Ümit Kayaçelebi

Anadolu futbol devriminin gözyaşları 

Ümit Kayaçelebi

Eskişehirspor’un inişiyle birlikte Eskişehir, “yaşanacak ve gezilecek bir kent” olarak markalaştı bu kez de. Kim bilir belki de Eskişehirspor da bir gün endüstriyel futbolun gerekleriyle kulübü devralacak olanlarla küllerinden doğar.

Bir zamanların fırtına takımı, Süper Lig’de (1. Lig) üst sıralar için mücadele eden futbol kenti Eskişehir’in kırmızı siyahlı ekibi Eskişehirspor’un iki sezon önce liglerin bitmesine altı hafta kala TFF 1’den TFF 2. Lig’e düşmesi kesinleşmişti. Ertesi sezon 3. Lig’e ve nihayet bu sezon da amatör lige kadar düştü! Kırmızı Şimşekler covid salgını döneminde de TFF 1’den düşmüş ama salgın nedeniyle düşme kaldırılınca bir sezon daha bu ligde oynama şansı bulmuştu. 1991-92 sezonunda da TFF 1’den bir alt lige düşmüş ancak ertesi sezon hemen çıkmıştı.

Şimdi bir umut, gözler federasyonda. Yine bir idari kararla 58 yılın kırmızı siyahlıları profesyonel liglerde devam edebilir mi? Yoksa amatör kümede mi sahaya çıkacak? Bu soru burada dursun, gelin sizi Kırmızı Şimşeklerin efsanevi mazisine bir yolculuğa çıkarayım. Anadolu futbol devriminin lideri olan bir takımın, camianın gözyaşlarına karıştırayım gözyaşlarınızı…

ES..ES..ES… Kİ..Kİ..Kİ…

1970’li yıllarda tribünleri “Es..es..es… Ki..ki..ki… Eski.. eski… Es-es-es” tezahüratıyla inleten Eskişehirspor, taraftarın verdiği isimle “Es-Es” taraftarları yasta, camia yasta. 1960’ların ikinci yarısında, 70’lerde en kötü maçlarda bile tribünlerinden çatlak bir ses çıkmazdı Kırmızı Şimşeklerin. Bütün Anadolu da neredeyse Eskişehirsporluydu o zamanlar. Türkiye, Eskişehirspor’unki gibi tribünü zor görür. Öyle bir örgütlenme dünyada da sayılıdır. O uyum, o ruh, o enerji inanılmazdı.

Çocukluğumda ve ilk gençliğimde Fotospor’dan ve radyodan maçlarını hayranlıkla takip ettiğim o güzel takım şimdi amatörde. Her şey bir rüya gibi. 58 sene önce kurulduğu ilk yılda katıldığı bugünün TFF 1’inde şampiyon olup Süper Lig’e (1. Lig) çıkan Es-Es yüzünden bütün kent bayram yeri, 58 sene sonra ise adeta hüzün denizi… Peki, “Anadolu Futbol Devrimi”, “Es-Es Hikayesi” nasıl doğmuştu? Es-Es’in bir zamanlar yeniden ayağa kalkmak üzere dibe battığı günlerin bir Ekşi Sözlük girdisinden özetle bakalım:

“65’LERDE DOĞDU BU RENKLER/TAPARCASINA SEVDİ BU KALPLER”

“Siz hiç bedensiz bir ruhu sevdiniz mi? Aşağıda bedensiz bir ruha duyulan bir aşkın hikayesini okuyacaksınız. Bu hikaye Anadolu insanının imkansızlıklara rağmen bu ülkede iyi bir şeyler olabileceğinin hikayesidir. Bu hikaye, on binleri yıllarca bütün imkansızlıklara, bütün engellere rağmen peşinden sürüklemiş bir büyük aşkın hikayesidir. Türkiye’de bir futbol devrimi yapan Kırmızı Şimşeklerin hikayesidir.

Her şey 1965 yılında ufak bir apartman dairesinde başlar. Rahmetli Aziz Bolel, ‘Eskişehir’de bir fabrika kurar gibi Eskişehirspor’u kuracağız’ diye bitirir bu aşkın doğmasına sebep olan sözlerini. Bu binada bulunanlar on binlerce insanı peşinden sürükleyecek büyük bir aşk yarattıklarının farkında değillerdir belki de.”

Kırmızı Şimşeklerin kırmızı-siyah renkleri almasının ise iki bildiğim nedeni var. Birincisi, Es-Es’in kurulduğu yıl Fransa şampiyonu olan Nantes’ın renklerinin çok beğenilmesi. İkincisi, TFF’nin kendilerini çabucak kabul edip şimdiki TFF 1’den başlatması için TFF Başkanı Orhan Şeref Apak’a bir jest yapılmak istenmesi. Çünkü, Apak, Gençlerbirliği patentlidir.

Es-Es amblemindeki üç yıldızın hikmeti ise şudur: Eskişehirspor; İdman Yurdu, Esnafspor ve Akademi Gençlik takımlarının birleşmesinden oluşmuştur ve her yıldız o takımlardan birisini temsil etmektedir.

Efsane Es-Es’in hafızalara kazınan, yaşı 60’ın üzerindeki futbolseverlerin bir çırpıda sayabileceği ve çoğu A Milli formayı giyen meşhur onbiri şöyleydi: Mümin (Taşkın), İlhan (Abdurrahman), Necdet (Faik), Kamuran, İsmail, Nuri, Nihat, Vahap, Fethi, B. Burhan, Ender. Diğer önemli yedek futbolcular da hatırladığım Ayhan, Halil, K. Burhan’dı. Necdet genç yaşta kansere yenilmiş, onun yerine on bire Faik monte edilmişti.

EFSANE AMİGO ORHAN

Es-Es’i “Es-Es” yapan çok önemli bir unsur da kuşkusuz taraftarı, tribünüydü. O tribünün lideri ise Amigo Orhan’dı. O zamanlar “amigo” denirdi, şimdi “tribün lideri” deniliyor. Neler yapardı Amigo Orhan? Tribünde Brezilya tribünlerinden sonra, bir zamanların 19 Mayıs gösterileri gibi kartonlarla şekil şemal yapardı. 20-30 bin taraftarı deplasmana taşıyan efsane takımın efsane amigosuydu. Futbolda sadece teknik direktörler ve futbolcular mı transfer teklifi alır? Türkiye’ye tezahüratı öğreten -hem de belden yukarısını- Amigo Orhan da almış fakat elinin tersiyle geri çevirmiştir hiç düşünmeden. Tribünler Amigo Orhan’la takım üst ligde de alt liglerde de olsa saatler öncesinde dolardı ve maç saati nasıl gelirdi anlaşılmazdı. Bir de bakmışsınız, top santrada!

Bir Ekşi Sözlük girişi şöyledir Amigo Orhan’la ilgili:

“Amigo Orhan’ı tarif etmeye, satırlara yansıtmaya olanak yok. 34 yıl Berlin Filarmoni Orkestrası’nı yöneten büyük şef Herbert von Carajan neyse, Orhan da oydu. Orkestra mı yönetiyor, tezahürat mı yaptırıyor, anlayamazdınız. Tribünde akortsuz mırıltı bile olmazdı. Binlerce sesi notalarla yönetişi, ona yön verişi tam bir sanat şaheseriydi. Onun yaratıcılığına bugüne dek futbol sahalarında kimse erişemedi. Çünkü o bir amigo değil, büyük bir sanatkardı.”

ANADOLU FUTBOL DEVRİMİNİN LİDERİ

Ekşi Sözlük’ten devam edelim:

“Haziran’ın 19’unda, 1965’te kurulan Eskişehirspor, 1966’da 1. Lig’e çıktı. 1967-68 sezonunda sekizinci oldu ve ondan sonra da birincilikleri kıl payı kaçırdı. Türkiye 1. Ligi’ni (şimdiki Süper Lig-M.A.K.) üç kez ikinci olarak tamamladı. Cumhurbaşkanlığı Kupası, Başbakanlık Kupası ve Türkiye Kupalarını müzesine götürdü. Balkan Kupası’nda finale çıkan ikinci Türk takımı oldu. Avrupa Kupalarında başarılı sonuçlar aldı. Ünlü İspanyol takımı Sevilla’yı Fethi Heper’in son 9 dakikada attığı 3 golle elemesi ülkemizde bayram havası estirirken, Avrupa’da şok etkisi yarattı.

Pek çok ilke ve rekora imza atan Eskişehirspor’un bir de Dünya rekoru kırdığını biliyor muydunuz? Eskişehirspor 3.Lig’de (şimdiki TFF 2. Lig-M.A.K.) deplasmana en çok taraftarla (27 bin) gitme Dünya rekorunu kırdı. İşte bu olay, bedensiz bir ruha duyulan aşkın en büyük göstergesidir.

Eskişehirspor pek çok şaibe sonrasında yaşadığı çöküş döneminden kurtulamamış ancak ona aşık olanların aşkı hiçbir zaman bitmemiştir ve bitmeyecektir. Çünkü bu aşk kazanılan başarılarla değil, Eskişehirspor’un gerçekleştirdiği ‘Anadolu Futbol Devrimi’ ile doğmuştur.”

Kaynak: Muzaffer Ayhan Kara

Yazarın Diğer Yazıları