Edremit bahçeleri
Şahin Akçap
Gem'de (Van Köprüler Köyü) yaşamını sürdüren rahmetli Sakine teyzem, eşi çimento fabrikasına işçi olarak girince endişelenmişti.
"Demek ki kaderde şehre göç var. Hayvanları, tarlaları, güzel bahçeleri bırakıp şehre göçeceğiz ha!" Diye hayıflanmıştı.
Göç dünyanın en zor olgusudur.
Mevlana:
"Her gün bir yere göçmek ne güzel." Dese de insanın doğup büyüdüğü yerlerden sökülüp, başka topraklara yolculuğu acılıdır.
"hayvanlarımı da isterim… İsterim ki sular aksın yine kapımın önünden… Çiçekleri yaz kış açsın… Tandırım olsun ekmekler, çörekler pişireyim… Komşularım olsun hu deyince ses versinler." Demiş eniştemiz rahmetli Osman'a.
Osman ağa gülümsemiş:
"Öyle olsun oğullarımın, kızlarımın anası. Sen istersin de ben yaratmaz mıyım." Diyerek tutmuş Edremit'in yolunu. Şamran akarsuyunun akıp gittiği, aktığı yerlerde ulu ceviz ağaçlarının boy verdiği, kıyılarında yarpuzların yeşerdiği yerde bulmuş güzel bir köy benzeri evi.
O cennete daha ilkokul yaşında çocukken ziyaretimize gelen büyük oğlu Salih ağabey alıp götürmüştü beni. Akşam karanlığında yeşil yapraklı gölgeleri koyulaşmış yolları aşıp, el yordamıyla uzun boylu otların hışırtısı arasında varmıştık eve.
Şehir çocuğuyduk, kır bizim okul kitaplarımızda, izlediğimiz filmlerdeydi sadece.
"Gurban olmuşam boyuna, gara gözlerine, nereden çıkıp geldin demişti." Teyzem.
O gece kurbağa, arada bir ıslık çalan yeşilin dostu hayvanların ve akan bir suyun sesinin orta yerinde uyumuştum. Sabah yattığım odaya dışarıdan sızan duman kokusuyla uyanınca, ürkek adımlarla kapıya sokulmuş, dışarıda yaktığı ocağın başında süt kaynatan teyzemle göz göze gelmiştim.
Edremit'in, Şamran suyunun aktığı o yer hayallerimdeki cennetti.
Oysa Edremit'i sadece koca Van Gölünün kıyısında bahçelere sırt vermiş ve gölgelerde kalmış evleriyle küçük bir köy gibi tanımıştık. Günü birlik gidilen, açılan kilimler üzerine lopların atıldığı, semaverlerin yakıldığı, piknik yapılı, göle girildiği yer…
O gün anladım ki Artos dağının uzantılarında tepelerden kurulmuş bağı, bağbanı olan bir yermiş Edremit.
Uzayıp giden ve bir yeşil zümrüt gibi sıralanan bahçelerinde dünyadaki bütün meyvelerin yetiştiği bu cennete Tanrı bir de gökyüzünden sonra ikinci büyük bir maviliği bahşetmişti. O mavilikte etrafı dağlarla çevrili Van gölüydü.
Elbette ki Van Gölünün kıyılarında başka başka yeşil cennetler de saklıydı. Ama Edremit başka bir güzeldi. Nice uygarlıklara beşiklik etmiş kadim Şehr-i Van'ın hiç solmayacak gibi duran bir çiçeğiydi.
O ünlü Van türküsünde ne güzel betimlenmişti Edremit:
"Edremit Van'a bakar
İçinde Şamran akar…"
Edremit'i farklı kılan Şamran suyuydu. Suyun olduğu yerde tek renk yoktu. Onlarca renk o müthiş yeşil fonun içinde yer alıyordu. Ve insanı güleç, üretken… Tıpkı bahçelerindeki bire bin veren meyve ağaçları gibi.
Her güzel gibi onun da düşmanları vardı. İlk düşman siyasi cenahtan geldi. Edremit bahçelerine cellât olacak Van Çimento Fabrikası kuruldu yanı başına. Kurulan çimento fabrikası yörenin yapı ana gereci gereksinimine yanıt verecek çimento üretilecekti. Siyasiler bir taşla birkaç kuş vurmayı planlıyordu. Birincisi fabrika yol üzerinde olacak ve gelen geçene:
"Vay anasına bunlar ne güzel iş yapmış. İşsizliğe çare, çimento ihtiyacına dur demişler."Düşüncesini oluşturacaktı.
İkincisi de:
"Yapı sektörüne canlılık kazandıracak." Fikri yaratacaktı.
Fark edilmeyen ya da göz ardı edilen gerçek Edremit doğasına vereceği ölümcül tahribattı.
Öyle de oldu… Edremit bahçeleri fabrikanın filtreleri oluşturuluncaya kadar büyük zararlar gördü.
Şimdilerde yeni bir ölümcül tehditle karşı karşıya Edremit bahçeleri…
Eğer bir yasa çıkarılıp koruma altına alınmazsa Edremit hızla betonlaşacak. Son yıllarda bu cennet bahçeler arasında birer çürük diş gibi yükselen binalar bu tehlikenin sinyallerini veriyor. Ve ivedi tedbirler alınmadığı zamanda Van İskele Köyünün kaybolan yeşili gibi yitip gidecek.
Van Platformundaki ciğerpare arkadaşlara sesleniyorum. Neden şu sıralar Van'da bir Edremit Doğa Şenlikleri düzenlemiyorsunuz? Muhteşem bir gün hazırlayın. Van'ın tüm yönetim erkini, belediye başkanlarını, sosyal toplum kuruluşlarını halkla bir araya getirin. Ve onlara Edremit'in geleceğine dair çevre mesajları verin. Ve hep birlikte el ele o meşhur türküyü söyleyin.
Edremit Van'a bakar
İçinde Şamran akar
Öyle bir yar sevmişem
Her gören ona bakar
O süsem o sümbül o gül o bağıdır
O inci o mercan beyaz gerdanındır
Oynamak sıçramak eğlenmek çağındır
Kale dibi kayalık
Dibinde oynar balık
(Denizde dolu balık)
Kızın gönlü oğlanda
Oğlan da kıza (ona) yanık
O süsem o sümbül o gül o bağıdır
O inci o mercan beyaz gerdanındır
Oynamak sıçramak eğlenmek çağındır
Haydi…
Şimdi tam zamanı…