Aşkın plak ve o eski plaklı kasetli günler
Ümit Kayaçelebi
Müzikle olan ilgim ta çocukluk yıllarında radyodan şarkı türkü dinlemekle başladı. O yıllarda herkesin evinde Gramofon, Pikap olmadığı gibi çoğu evlerde radyo bile yoktu. Ancak ben şanslıydım rahmetli dedem Ziya bey Türk Sanat Musikisine meftundu cereyan olmadığı zamanlarda bile anot katot pillerle radyoya kulak verirdi
Dedemin arkadaşı olan Sofu oğlu Abdurrahman Efendiden lambalı bir <AGA> radyosu almıştı Toprak evimizde alt kattaki odada iki demir ayak üzerine radyoyu oturttuğu gibi yanında da her zaman anot katot pilleri bırakırdı. Her evde olduğu gibi bizim Van’ın hanımları her şeyin üzerine bir örtü sererler ya radyonun üzerinde güzel bir örtü vardı.
Van’daki elektrik yetersiz olduğu için çoğu radyo sahibi cereyan olmadığı zaman çok olmamak kaydı ile arada bir radyo dinleyebilmek için yedeğe anot katot pilleri alırlardı. Biri Kare diğeri bir boru şeklindeki piller hem pahalı ve bazense zor bulunduğu için hesaplı kitaplı iktisatlı bir şekil de kullanılırdı.
Lafın kısası türkü şarkıya müheyya olmak o yıllarda başladı Zaman geçti gramofonların yerini pikaplar alınca bu kez hem radyo dinlerken beri yandan da elimizden geldiği kadarda plak almaya başladım. Plak dinlemekte ayrı bir keyifti. O plak böyle dönerken insan bir anda şarkılara takılıp başka diyarlara gitmesin de ne yapsın!
Gramafon, Pikap derken hayda ortaya teypler çıktı. teypler de kaset çaldığı için bu kez plağa olan rağbet az da olsa azalmaya başladı. Kasetler daha fazla müzik aldığı için bu yüzden plağa olan iltifat haliyle yok olmaya yüz tuttu. Artık herkes (meraklıları ve ilgilileri hariç) 33 lük veya 45 plak almak yerine kaset alıyordu. Haliyle herkes yeni çıkan şarkı, türkü aranjmanları radyoda dinleyemediği için kasete koşuyordu. Öyle ki radyolarında pabucu artık damı boylamaktaydı.
Haliyle 1970 li yıllarda artık radyo çok geride kalmış, çok fazla pikap söz konusu değil hatta meraklıları hariç gramofonda evlerde kenar köşelere sinmiş durumda.
Artık dükkânlarda falan plak filan plak yazsa da plak tabelalarda kalmış. Tek gerçek var ki zamanın gözdesi kaset. İş kasete binince herkes hazır kasetleri alırken bir yandan da almak yerine kendi isteklerini dinlemek istiyordu. Ve artık plak ve kasetçilerde artık plak satılmıyor ve mevcut kasetlerden müzikseverlerin zevklerine göre yazdıkları listelerdeki şarkı türküyü vs. kasete dolduruyorlardı. Tabii ki herkesin ayrı zevki var ona göre keyfince yaptığı liste dolduruluyor ve ondan sonra git evinde işyerinde veya mesirede dinle.
Kasetçilerdeki bütün plak albümleri fihristli defterlerde sanatçı ya göre alfabetik sıraya göre yazılmış ve siz istediğiniz şeyi orada size veren matbu listeye yazıyor ve veriyorsunuz onlarda iş hacmine göre yarın obur gün gel deyip size gün veriyorlardı. Ama o ne heyecanlı bekleyişti ki yaşayanlar bilir.
Yazdığınız liste en fazla kasetin uzunluğuna göre 10-12 olurdu 90 lık kasette olsa en fazla 20 parçayı geçmezdi. Kasetlerde tabii ki kalite kaliteydi 46.lık 60 lık ve 90 dakikalık kasetlerdi. Ama genelde herkes 60 lık kaset dolduruyordu.
Kayıtlar stereo oluyordu çok nadirende ekolu kasette oluyordu ki kasetçiler ekolu kaset siparişini pek almak istemezlerdi. O biraz yorucu ve zaman aldığı için çok sıcak bakmıyorlardı ekolu kayıtlara. Bir zaman geldi bu kez her kasetçi kendine göre stüdyolarda iş zamanları dışında dolum yapmaya başladılar. Çünkü yasaktı ve korka korkada olsa bu kayıtlar yapıldı ve müşteriler memnun edildi.
Bir zaman sonra da bu sefer her kasetçinin ücret mukabilinde kasetlere anons yapan bayanlar oldu. Bunlar Müşterilerin verdikleri anonsları kasetlere okuyorlar ve eserler daha sonra ilave ediliyordu. Yalnız bu kayıtları yapan bayanların seslerinden ziyade diksiyonlarına bakılıyordu. Öyle her bayan da bu işi yapamıyordu. Bu anons işinde bile kasetçiler arasında bir rekabet dahi vardı.
Bu işte en çok sıla hasreti çeken askerlerdi bu anonslu kasetlerin müşterisi hep askerlerdi bilmem kaç tertip, anneme, sevgilime, vs. çeşit çeşit anonslar oluyor ve bayan spikerler bu anonslarda ekolu yapınca daha bi dinleyen zevk alıyordu. Doğrusu o anonslar özellikle asker kardeşlerimizi çok duygulandırıyor ve heyecanlandırıyordu. Önceleri anonsları kaset yapanlar yapıyorlardı. Daha sonra iş bayan seslerine yönelince daha çok anonslu kaset istenilmeye başlanınca. Bu kez çalışan veya evde çalışmayan bayanlara bu iş havale edilince o bayanlar da bu sayede para kazanmış oldular.
Yalnız 80 li yıllarda bu iş telif hakları kanunu çıkınca artık kaset dükkânlarında kayıt cihazları plaklar long playler evlerde ki mini stüdyolarda yapılmaya başlandı. Çünkü kanunen yasaktı ve yakalandığınızda büyük ceza vardı. Ama yasakta olsa zor da olsa bu iş senelerce evlerde kayıt yapılarak sürdürüldü.
Zaman geldi askerler bu işe fazla meyillendiler ve artık anons yapmak başlı başına kârlı bir iş oldu. Artık hanım sesleri de kıymete binmiş oldu. Hatta Van'daki kaset işiyle uğraşanlar ödemeli başka şehirlere bile kaset yapıp göndermeye başladılar
Şimdi kasette anons var şarkılarda türkülerde doldurulmuş aha üzerine de sen bi özellikle renkli ve albenili yaptırdığın etiketi mesela diyorum <AŞKIN PLAK > yazıyor. Üzerinde adresin var telefon numaran da var ve bu etiket kasetinde ayrıca çekiciliğini de artıyordu. Hem işini hem de reklamını yapıyordun böylelikle. Velhasılı kelam Ne güzeldi bir zamanlar elimizden hiç kaset düşmezdi kapağına bakardık, kasetin şekline şemailine bakardık. Alır dolaba sıra sıra dizer.
Acaba hangisini, çalalım diye bazen şaşırır kalırdık. Çeşit çeşit firmaların çıkardığı şarkı, türkü, düzenleme, batı müziği, oyun havası, fasıl envayi çeşit kasetler! Seç seç beğen beğen al hepsi emrinize amade.
Plak ve kaset şirketlerini bir bir tanırdık. Hala aklımdadır birçoğu. Kervan Plak, Şah plak, Türkü ola, Coşkun plak, emre, elenora, sahibinin sesi, Odeon, Saner, Grafson vs. Daha niceleri ama aklımda kalan bunlar.
Birde zamanın kasetleri var Kertron, basf, agfa, foneks, phılıps, uzelli, minareci ve birçok çeşit teyp kasetler. Kasetler renga renk, desen desen, göze hoş gelme adına hepsi kapak kompozisyonu olarak en güzel şekilde de dizayn edilmişti.
görenin daha bir dikkatini çeksin diye şekil renk oyunlarını say sayabildiğin kadar..
Ayrıca zaman içinde kasetler 45, 60 ve 90 dakikalık olarak da bollaşarak çıkmaya başladı. Bol müzik dinlemek isteyenler bu kez doksanlık kasetlere yöneldi. Elbette markalı kaliteli kasetlerde vardı daha düşük kaliteli kasetlerde piyasada satılıyordu. Ancak o yıllarda umumiyetle en çok revaçta olan yukarıda da bahsettiğim gibi 60 lık kasetlerdi.
Firmalar mensubu bulunan sanatçıların kasetlerini hep 60 lık olarak çıkarmazlardı ve bazen de 45 lik olarak çıkarırlardı. Çünkü Plak albümüne göre ayarlarlardı kasetleri.
Ancak biz bazen liste yapar o listeye göre kasetimizin doldurulmasını isterdik. Artık o seçtiğiniz parçalardan kasetçi bulduğunu atar boş kalan yere de kendi kafasına göre doldururdu. Bu yüzden bazen kasetçi ile müşteri arasında maraza da çıkabiliyordu.
Fakat 70 li yıllardan sonra her plak ve kasetçi elindeki 45 ve 33 lik plaklarını long playlerin alfabetik olarak sanatçı ismine göre fihristli bir deftere albümleri ayrı ayrı sayfalara yazarak size buyurun bakın oradan listenizi yapın dediler. Siz defterin dışına çıkmazdınız çünkü mevcut oydu. Size de seçip beğenip liste yapmak düşüyordu.
Bir defteri alır mesela emel sayın için e harfini açar Ahmet sezgin için a harfini böyle her sanatçının sayfasına bakar orada onların sıralı numaralı hazır listelerine sıralı bir şekilde yazar bırakırdık..
Tabi anında hemen dolduracak değil ya. O da iş hacmine göre bir gün der ve siz de o gün gider listenizle birlikte kasetiniz alırdınız. Ondan sonra bir heyecanla gel keyfim gel deyip kaseti teybe takar böyle huşu içerisinde dinlerdiniz. Bazen kendi seçtiğiniz liste bile hoşunuza gitmeyebilirdi.
Kasetler normal olarak stereo olarak doldurulurdu. Ama biz bazen ekolu doldurulmasını istediğimizde farklı fiyata dolardı kaset. Ekolu olduğu zaman kulağa daha hoş geldiği için özellikle otobüs, dolmuş, taksi kullananlar ekolu kasete yönelirdi.
Her gün yeni plaklar çıkıyor yeni kasetler çıkıyor. Artık yetişmek de zordu. Ama insanlar dört gözle heyecanla yeni çıkacak sanatçıları ve kasetleri izlemeye devam ediyorlardı.
Bu işi de zamanında en güzel şekilde yapan o eskiden bu işe gönül verenleri ve bizler mutlu eden dostlarımıza da şöyle bir anıp yazımızı noktalayalım.
İşte en eskilerden biri Alçekiç Pasajında bu işi hayatı boyunca yapan ve şu an aramızda olmayan <Öner plak ve kasetçilik> sahibi rahmetli Hamza Öner.
Güzel ehli keyif bir insandı ama genç yaşta aramızdan ayrıldı. Ondan bahsederken bu arada bu işle alakası olmasa da ağa beyleri rahmetli Bayram ve Zübeyir ağabeyleri de rahmetle analım.
Çok sevgili kardeşim Mehmet Bağdatlı iş yerinde plakçılık ve kasetçilik işini en uzun ömürlü sürdürenlerden birisi oldu ve medarı iftiharımızıdır.
Çetin Metin Saydan kardeşlerin senelerce en çok uğradığımız yerlerden oldu.
çok fazla uzun ömürlü olmamasına rağmen yine de bu işe yönelen yağan Turan Akköprüyü hayırla yad ediyorum.
bir zamanlar Akdamar oteli önünde daha sonra belediye binası yanında bu işi sevgili dostlarım Fikret ve Hikmet kardeşlerim yaptılar ve hem de en güzel şekilde yaptılar. Gerçekten devrinde zamanların 70 li yılların en önemli aranılın plak ve kasetçilerinden oldular.
< Aşkın Plak> cumhuriyet Caddesinde ki yerlerinde bu işi senelerce sürdürdüler ve benimde her zaman en kıymetli dostlarımdan olan Mehmet Yetkin, Rıfat Yetkini rahmetle anarken İsmet Yetkin, Fatih ve Hakan İlvanla biz senelerce hep beraber olduk musiki bahanesiyle hep bir araya geldik bu günde bu muhabbet devam etmekte. İyi ki tanışmışız iyi ki varlar.
<İntervan Kasetçilk> Cumhuriyet caddesinde idi, ama sahiplerini hatırlayamadık. Fakat yok sayamazdım ve yazımıza dâhil ettik.
Şenol Sayan kardeşimizin de Haydaroğlu pasajında senelere varan bir kasetçilik serüveni oldu onu da burada anmış olduk.
İşte böyle sevgili dostlar geçmişte bu işi yapan o güzel insanlarımızın ölenlerine rahmet kalanlarına selam olsun.
Unuttuklarımız varsa hoş görüle.Gayrı ne plak kaldı ne de kaset her şeyi mazide bıraktık.
Kim ne derse desin güzel günlerdi o günler iyi ki dünyaya erken gelmişiz de o günleri o insanları görmüşüz.
Bu gün aramızda olmayan Rıfat Ve Mehmet Yetkini rahmetle anarken Fatih ve Hakan İlvan kardeşimle, ismet Yetkin kardeşlerime de gönül dolusu sevgiler.
İyiki dün vardınız ve bu gün de varsınız.