Hayal dünyamızın sinemasında
Şahin Akçap
O küçük dedikleri hayatımızda ne büyük hayallerimiz vardı. Hayallerimizdi bizi yarına taşıyan.
İki göz toprak damlı evlerde büyüyenler sanılmasın ki kırlarda bir yaz ortasında sarı ve cılız otlar gibi yalnızlardır. Gönül pencerelerinin önündeydi çiçek bahçelerimiz. Kadife çiçekleri, ısırganlar, vızvızaların yuvalandıkları çakırdikenleriydi tuvallerimizdekiler. Bir kelebekti sessiz ve kısa süren turlarında içimizde heyecanı artıran.
Mesela akşam olup ta gaz lambasının titrek ışıklarında uyumaya çalışırken tavana odaklanırdı gözlerimiz. Üzeri toprakla örtülmüş, kimi zaman sazlıkları mertekler arasında saçılan tavana dalıp giderdik. Her ışık huzmesi oynaşırken duvarlarda ve yayılırken gölgeler, hayal dünyamızın sinemasında tekmili otuz üç kısım film başlardı. Bazen bir meleğe dönüşür bazen de ejderha olurdu ki kapayıp açınca gözlerimizi iyimser olan gölgelere kayıp giderdi bakışlarımız.
Okuduğumuz kitaplardaki masallar ve öyküler ya da şehrin sinemalarında izlediğimiz siyah beyaz filmleri aratmazdı sanılarımız.
Kimi insan çok kızar hayal kuranlara. Ve indirilmez yaftasını asar boyunlarımıza. Oysa hayallerdir geleceği biçimleyen ve düşünceyi somuta dönüştüren. Hayal kurmayan sanatçı eserini yaratamaz. Hayalleri olmayan politikacı sığ ve bağnaz olur. Hayal kurmayan yönetici olaylara geniş açıdan bakamaz. Hayalleri olmayan halk koyun olmaktan kurtulamaz.
Ne var ki aslolan hayalleri gerçeklerle buluşturmaya gayret etmektir. Yaratmaktır en zor anda güzeli ve iyiyi.
Bakınız hayaller üzerine yazılan şiirlerde şairler ne diyor:
Hayaller
-----------------------
Hayaller bir damla sudur kimi zaman
Kimi zaman derin bir nefestir
Bakarsın oluk oluk akar
Sel sel dağları aşar
Hayal ve gerçek
---------------------------
Bir gerçek vardır
Bir de hayaller
Keşke gerçekler hayal olsa
Hayaller de gerçek
Ya siz?
Siz ne diyorsunuz hayaller üzerine?