Ümit Kayaçelebi

Mecidiyeköy'de Bir Zurna Üstadı: 'Yaşa Binali Selman yaşa!'

Ümit Kayaçelebi

SEMT TARİHİ, MAZİDE KALAN 30 EYLÜL 2020

Zurnazenlerin ‘ulu kişisi’, zurnada peşrev olabileceğini ispatlamış, 30 yıl İstanbul Radyosu’nun ‘memur sanatçısı’ydı... Okay Temiz’in ‘Oriental Wind’ grubuyla 30 ülkelik turneye katılmış bir müzik üstadıydı Mecidiyeköylü Binali Selman. Ve bir o kadar ‘halkın sanatçısı’ kalmayı bildi. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük zurnazeni hiçbir düğün davetini geri çevirmedi.

Onun için “Öyle bir çalardı ki meyi ağlatırdı. ‘O’ bir gün sustu. Meyi hâlâ ağlıyor” denmiştir.

Bir başka zaman “Meyi mey eden, zurnada peşrevin en mükemmelini yapan adam” diye yazılmıştır.

Derler ki; “ne zaman zurna onun eline geçmiştir, ‘zurnada peşrev olmaz’ sözü tükenmiştir.”

Bu adam, “Kâh yılan oynatan, kâh taş ağlatan isim” Binali Selman’dır.

Sokko Musa’nın oğludur... Bayburt’un köylerinde, dağ yamaçlarında ona “Bino” derler.

Çalmaya başladığında “Yaşşşaaa Bino Yaşşşaaa!” diye ünler köylüleri.

Ksanta’da (*) kundaktan kurtulup da ayaklandığı zamanlarda önce ağabeyi Yaşar’ın zurna ve meyine el atar. Büyüdükçe evin çeşitli yerlerine kaçırır. Bahçede çalar. Ses duyulmasın diye tandırın içine girip çalar. Beş yaşında artık köyün yamaçlarında da görülür. Bir gün yamaçtan güzel bir zurna sesi duyan köylüler, merakla sese doğru gider. Bakarlar ki, minik Binali zurna çalmaktadır. Gözlerine inanamaz kimse. İşte Bino’nun macerası böyle başlar.

1992 Ağustos’unda hayata veda ettiğinde geride 10 bini aşkın plak, kaset, film, radyo ve televizyon kaydı bırakır. Yeşilçam filmlerindeki zurna ve mey sesinin büyük çoğunluğu ona aittir. 1980’lerde Hindistan’da ‘dünyanın en iyi zurna çalan adamı’ seçilmiştir.

İlk zamanlarında ‘Kör Zakir’ diye tanınan ‘Bayburtlu Kemancı’ Zakir Peksert ve Remzi Çavuldak ile birlikte çalmıştır. Bu iki isimle Taksim Sahnesi’nde de görülecektir. Kör Zakir’in kemanına Binali, zilli def ile eşlik etmektedir.

MEYZENLER VE ZURNAZENLERİN ‘ULU KİŞİSİ’

Duduk, sipsi, dilli kaval, diz üstü keman ve cümbüşü gayet iyi çalan Bino, mey ve zurnazenler için ‘bir ulu kişi’dir. Binali Selman için ‘meyin ve zurnanın ilahı’ diyen de olmuştur, “Daha onun üstüne biri gelmemiştir” diyen de…  Babası, “Yaşar parmaktan öğrendi, Binali Hakk’tan” demiştir.

İyi ağaç, iyi enstrüman ve iyi kamışa hastalık derecesine düşkündür. Hayatı boyunca çantasındaki sazları her zaman son derece düzenli ve simetriktir. Hatta çok da güzel koktuğu söylenir. Biraz büyüdüğünde ağabeyiyle birlikte düğünlere gitmeye, onun zurnasına davuluyla katılmaya başlar. Ondaki yeteneği görmüş ki, günlerden bir gün ağabeyi ona, “Bundan sonra davul bende, zurna sende” der. İşte Bino’nun meyi de, taşı da ağlatması bundan sonradır. Duyduğu havayı (müziği) daha ilk elde eksiksiz çalmasıyla herkesi şaşırtır. Nota bilmez ama bütün ‘kayde’leri çok temiz çalar. Havaları onun kadar ‘temiz çalan’ hâlâ yoktur.

İSTANBUL RADYOSU’NDA 30 YIL

1954’te İstanbul Radyosu’na sınavla girer. 30 yıl boyunca Harbiye’de ‘memur sanatçı’ olarak görev yapar. O güne kadar küçümsenen ve orkestrasyona giremeyeceği düşünülen zurna ve meyin akorlarını değiştirerek orkestrasyona sokmayı başarır. Hâkir görülen bir enstrümana adeta itibar kazandırır. Bir gün ona “Zurnayla Makber’i çalabilir misin?” diye sormuşlar. Binali Selman da çalmış ve sonra demiş ki; “Ezanı da çalarım ama Cenab-ı Allah’tan korkarım.”

Bazı parçaların düzenlemelerinde emeği vardır. Ayrıca ‘Bebeğin beşiği çamdan’, ‘Bugün günlerden Cuma’dır Cuma’, ‘More Oyun Havası’ derlemeleri onun imzasını taşır. “Ey güldalı, güldalı” diye başlayan halk şarkısını ise hemşehrisi Zakir Peksert ile birlikte derlemiştir.

30 ÜLKELİK TURNE

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi ‘zurna üstadı’ olan Binali Selman, ‘halk adamı’ duruşunu ise hiç bozmaz, eş, dost, akraba düğünlerinden eksik olmaz, vurduğu havalarla oralarda da yürekleri coşturur. Ülkenin önemli tüm sanatçılarıyla çalışır. Adeta paylaşılamaz. Okay Temiz’in ‘Oriental Wind’ projesiyle birlikte 30 ülkelik bir turneye de çıkar. Zurna ve mey bahis konusu olduğunda “Selman’dan önce, Selman’dan sonra” tabiri kullanılır. Plaklar, longplayler, kasetler yapar. Yaptığı albümler çok satsa da, korsan üretimler nedeniyle para kazanamaz. Korsan yayınlarda ‘Erzurumlu’, ‘Diyarbakırlı’ gibi ön isimler kullanılarak yasak delinir ve bu nedenle çoğu kişi, Binali Selman’ın memleketini doğru olarak bilemez.

ZURNADA PEŞREV OLUR!

İkisi kız beş çocuğu olur. Kızlarından biriyle oğullarından İsmail (Volkan) vefat etmiştir. Mahir de zurna ve mey çalmaktadır fakat ticaretle uğraşmaktadır. Diğer oğlu Deniz Selman ise alaylı olmanın yanı sıra okulludur. Konservatuar mezunudur ve özellikle mey üstadıdır. Binali Selman “Zurnada peşrev olmaz” sözünü çürüten isimdir ve ekolü Deniz’de yürümektedir.

İstanbul’da Mecidiyeköy’ün İzzetpaşa’ya bakan tarafında oturan ve 13 Ağustos 1992’de lenf kanserinden hayata veda eden Binali Selman, 1931’de Bayburt’un Ksanta Köyü’nde doğmuştur.

Kaynak: Şişli Gündemi

 

Yazarın Diğer Yazıları