Allı turnalar telli turnalar
Şahin Akçap
Bir kuş uçuşu sonrası kondum Erçek gölünün kıyılarına. Sarı yapraklı bahçeleri seyrettim şafak sökerken. Bir telaş bir telaş ki; çığlık çığlığa uzun bacaklı, ak kanatlı, kızılkanatlı dostlarda. Dedim ki:
-Ey yeryüzünün sevdalısı güzeller. Vakti geldi mi göç yollarına dizilmek, yeni sıcak yerlere uçup konmak.
Sanki duymuşçasına yanık kavallı bir çoban çaldı kavalını:
"Allı turnam bizim ele varırsan şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle."Türküsünü.
Havalar döndü, yaz elveda dedi sıcak günlere. Kara yelin kamçısında savruldu ağaç dallarındaki sarı yapraklar, gazele büründü bağlar.
Sen karamsar desen de sonbahara, hüzün koysan da göç yollarına kanat vuran kuşların adını; derim ki hayatın her açılan sayfası güzeldir. Güzeldir hiç solmayacak gibi tomurcuklarını patlatan kasımpatılar. Göz kırpar yamaçları top top tutmuş yumuşan ağaçları. Yakası çözülmüş, önlüğü savruk okul çocukları güzeldir. Çalan okul zilleri nefes nefese çocuklarını okul kapılarına yetiştiren analar güzeldir.
Yüksek deniz Van yurdunun Erçek gölü kıyılarında kiminin Flamingolar, kiminin allı turna dediği göçmen kuşlar kanat çırparken gökyüzüne, bir başka coğrafyada, Akdeniz'de kırlangıçlar da hazırlanır göçe. Bir göç ki sanki eğitimli bir ordunun askerleri gibi disiplin içinde ve bir o kadar intizamlı Allahaısmarladık derler.
Allahaısmarladık ne vefalı bir sözcüktür. İçinde veda da vardır elveda da… Gidip dönmemek de vardır, dönüp de görmemek. Aslında özeti hakkını helal et demektir.
İnsanoğlunun en yanıltmaz, en bilge öğretmenidir doğa. Yeter ki dilini anlayabile insan, işaretlerini çözebilme…
İşte tam o dönüşüm içindeyiz. Değişiyor yine tabiat. Renklerini bile farklılaştırıyor. Esen rüzgâr bile ayrı. Bulutlar aman ha bana dikkat diyor. Ey insan, sen istersen fırtına, kasırga, ölümcül gazlar taşıyıp öldüren de olurum, bereket olup güldüren de...
Erçek gölünün kıyısındayım. Nefesimi tuttum, ayaklarım çıplak, parmaklarımın ucuna basarak sokuluyorum allı turnalara. Kulaklarına fısıldayacağım. Hani sakın dönmezlik etmeyin ha! Bu yurt kimsenin babasının yurdu değil. Hepimizin diyeceğim. El sallayacağım arkalarından ve o türküyü söyleyeceğim.
-Allı turnam bizim ele varırsan…