileridir. Onların talimatlarıyla katmerli zulme aracı olan alt düzey siyasiler, bürokratlar, askerler, pilotlar ve diğerleri de onların aparatlarıdır. 

Yine aynı tablo içinde haksız yıkımlara, katliamlara, zulme karşı dünyanın her yerinde ayağa kalkan, meydanları dolduran, yayınladıkları videolarla, mesajlarla, dua ve beddualarla merhametsizliğe, vicdansızlığa karşı duran her ülkeden, her kökenden, her dinden, inançtan, her konum ve meslekten insanlar da merhametin, gerçek insanlığın, aydınlığın temsilcileridir.

Dünyanın gündemine bomba gibi düşen Filistin katliamı bize bir kez daha kötülerin kötülük yapmak için; iyilerin de iyilik yapmak için her zaman nedenleri olduğunu gösterdi.

Yine bu katliam, insan sıfatıyla yeryüzünde yaşayan birilerinin duruma göre yüz binlerce insanın canına mal olacak, onları yerinden yurdundan edecek sapkın hayalleri olduğunu bu yetmezmiş gibi o insanlık dışı hayallerin dünyanın önde gelen ülkelerinin yöneticileri tarafından desteklendiği acı gerçeğini de bir kez daha ortaya çıkardı. 

Pek çok insan gaddar bir anlayışın devlet başkanları düzeyinde, yer yer parlamentolar düzeyinde kanser hücreleri gibi dünyanın söz sahibi kimi ülkelerini sardığını ibretle ve hayretle fark etti. Yine pek çok insan inisiyatif kullanabilecek kimi devletlerin ve kuruluşların sessiz kalmayı ya da yetersiz bir tepki ile geçiştirmeyi tercih ettiklerini de gördü.

Özellikle yeni kuşaktan gençler mahallede, köyde, kentte olduğu gibi dünyada da açıkça ifade etmeseler de birilerinin güçlerine dayanarak ağalığa soyunduklarını; kendi yaramaz, çevreye zararlı çocuklarını arkalarına alıp koruduklarını bununla yetinmeyip karşı taraftaki zayıf çocuğa bir tokat da kendilerinin vurduklarını da gördüler. Aynı ülkelerin zulme destek olurken karşılarında duran öteki devletlere aba altından sopa gösterdiklerini de öğrendiler.

Onların bugün öğrendiklerini kendisi ABD yurttaşı ve henüz 24 yaşında olan insanlık aktivisti Rachel Corrie uzun yıllar önce öğrenmişti. Dini, dili kendisine yabancı olan Filistin’e gelip zalimlere karşı masumların direnişini desteklemiş; o mazlumların yurtlarını yıkan İsrail buldozerinin önüne yatıp canını vermişti.

Bunu da merak edip kayıtlara bakanlar öğrenebildiler.

*

Tarihin her döneminde ve her coğrafyada iyiliğin, güzelliğin de kötülüğün çirkinliğin de sayısız örnekleri vardır. Birileri dünyayı aydınlatmak, merhameti yaymak, ezilenlere destek olmak için çaba gösterirler; başka birileri de ölmüş, merhamet duygusunu yitirmiş yürekleriyle yapılanları yıkmak, yaşayanları baskı altına alıp öldürmek, yaralamak, aç biilaç dermansız göç yollarına düşürmek için çalışırlar.

*

Masum sivillerin yaşadığı çok katlı binaları uçaklardan atılan bombalar marifetiyle bir anda yerle bir etme emrini verenlerin, o emirleri yerine getirenlerin, onların sırtlarını sıvazlayıp eksilen cephanelerini tamamlayanların, ceplerine para koyanların insan sıfatıyla yaşadıkları bir dünya doğal olarak sevgi, hoşgörü, merhamet sahibi kimseler için cehenneme döner.

*

 Teknolojinin gelişmesi ile birlikte gelişen, etkileri artan silahlar, bombalar, kimyasallar kolay kullanıldıkları için failler sebep oldukları zulmün tam olarak farkına varamazlar.

Merhametsiz, vicdansız ya da aptal bir pilot, kontrolündeki bombayı gökyüzünden içi tıklım tıklım hasta, sivil, kadın, çocuk bulunan hastaneye tek bir tuşa basarak düşürür de o çatı altındaki 500’den fazla kendisi gibi kişinin hayatını kaybedeceğini 1000’in üzerinde kişinin de yaralanacağını hesaba katmaz. 

O bombanın düşmüş olduğu yerlerdeki insanların on yıllardır baskı altında olduklarını, yıkılan o binaları yapmak için çok büyük bedeller ödeyip zahmetler çektiklerini, ölenlerin arasında çok sayıda ve varsa kendi evlatları gibi yaşları küçük masum yavrular olduğunu görmez ya da görmezden gelir.

Sonuçta bunca merhametsiz insanın, aracın, bombanın uçağın, kullanıldığı savaş geri tarafta, gölgede duran o yıkımda ve savaşta çıkarı olan, ancak adı sanı gündeme gelmeyen maskeli çıkar sahiplerinin işine yarar.

İşin önemli bir püf noktası da budur.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları