Ümit Kayaçelebi

Erzincan efsaneleri

Ümit Kayaçelebi

BELKIS

 “Bu son ziyaretimde Erzincan kasabasının 1600 evde 9 bin kadar nüfuslu buldum. Cihan Harbi’nden evvel 6000 evde 22 bin nüfus varmış. Vilayetin nüfusu da 65.000 tahmin olunuyor. Halbuki Cihan Harbi’nden önce 135.000 imiş.

Erzincan hakkında halktan şunları dinledim:

 “Selçukîler zamanında Erzincan’ın adı Belkıs imiş. Tavaifi mülûktan Melik Salih buranın hükümdarı imiş. Şiilik buraları istilâ ediyor diye Belh’de Harzem şahının şeyhülislamı bulunan Mevlâna’nın babasını davet etmiş. Halk Van Gölü sahilindeki Ahlat’a kadar istikbale gitmişler. İstikbalde Erzurum halkı dahi bulunmuş.

Mevlâna’nın babası, Belkıs şehrini görünce şöyle demiş: “Erzen cani men amed” Türkçesi “Burası benim canıma lâyık geldi!” Halk da teberruken (uğur sayarak) Belkıs şehrine Erzincan demişler. Melik Salih de Mevlâna’nın babasını Erzincan’da reisü’l-ulema nasbetmiş (atamış). Burada ilk Mevlevi tekkesini de bu zat yapmış.

Mevlâna babasıyla Erzincan’a geldiği zaman bir yaşında imiş. Altı yaşına girdiği zaman Selçuklu devleti Padişahı onu Konya’ya yanına aldırmış. Sonraları da Konya Mevlevîlerinin merkezi ve Selçukîler de Mevlevî olmuşlar.”(Karabekir,2001)

KEŞİŞ DAĞI EFSANESİ

Erzincan'ın Kuzey Doğusunda, şimdiki Keşiş dağında bir keşiş otururmuş. O zamanlarda Erzincan'da hiç kış olmazmış. Bir gün keşişin kızı, su almak için yakınlarında bulunan göle gitmiş, bakmış ki göl kaymak tutmuş. Koşa koşa babasının yanına gelerek, "baba bizim göl kaymak tutmuş" demiş. Keşiş bu işe çok hayret etmiş ve gölün bulunduğu yere gelmiş. Keşiş bakmış ki gölün yüzü buz tutmuş. Keşiş Erzincan'a kışın geldiğini anlamış, göçünü tutup Erzincan'ı terk etmiş. Dağın adı buradan kalmış.

KAZANKAYA EFSANESİ

Eski hesap April’in beşinde koca karının biri yaylaya çıkmak istemiş. Yaylaya çıkmayı komşusuna da teklif etmiş. Komşusu, "Allah kısmet ederse gideriz" demiş. Kocakarı, "Allah kısmet etse de gideceğim etmese de" demiş. Koyunlarını, çadırını kazanımı alıp, Erzincan'ın güneyindeki Munzur Dağının tepesine çıkmış. Bu sırada öyle bir fırtına çıkmış ki, kocakarı ne yapmışsa kendini bu fırtınadan kurtaramamış. En sonunda süt kazanın içerisine girmek aklına gelmiş. Kazanı ters çevirip içerisine girmiş. Kocakarının yaylaya çıkmadan önce söylediği söz Allah'ı gücendirir ve Allah onu orada onu kazanı ile birlikte taş keser. Bu taş şimdi Munzur Dağının tepesinde, Kazankaya diye anılmaktadır.

 Kaynak: Dr. Öğr. Üyesi Ruhi Kara

Yazarın Diğer Yazıları