
Bu gün Timurlenk Bozkurt ağabeyimizi iki şiiri ile anıyoruz
Ümit Kayaçelebi
ANADOLU
Herkesin bir yarı var yeryüzünde,
Benim gerçek yârim, Anadolu dur.
Erdemlidir, cevher vardır özünde,
Benim gerçek yârim Anadolu dur.
Edirne den, Hakkari ye, Ordu ya,
Dolaştım ülkemi ben doya doya,
Aşık oldum ana, Anadolu ya,
Benim gerçek yarim, Anadolu dur.
Her an, her nefeste, dua ederim,
Ya Rab beni yarsız, bırakma derim,
Ekmeğini yer, sütünü içerim,
Benim gerçek yârim Anadolu dur.
Başkaları gibi hiç naz eylemez,
Sırrım saklar el aleme söylemez,
Sever beni, azarlamaz, paylamaz,
Benim gerçek yarim, Anadolu dur.
Zümrütten gerdanlık vardır boynunda,
Asırlardır bizi besler koynunda,
Gözüm yoktur onda, şunda ve bunda,
Benim gerçek yârim, Anadolu dur.
Trabzon’dan eser serin bir hava,
Isparta gülleri, hiç gelmez tava,
Toroslardan geçip gidilir ava,
Benim gerçek yârim, Anadolu dur.
Palandöken yaylasında kuzular,
Gönül daim Erciyes’i arzular,
Ağrı dağından akar buz gibi sular,
Benim gerçek yarim, Anadolu dur.
Ankara’sı, Manisa’sı, Rize’si,
Elazığ’dan gelir Şahinler sesi,
Güzel kokar Urfalımın nefesi,
Benim gerçek yarim, Anadolu dur.
Çanakkale geçit vermez düşmana,
Canım kurban olsun aziz vatana,
Kalk dostum, birlikte gidelim Van a,
Benim gerçek yârim Anadolu dur,
Dağı taşı, şehitlerle doludur.
SANA BİR MUŞTUM VAR
Sana bir muştum var Şükriye bacım
Sana bir muştum var, a benim bacım
Sana bir muştum var, yarınlar için
Yakında güneş doğacak ülkemizde
Aydınlıklar beldesinin halkı denecek bize.
Sana bir muştum var Şükriye bacım,
Sana bir muştum var, a benim canım,
Artık zulüm olmayacak, işkence olmayacak
Artık kapın çalınmayacak bir şafak vakti
Ve artık kimse sormayacak sana
Nereye sakladın o kitapları
Anlatsana
Nereye sakladın öz kardeşini
Nereye sakladın can yoldaşını
Yoksa sereriz yere leşini.
Diye
Sana bir muştum var Şükriye bacım
Sana bir muştum var, a benim canım
Öyle güzel günlere gebedir şu günlerde, dünya
Hak kuvvete değil
Kuvvet tabi olacak hakka.
Katırının üstünde oduna giderken
Bir hain kurşuna hedef olmayacak
Daha on üçündeki oduncu Cuma.
Artık kimse diyemiyecek bizim Mehmed’e
“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.”
Bülbüllerin öttüğü, güllerin açtığı
Bu baharda
Özgür ve mutlu insanların dolaştığı
Bu vatanda
Sen de kavuşacaksın öz kardeşin Hıfzullah’a
Sende kavuşacaksın o daima gülen gözlere.
Sarılıp hasret gidereceksin
Bir daha, bir daha.
Evet, yakındır o günler
Zira bu yolda kavidir inancım
Bilmiyorum bizim illerde havalar nasıl
O benim kendi elimle diktiğim
Her gün sulayıp büyüttüğüm
Kırmızı gül ağacım
Söyle bana ne olur,
Yerinde duruyor mu bacım.
Haber ver sen bana öz diyarımdan
Haber ver üçbin yıllık vatanımdan.
Yine nasıl yeşil mi dağlar ovalar
Yine akıyor mu evimizin önünden
Şekerli sular.
Tam yedi yıldır ayrıyım Van kalesinden
Gözümde tütüyor allı mavili
Ereğin dağı.
Gözümde tütüyor
Erciş ilçemizin güzel kokulu
Çelebibağ’ı
Sana bir muştum var Şükriye bacım
Sana bir muştum var, a benim canım
Geliyorum geleceğiz yakında
İşte o gün güller açacak her yanda.
Sana bir muştum var Şükriye bacım
Sana bir muştum var, a benim canım
Görüşeceğiz seninle
Belki de önümüzdeki baharda.
Birlikte horon tepeceğiz,
Güllerin açıp,
Kelebeklerin dans ettiği kırlarda
Ama bak ne olur, beni dinle
Şayet o mutlu günlere kavuşamazsam
Ve yol bitmeden ömür biterse,
Böyle güzel günlerin
Geleceğini
Sen haber ver yeğenlerime…
16.10.1989