Şule Edremit Özen

Çıtı, pıtı hanımın, kocaman yüreği

Şule Edremit Özen

Tulin teyzem çıtı, pıtı, minnacık biri lakin kocaman yürekli, vefalı, hoş sohbetli, yardım sever, dost canlısı, mütevazi, yürekli ve cesur. Hayatıma, aldığım odak noktası yaptığım nadir insanlardan biridir. Keşke daha önce tanısaydım dediğim nadir insanlardandır.

 

Acı çekerken bile yardıma her daim hazırdır. Başımız çok sıkıştığın da arayabileceğimiz, bizleri kırmayan nadir kişilerdendir.

 

Tulin teyze, bir kızı ve iki oğlu olan, eşiyle gayet güzel anlaşan, eşinin akrabalarını kollayan biri olarak hayatına devam ederken, hayatın bir gün ona ağır yükler getireceğini bilemezdi. Öyle ya hangimiz bilebiliriz ki… Kırklı yaşlarının sonuna doğru yaklaşırken eşinin ani ölümüyle tanışır önce. Hayatın ilk sillesini yemiştir. Boy, boy, farklı yaş aralıkları olan çocuklarıyla baş başa kalmıştır ne yapacağını da bilemez durumdadır. Zamana bırakarak, dua ederek bu günleri atlatmaya çalışırken, bir yandan da çocuklarının geleceğini düşünmeye başlar. Uykusuz kaldığı geceler de çaresizliğini, bilinmezliğini düşünmeye başlamıştır. Yas tutarken, eşinin acısını içinde taşırken, evlatlarını düşünerek onlara belli etmeden neler yapabilirim kaygısını yaşamaktadır.

 

Tulin teyzenin eşi, ata'dan, dede'den, kalan, en iyi yaptığı iş Zeytincilik geleneğini sürdürerek geçimini sağlamakmış. Tulin teyze ise ev hanımı olarak, üstüne düşen görevleri yerine getirmekle mükellef, çocukları için her anne gibi yaşayan, mutlulukları ile hoşnut olan biri. Zaman hızla geçse de Tulin teyze için zaman durmuş, günler geçmez olmuştur. Eşinin ölümünün üstünden iki ay gibi bir süre geçmiştir bile. Bir gece telefon çalar, arayan Avukatları olan Münir beydir… Yarın mutlaka görüşmelerinin gerektiğini söyler, verilen saatte buluşmak üzere telefonu kapatır. Sabahı, sabah eder sorun mu var acaba diye düşünmekten kendini alıkoyamaz. Eşi'nin Ölümünden sonra hiç gitmek istemediği iş yerine gitmek zorun da olmak da onu düşündürüyordu…

 

Sabahın ilk ışıkları ile uyandıktan sonra, kahvaltıyı hazırlar, çocukları ile birlikte kahvaltı ettikten sonra onların okula gitmeleri için yolcu ettikten sonra avukatla buluşmak üzere hazırlanmaya başlamıştır. İş yerine adım attığında eşinin onu karşılaması gelir aklına, gözünün önünden film şeridi gibi geçer, göz yaşlarına engel olamaz artık tam o esnada avukat Münir bey kapıda belirmiştir. Kısa bir hal hatır sonrası çaylarını içerken Tulin teyzeye artık sizin işin başına geçme zamanınız gelmiştir ben de size her konu da yardımcı olacağım der. Hiç düşünmeden evet neden olmasın cevabını verir kendi bile şaşırmıştır aslın da… Bu şekil de Tulin teyze iş hayatına atılmıştır artık. İşleri daha da büyüterek, cesaret ederek, çok farklı bir kategori de ikinci bir iş daha kurmuş ve o işinde de çok başarılı olur. Aradan seneler geçerken, hayatın neler getireceğini, götüreceğini bilmeden çocukları için yaşamaktadır. En büyüğü olan kızını evlendirmiş, ikinci oğlu üniversitede, küçüğü ise onun yanın da işlerin de ona yardımcı olmaktadır. Hatta bu yüzden Üniversite bile okumamış annesini hiçbir koşulda tek bırakmak istememiş.

 

Mayıs ayını sevmez, sevemez de onun değerlisi, babasının emaneti, gözünün nuru, küçük evladını henüz yirmi üç yaşın da hayatının baharında bir trafik kazasın da kaybetmiştir. Hayat ona bu defa çok daha acıtan bir sille atmıştır. Tulin teyze, uzun bir müddet Doktor kontrolün de yaşar, hayattan tat alamaz durumundadır, işi de umurun da değildir.  Evlat acısını yaşamak… Kelimelere dökülmeyecek kadar acıdır der. Allah kimseye yaşatmasın, ben yaşadığımı bilirim. Hayata sarılmak için aklınca çareler arar geriye kalan çocuklarını düşünerek avunmaya çalışır çalışmasına da ateş düşmüştür bir kez yüreğine ne yaparsa nafile, hiçbir zaman küllenmeyecek acıdır. Bir gün, yakınlarından biri ile sohbetin de hayatta yapabileceği şeylerin var olduğunu ve bunu onu mutlu edeceğine,  vefat eden kuzusu için de hayır olarak döneceğine inanarak ilk önce tüm mal varlığının kendi payına düşen miktarın az bir kısmını aldıktan sonra, geri kalanını iki çocuğuna paylaştırır. Kuzusu için ayırdığı para ile hayır, hasenat yapmaya başlar. Yaptıkça, mutlu olur, mutlu oldukça tekrarlar.  Tulin teyzem benim bildiğim (bilmediklerim de vardır mutlaka)bu beş yıl için de sayısız, akülü sandalye, tekerlekli sandalye, öğrencilere burs, Hastanelere oda tefrişi gibi yardımlarda bulunarak kanayan yaralara merhem olmaya devam ediyor. Allah uzun ömürler versin, evladının mekanı cennet, ruhu şad olsun…

Yazarın Diğer Yazıları