
'Rüstem-i İrânî' ve 'Herkül-ü Yunanî'
Ümit Kayaçelebi
İranlıların milli kahramanı olup, hayatı efsanelere konu olmuştur. Hayatı ve yaşadığı zaman, mekan efsanevi bir tarzda anlatıldığı için, hakkında kesin bir bilgi yoktur.
İri yarı yapısı, kahramanlığı, cesareti ve üstün gücü ile dikkatleri üzerine çekmiştir. İran’ın milli kahramanı olmakla birlikte başka milletler tarafından da sahiplenilmiş ve yaşatılmıştır.
Efsaneye göre Rüstem, daha doğmadan evvel dikkat çekmeye başlamıştır. Anne karnında iken iri yarı bir hal almış, ancak, annesinin karnı yarılmak suretiyle doğumu gerçekleşmiştir. Bir günlük bir bebekken bir yaşında gibi görünmüş, beslenebilmesi için kendisine süt anne tutulmuş, on kişinin yiyebildiği kadar yemeği yiyerek kısa zamanda çok güçlü ve iri yarı bir hal almıştır.
Bunlardan birine göre; Rüstem, babası Zal’ın çalınmış olan kılıcını bulmak için Şiraz’dan Semerkand’a doğru yola çıkmıştır. Yolculuğu sırasında, zamanının ünlü pehlivanlarından olan Demir Pehlivanın kızını görüp aşık olmuştur. Kızı alabilmek için, müstakbel kayınpederini yenmek zorunda olan Rüstem, Demir Pehlivan ile üç gün boyunca müsabakaya tutuşmuştur. Ancak, hiçbiri diğerine üstün gelememiştir. Bir süre sonra Demir Pehlivan hastalanıp yatağa düşmüş, doktorların tavsiyesine uyan Rüstem, kayınpederini kurtarmak için aslan kanını getirmek maksadıyla ava çıkmıştır. Çok iri bir aslanla boğuştuktan sonra, onu öldürüp kanını getirmiş ve getirdiği bu kan kayınpederi için şifa olmuştur. Demir Pehlivan iyileşmiş olmakla birlikte kısa bir süre sonra ölmüştür. Rüstem de bu ünlü pehlivanın kızı Rübab ile evlenmiştir.
Rüstem’in kazandığı önemli zaferlerden bir tanesi de, Demir Pehlivan’ın düşmanlarından olup, kendisini daha önce öldürmeye gelen Rum silahşörlerindan birisiyle yaptığı savaş olmuştur. Rum silahşörle yaptığı savaşı kazanmış ve onu öldürmüştür. Rum silahşörün intikamını almak isteyen Rum Pontus Kralı, Rüstem’in üzerine yirmi bin kişiden oluşan güçlü bir ordu göndermiştir. Çoğu zaman yalnız başına, bazen de eşi ve kayınpederinin çiftliğinde çalışan adamlarıyla birlikte bu büyük orduya karşı savaşmış ve bunların önemli bir kısmını öldürdükten sonra, geri kalanlar da kaçmıştır. Böylece büyük bir zafer kazanmış, kendi memleketinde huzur ve güveni sağlayarak eşi ile birlikte mutlu ve uzun bir ömür yaşamıştır.
İran saldırılarına karşı koymak isteyen Turan hükümdarı Alp Er Tonga’ya haber yollayarak gelmesini istemiş ve akabinde İran üzerine yollamıştır. Bu haberi alan İranlılar da Zal’e müracaat ederek yardım istemişler. Zal, artık yaşlandığını belirterek yerine oğlu Rüstem’i yollamıştır. İki taraf arasında meydana gelen savaşta, Rüstem galip gelmiş, Alp Er Tonga’yı da son anda Türk savaşçıları kurtarmışlardır. Yenilen Alp Er Tonga babasının yanına dönmüş ve daha sonra barış yapılmıştır.
Rüstem ile Alp Er Tonga, birkaç kez muhtelif sebeplerle karşı karşıya gelmeye devam etmişler ve hemen her seferinde Rüstem galip gelmiştir.
Savaş dışında İran pehlivanları ile Turan Türk pehlivanları karşı karşıya gelmişler, Rüstem dışındaki İran pehlivanlarının tamamı yenilmesine rağmen, Rüstem’in bileği bükülememiş ve neticede yine zafer kendilerinin olmuştur. Bir rivayet ve efsaneye göre, Rüstem, Alp Er Tonga’yı hile ile yakalatıp hile ile mağlup etmiştir. Bu iddia ve nakil sahiplerine göre; söz konusu olay ve hile anısına, “tongaya düşmek” dilimize deyim olarak yerleşmiştir.
Herkül-ü Yunani:
Eski Roma mitolojisinde bir yarı tanrı olan Herkül, Grek (Eski Yunan) mitolojisinde "Herakles" diye geçer.
Romalılar Herakles'i M. Ö. 399 yılından sonra, Güney İtalya'daki Yunan kolonileri sayesinde tanımışlardı.O tarihten öteye Roma'da Yunan tanrısı olarak yaygın bir ün yaptı. Zamanla, Grek mitolojisinde olduğundan daha farklı bir görünüş kazandı. Tarım, toprak tanrısı ve ticari dürüstlüğün koruyucusu olarak yeni bir kişilik aldı.Ticari işler yapılırken onun adına yemin ediliyordu. Herkül adına, özelliklerini Roma toplumundan, Romalılar'ın inançlarından alan efsaneler yaygınlaştı.
Başardığı on iki başedilmez işle, yenilmez kuvvetin, üstüngücün sembolü oldu. Bu on iki işi şöylece sıralayabiliriz:
1) Bir aslanla dövüştü ve onu yendi.
2) Dokuz başlı canavar Hydra'yı yok etti.
3) Son derece hızlı bir kızıl geyikle yarıştı ve onu tutsak aldı.
4) Kimselerin başedemediği bir boğayı yakaladı.
5) Kral Augeas'ın otuz yıldan beri 3000 öküz bulunan ağıllarını temizledi.
6) İnsan eti yiyen bazı canavar kuşları öldürdü.
7) Girit Kralı Minos'un dev yapılı, azgın boğasını yakaladı.
8) Kral Diomedes'i öldürdü.
9) Amazonlar adı verilen savaşçı kadınları yenilgiye uğrattı ve kraliçelerinin değerli taşlarla süslü çorap bağını aldı.
10) Üç gövdeli bir ejderhayı öldürdü.
11) Hesperides'in altın elmalarını ele geçirdi.
12) Hades'in, yani cehennemin girişini bekleyen üç başlı köpek Cerberus (Serberus)'u yakaladı.
Herkül'ün bu üstün başarılarını dile getiren renkli efsaneler, onun sayısız sanat eserine konu olmasını da sağlamıştır. Gene bu efsanelere göre Herkül, Evander'in kızlarından biriyle evlenmiş, çobanların koruyucusu Palas bu birleşmeden doğmuştur.
Herkül, yukarıda değindiğimiz erdemlerinden dolayı "kuvvet", "yenilmezlik" belirtmek için kullanılan bir isim-deyim olmuştur. Nitekim "Herkül gibi kuvvetli." sözünü sık sık duyarız.