Şahbettin Uluat

Öğretmenim bakar mısın?

Şahbettin Uluat

Öğretmenlik en az ebeveynlik kadar önemli ve kutsal bir uğraştır. 

Öğretmen, insanın bir hamur gibi şekillendiği yetişme döneminde onu işleyen, ona bilgisiyle, becerisiyle, sevgisiyle değer katan kimsedir. Bu yönüyle mesleğinin teknik yönlerini çok iyi bilmesi, uygulaması; onunla da yetinmeyip bu duyarlı dönemlerinde kendisine emanet eden çocukları sevgi ve hoşgörü ile yaklaşarak, gönüllerini de kazanarak olabildiğince iyi şekillendirmesi beklenen kişidir. 

Dünya, görevini dört dörtlük yapan, her an kendini yenileyen, öğrencilerini evladı gibi gören eli öpülecek ve alkışlanacak mükemmel öğretmenlerle doludur. 

Ne yazık ki aynı dünyada sayıları sınırlı olsa da kendisini yenileyemeyen, bilerek ya da bilmeyerek öğrencilerine o en duyarlı dönemlerinde ciddi zararlar veren, onların geleceklerini aydınlatması umulurken karartan öğretmenlerin varlığı da başka bir gerçek olarak ortada durmaktadır. Onların örneklerinden birini yakın zamanda hepimiz televizyon haberlerinde ibretle izledik. Sınıfta arkadaşlarının içinde küçük düşürülen, hakaret edilen öğrencinin hali bir başka öğrencinin cep telefonu ile kaydedilmemiş olsaydı o da benzeri başka örnekleri gibi fark edilmeyecek, kapanıp gidecekti. 

Liseye başladığım yıl kitap okumayı seven, öğrenmeye aç, meraklı, çalışkan bir öğrenciydim. Bir matematik dersinde konuyu anlamamış, heyecanla parmak kaldırarak söz istemiş ve öğretmenimize bir soru sormuştum. Onun bana yanıtı “eşek herifler, sizi ilkokula göndermeli” olmuştu. Bu olayı yaşadıktan sonra matematik dersini çalışmayı bırakmıştım. Bütün diğer notlarım yüksek iken o dersten ancak geçecek kadar not alıyordum. 

Sonraki yıllarda ODTÜ Gaziantep Mühendislik Fakültesi öğrencisi iken matematik dersinde zorlandığımda ve bu durumu görevli hocamız rahmetli Can Akkoç’a aktardığımda, kendisi elimi iki avucunun içine almış, gözlerimin içine güven ve sevgi ile bakarak “canım kardeşim, sen yeter ki derslerine çalış, takıldığın, anlayamadığın yerlerde de gel beni bul. Okulda, sokakta, iş başında, iş çıkışı ne zaman olursa olsun sana yardımcı olacağım,” diyerek gerçek bir eğitimci tavrı sergilemişti. 

Lise öğretmenim beni dersten ne kadar uzaklaştırdıysa o da o kadar yakınlaştırmıştı.

Ortaokul döneminde okula gitmek istemeyen oğlumun sorunlarının birinin de ilkokul öğretmeninin bir ders esnasında, arkadaşlarının gözü önünde açık kitabı suratına çarpması olduğunu sonradan öğrenmiştim.
Kendi ailemde iki örneğini bildiğim bu yaklaşım ne yazık ki bugün de, her yıl yüzlerce öğrencinin eğitim yaşamından koparmasına neden olmakta ve o yönüyle özellikle yönetici konumundaki eğitim çalışanlarının omuzlarına gerekeni yapma sorumluluğu yüklemektedir. 

Her kademeden eğitimcilerimiz için anlamlı ve özel bir öğretmenler gününde bu önemli duruma dikkat çekmeyi görev bildim. Uzun yıllar eğitim süreçlerinde yer alacak genç öğretmenlerimizin dikkatini çekmek istedim. 

Öğretmenler günümüz kutlu,  eğitim geleceğimiz her anlamda daha aydınlık olsun.

NOT: Günümüzün anlam ve önemini dikkate alarak vaktiyle Öğretmen Dergisi’nde yayınlanmış olan bir şiirimi aşağıda sizlerle paylaşıyorum.  

Öğretmenin Gülücüğü

Öğretmenim
Bana bir gülücük verir misin?
 
Kalbimdeki lekesiz beyazlarla,
Mavilerle,
Yeşillerle süsleyeyim diye.
 
Çocuk dünyamdaki
Martılarla, sevinçlerle,
Topaçlarla, bebeklerle,
Çoğaltayım diye.
 
Uçurtmalarla,
Uçsuz bucaksız
Çocuk dünyamın başköşesine
Hep uçacak şekilde,
Asayım diye.
 
Yüreğimin o en ışıklı yerine
En canlı ve verimli duyguların olduğu
Zengin köşesine,
Bir gülfidanı olarak dikeyim diye.
 
Ruhumu
Gülücüğün ardından gelecek
Bilgilerle,
Güzel sözlerle
Doyurup büyüteyim diye.
 
Senin bana gülümsediğin gibi
Gülümseyebileyim diye,
Senin beni aydınlattığın gibi,
Işık saçabileyim diye.
 
Senin beni sevdiğin gibi,
Ben de
Bütün insanları,
Sevebileyim diye.
 
Öğretmenim, bana bir gülücük verir misin?
Önümü görebileyim diye.

Yorumlar 1
Zeki Aslanoğlu 24 Kasım 2023 08:38

Şahabettin hocam, çok güzel,ders alınacak bir konuyu yazıya dökmüşsünüz,maalesef bu tür yanlış davranışları yıllar sonra anlatan ve bu nedenden dolayıda okuyamadım veya başarılı olamadım değilde başarılı olamadık diyenleri çok duyduk .Bir iş yapılacaksa en iyisi en güzeli en doğrusunu yapmamız lazım. Söylediğimiz söz nereye gidiyor neleri yapıyor neleri yıkıyor demek ki on düşünüp bir konuşma yapmamızı boşuna dememişler. Gönlünün kalemine sağlık kardeşim.. bu yazınızda müsadenle bazı yerlere gönderip paylaşacağım .

Yazarın Diğer Yazıları