Zaloğlu Rüstem (Rüstem-i İranî)
Ümit Kayaçelebi
İranlıların millî kahramanı olup, hayatı efsanelere konu olmuştur. Hayatı ve yaşadığı zaman, mekân efsanevî bir tarzda anlatıldığı için, yaşadığı zaman ve mekân hakkında kesin bir bilgi yoktur. İri yarı yapısı, kahramanlığı, cesareti ve üstün gücü ile dikkatleri üzerine çekmiştir. İran’ın millî kahramanı olmakla birlikte başka milletler tarafından da sahiplenilmiş ve yaşatılmıştır. Türk edebiyatında daha çok Alp Er Tonga ile arasında cereyan eden mücadelelere yer verilmiştir.
İran’ın millî kahramanı ve efsane adamı Rüstem’in ne zaman ve nerede yaşadığı konusunda kesin bir bilgi yoktur. Hakkında anlatılanlar, efsane ile karışmış olduğundan zaman ve mekân konusu birbirine karışmış ve muhtelif rivayetler ileri sürülmüştür. Bilgi karışıklığı ile birlikte; İran, Türkistan, Azerbaycan, Irak ve Anadolu’da önemli gelişmelerin, göçlerin gerçekleştiği on ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda yaşamış olma ihtimali yüksektir.
Efsaneye göre Rüstem, daha doğmadan evvel dikkat çekmeye başlamıştır. Anne karnında iken iri yarı bir hâl almış, ancak annesinin karnı yarılmak suretiyle doğumu gerçekleşmiştir. Bir günlük bir bebekken bir yaşında gibi görünmüş, beslenebilmesi için kendisine süt anne tutulmuş, on kişinin yiyebildiği kadar yemeği yiyerek kısa zamanda çok güçlü ve iri yarı bir hal almıştır.
Eşsiz silâh kullanma yeteneği ve bilek gücü, pehlivanlığı, yiğitliği ve korkusuzluğu ile ünlenerek adından söz ettirmiştir. Zamanın geçmesi ile birlikte hayatı etrafında menkıbeler, hikâye ve efsaneler yazılmak suretiyle adeta insan üstü güce sahip olan bir hüviyete büründürülmüştür. İran, Türkistan ve Doğu Anadolu dolaylarında yaşamış olma ihtimali bulunan Rüstem’e İranlılar kadar Türkler de sahip çıkmış ve kendi millî kahramanları olarak görüp, yaşatmışlardır. Bu kahraman hakkında çok sayıda hikâye ve efsane kaleme alınmıştır. Bunlardan birine göre:
Rüstem, babası Zal’ın çalınmış olan kılıcını bulmak için Şiraz’dan Semerkand’a doğru yola çıkmıştır. Yolculuğu sırasında, zamanının ünlü pehlivanlarından olan Demir Pehlivanın kızını görüp aşık olmuştur. Kızı alabilmek için, müstakbel kayınpederini yenmek zorunda olan Rüstem, Demir Pehlivan ile üç gün boyunca müsabakaya tutuşmuştur. Ancak, hiçbiri diğerine üstün gelememiştir. Bir süre sonra Demir Pehlivan hastalanıp yatağa düşmüş, doktorların tavsiyesine uyan Rüstem, kayınpederini kurtarmak için aslan kanını getirmek maksadıyla ava çıkmıştır. Çok iri bir aslanla boğuştuktan sonra, onu öldürüp kanını getirmiş ve getirdiği bu kan kayınpederi için şifa olmuştur. Demir Pehlivan iyileşmiş olmakla birlikte kısa bir süre sonra ölmüştür. Rüstem de bu ünlü pehlivanın kızı Rübab ile evlenmiştir.
Rüstem’in kazandığı önemli zaferlerden bir tanesi de, Demir Pehlivan’ın düşmanlarından olup, kendisini daha önce öldürmeye gelen Rum silâhşörlerinden birisiyle yaptığı savaş olmuştur. Rum silâhşörle yaptığı savaşı kazanmış ve onu öldürmüştür. Rum silâhşörün intikamını almak isteyen Rum Pontus Kralı intikam almak için Rüstem’in üzerine yirmi bin kişiden oluşan güçlü bir ordu göndermiştir. Çoğu zaman yalnız başına, bazen de eşi ve kayınpederinin çiftliğinde çalışan adamlarıyla birlikte bu büyük orduya karşı savaşmış ve bunların önemli bir kısmını öldürdükten sonra, geri kalanlar da kaçmıştır. Böylece büyük bir zafer kazanmış, kendi memleketinde huzur ve güveni sağlayarak eşi ile birlikte mutlu ve uzun bir ömür yaşamıştır.
Alp Er Tonga ile Rüstem arasında bir çok çarpışma olacak
Rüstem, İran ve Turan Türkleri arasında meydana gelen savaşların anlatıldığı efsanelere de konu olmuş ve kahramanlığı, sahip olduğu yenilmez gücüyle ön plana çıkmıştır. Bu sebepten dolayıdır ki, özellikle yiğitliği, pehlivan yapısı ile kendilerinden söz edilen hükümdarlar için de Rüstem benzetmesi yapılmıştır. İranlılar ve Turan Türkleri arasında meydana gelen savaşlarda ön plana çıkan Türk kahraman ve savaşçılarından biri Alp Er Tonga’dır. Alp Er Tonga ile Rüstem arasında bir çok çarpışma olacak ve bu iki isimden çok söz edilecektir.
İran saldırılarına karşı koymak isteyen Turan hükümdarı Alp Er Tonga’ya haber yollayarak gelmesini istemiş ve akabinde İran üzerine yollamıştır. Bu haberi alan İranlılar da Zal’e müracaat ederek yardım istemişler. Zal, artık yaşlandığını belirterek yerine oğlu Rüstem’i yollamıştır. İki taraf arasında meydana gelen savaşta, Rüstem galip gelmiş, Alp Er Tonga’yı da son anda Türk savaşçıları kurtarmışlardır. Yenilen Alp Er Tonga babasının yanına dönmüş ve daha sonra barış yapılmıştır.
Rüstem ile Alp Er Tonga, birkaç kez muhtelif sebeplerle karşı karşıya gelmeye devam etmişler ve hemen her seferinde Rüstem galip gelmiştir. Savaş dışında İran pehlivanları ile Turan Türk pehlivanları karşı karşıya gelmişler, Rüstem dışındaki İran pehlivanlarının tamamı yenilmesine rağmen, Rüstem’in bileği bükülememiş ve neticede yine zafer kendilerinin olmuştur. Bir rivayet ve efsaneye göre, Rüstem, Alp Er Tonga’yı hile ile yakalatıp hile ile mağlûp etmiştir. Bu iddia ve nakil sahiplerine göre; söz konusu olay ve hile anısına, “tongaya düşmek” dilimize deyim olarak yerleşmiştir.