Kadın olmak
Şule Edremit Özen
Bir kadın hayattır aslında. Nefes aldığımız, gök kubbe altında her şey kadınla daha da anlam taşır.
Bir gece geçer ve "Kız" artık " Kadın" olmuştur. Kadın olmanın zorluğunu, anne olunca daha da iyi anlar. Kültürlerle yoğunlaşan ülkemiz de yöre göre daha bir zorlaşır kadın olmak... Gelin, görümce, yenge olmuştur. Bu unvanlar ona daha fazla yük getirmiştir aslında. Bir girdabın içine düşer ve burada yaşamak için çabalar durur.
Eş olmuştur, artık eşinin kanunlarına göre yaşayacaktır. Eşinin ailesine ve yakınlarına saygıda kusur etmeyecek, eşinin bir dediği iki olmayacaktır... Özgür olmayı silecektir aklından, ya "bu deveyi güdecek ya bu diyardan gidecektir" çünkü daha ilk başından kendi ailesi de öyle istemiştir. Kulağına küpe olarak hep bu cümle kalacak. Bir de sevdiği ile evlenmişse, ya da kaçarak evlenmişse, dönüşü olmayacaktır.
Günümüz kadınları daha şanslı, en azından özgürlükleri eskiye göre daha fazla, zaman değiştikçe şartlar da değişiyor, yavrusunu babasına bırakıp gezmeye, sinemaya ya da yemeğe gidebilir. Hasta ise çocuk beraber başında nöbet tutabilir, ya da okula başlarken beraber kayıt etmeye gidebilir vaziyettedirler. Anlayış ve hoş görü içinde yaşamak varken neden kadınlar hep ikinci sınıf durumundalar. Bunları çok sorar ya da sorgularsan hemen FEMİNİST misin derler. Siyasetten bahseder isen aklın ermez diye düşünürler, çok gülersen havai derler, çok gezersen , "Çok gezen Tavuk ayağında getirir b.k." örneği verirler. Hele biraz da güzel ve becerikli isen oy anam oy, sorma...
Oysa kadın narin bir çiçektir. Kırılır, incinir, yürekle yaşar, yüreğini açarsan en güzel yerini orada görürsün, kadının her gözyaşının bir damlasında, mutluluk olmalı, sevgi olmalı, hüzün de yakışır kadına... Bilir ki o hüzün de sevgi, özlem, hasret gizlidir...
Kadın; özgür düşüncelerini dile getiriyorsa, dile getirdiklerini yapabiliyorsa, artık cinsel obje gibi görülmüyorsa, siyasetin içinde varsa, iş yerin mevkisi varsa evde yeri belli ise sözü dinlenen bir birey ise kadındır artık...