Ağustos böceği ile Karınca
Şahin Akçap
Ehli keyflinin adı Ağustos Böceği, emekçinin adı da karıncaydı.
Türkçe ders kitaplarının en sevilen fabl türü bu minik öykünün içinde bugün ile dünün gerçeğini özetlerdi bize.
Yaz mevsimi can çekişmeye başladı. Aylardan Ağustos ve esen rüzgârlar artık doğanın hızla yeni bir dönüşüme bürüneceğinin sinyallerini veriyor.
Tarlalarda altın sarısı başaklar çoktan biçilip, tanelere dönüştürüldü. Değirmenlerin ve un fabrikalarının, ofislerinin yolları üzerine dizildi hasat.
Tombul kırmızı yanaklı domatesler salçaya, gün yemiş alçalar, kayısılar pestil olmak üzere sinilere yayılıp damlardaki yerini aldı. Pencerelerde, iplere dizilmiş biber, patlıcan gibi kurutmalıklar doğanın güz rengine renk katmaya başladı.
Bizim ellerde bahar sonu küplere basılıp, toprağa gömülen otlu peynirin son durumu gözden geçirildi. Hali vakti yerinde olanlar bağ ve bahçelerin dulda yerlerine konan kazanlarda kışlık kavurması için son hazırlıklarına başladı.
Kaloriferle, elektrikle ısınmayıp, sobayı tercih edenler sonbahar yağmurları düşmeden odun, kömürünü alıp derin bir oh çekti.
Güz sarı rengini indirdiği zaman ana, babadan gördüklerini harfiyen yerine getirenler ve kışa hazırlananları karıncaya benzetirim. Yok, eğer aman sende bakkalda, markette salça da var, konserve de var, ihtiyaç olunca alırım diye nazlananları da Ağustos böceğine…
Bizim ellerin kışları öyle her kışlara benzemez. Dağlar kar aldı mı, Memedik soğuk, soğuk yelini üfürdü mü birden iner beyaz örtü her yana. Odunu, kömürünü, kışlık erzaklarını almayanlar artık keşkelere sığınmaya başlar. Kar yiyen odun yanmaz, çok uzaklardan Silopi’lerden, Şırnak’lardan gelen kömürler aradınız mı bulunmaz, sıraya girer ki alıncaya kadar can çıkartır, ömür törpüler.
Nazım Hikmet:
“Ben karıncayı sevmem o hep kendini sever.” Diye bireyciliği dizelerinde eleştirse de karınca olanların yuvalarına yokluk girmez. Yarın sıkıntısı çekmezler. Ya Ağustos böceğine benzeyenler? Onlar bütün bir kış boyu boyunları eğri kalır. Tadı tuzu kimyasallara katılmış ürünlerle geçiştirirler bütün bir kışı.
Yine de bizim ellerin insanı cömerttir. Olası sıkıntılardan kışlık erzakını temin etmeyenlere topraktan çıkan otlu Van peynirini, tenekelere kattığı kavurmasından al alma gönül alma misali komşularına da sunar.
Ama siz, siz olun; dünden, bugünü planlayın, yarınınız için. Gözünüz komşunun küpünde, turşu kavanozunda, kavurma tenekesinde kalmasın. Gücünüz oranında hazırlayın kışlığınızı ki dar gününüz bol gününüz olsun.