Ümran Öztürk

Bir Zaman Makinesi: Faytonlar

Ümran Öztürk

Geçmişe dönüp baktığımızda, faytonların birçok şehirde olduğu gibi Van caddelerinde, sokaklarında da zarafetle ilerlediği yılları hatırlarız. Şehrin cadde ve sokaklarında, ahşap tekerleklerin taş yollarda çıkardığı ritmik sesler adeta bir melodi gibiydi. Atların nal sesleriyle birleşen bu melodi, şehir hayatının fon müziğiydi. Faytonlar, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda statü ve prestij göstergesiydi. Düğün alaylarının başında, bayram gezmelerinde ya da önemli ziyaretlerde mutlaka bir fayton bulunurdu.

O günlerde bir faytona binmek, günümüzün lüks otomobillerine binmekten farksızdı. Faytonlar, özenle süslenir, cilalanır ve atlar en güzel aksesuarlarla donatılırdı. Faytona binip de şehri dolaşmak, hafif bir meltem eşliğinde, etraftaki insanlarla selamlaşarak yapılan keyifli bir yolculuktu. Yol boyunca gördüğünüz manzaralar, tanıdık yüzler ve belki de bir düğün konvoyuna rastlamanız bu yolculuğu daha da unutulmaz kılardı.

O yıllarda faytonlar sadece şehri gezmek için kullanılmazdı. Çok Yönlü bir ulaşım aracı olan faytonlar yeri geldiğinde bir ambulans, yeri geldiğinde bir gelin arabası, bazen bir servis aracı, hatta bir eşya veya sebze taşıma aracı olarak hayatın her alanında kendine yer bulurdu. Bu çok yönlülük, faytonların şehir hayatındaki vazgeçilmezliğini perçinliyordu.

Bu yazıyı okuyan ve o günleri yaşayan büyüklerimiz için faytonlar, gençliklerinin, çocukluklarının tatlı bir hatırası olmuştur. Ah o eski günler! Bayramlarda ailece yapılan fayton gezmeleri, dedelerimizin ve ninelerimizin anlattığı anılar, her biri birer masal gibi gelir kulağa. O günlerde hayat daha mı güzeldi, yoksa biz mi öyle hatırlıyoruz bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey var ki, faytonlar o günlerin huzurunu ve güzelliğini simgeliyor.

Eski günleri anmak, geçmişe kısa bir yolculuk yapmak her zaman ruhumuzu dinlendirir. Faytonlar da bu yolculuğun en zarif araçlarından biridir. Geçmişi hatırlarken, o günlerin huzurunu ve sadeliğini yeniden hissetmek ne güzel olur. Faytonların yavaş ama huzurlu ritmi, belki de bize günümüzün hızla akan hayatında bir nebze olsun yavaşlamayı ve anın tadını çıkarmayı hatırlatır.

Eziyet mi, Nostalji mi?

Faytonlar, geçmişin zarif ve huzurlu taşıtları olarak hatırlansa da günümüzde tartışmalı bir konu haline gelmiştir. Bir zamanlar şehirlerin caddelerinde ve sokaklarında şıklığıyla dikkat çeken faytonlar, bugün atlara yapılan eziyet gerekçesiyle birçok yerde kullanım dışı bırakılmıştır. Ancak, bu uygulamaya karşı çıkanlar da vardır. Her iki tarafın da haklı sebepleri bulunmaktadır.

Hayvan hakları ve modern ulaşım alternatifleri dikkate alındığında, faytonların kaldırılması mantıklı görünebilir. Bununla birlikte, kültürel ve tarihi değerler, ekonomik etkiler ve faytonların daha iyi koşullarda kullanılma potansiyeli göz önüne alındığında, faytonların tamamen yasaklanması yerine daha dengeli çözümler bulunabilir.

Faytonların tamamen yasaklanması yerine, atların daha iyi koşullarda çalışmasını sağlayacak düzenlemeler yapılabilir. Daha iyi bakım, beslenme ve çalışma saatlerinin düzenlenmesi, atların refahını artırabilir. Ayrıca, faytoncuların ve at sahiplerinin düzenli olarak denetlenmesi, kötü muamele ve ihmalin önüne geçebilir. Bu sayede, faytonların daha insancıl bir şekilde kullanılması sağlanabilir.

Bu iki bakış açısını değerlendirirken hem hayvanların refahını hem de kültürel mirası koruma gerekliliğini göz önünde bulundurmak önemlidir. Faytonlar, geçmişin tatlı bir hatırası olarak kalabilirken, günümüzün hassasiyetlerine uygun bir şekilde varlıklarını sürdürebilirler.

Günümüzde faytonlar hala bazı bölgelerde nostaljik bir ulaşım aracı olarak varlığını sürdürmektedir. Özellikle turistik alanlarda bu gelenek devam ettirilerek ziyaretçilere unutulmaz deneyimler sunulmaktadır. Modern faytonculuğun önemli örneklerinden biri Amerika'daki Central Park ve İngiltere'deki faytonculardır.

Central Park'ta faytonculuk yapan çok sayıda Türk, bu nostaljik mesleği sürdürmektedir. İzlediğim bir belgeselde, bu faytoncuların yılda ortalama 100 bin dolar kazandığı belirtilmiştir. Bu iş, özellikle göçmenler için önemli bir geçim kaynağı haline gelmiştir.

Central Park'ta faytonlar günde ortalama 7 saat çalışmaktadır. Bu süre zarfında turistlere New York'un en ünlü parkını gezdiren faytoncular, hem nostaljik bir deneyim sunmakta hem de önemli bir gelir elde etmektedirler. Yıllık ortalama 100 bin dolarlık kazanç, bu mesleği cazip kılan en önemli faktörlerden biridir.

Bu mesleğe adım atmak isteyenler için belirli bir süreç bulunmaktadır. Yılda dört defa düzenlenen sınavlara girerek faytoncu ehliyeti alabiliyorlar. Bu sınavı bir kez geçtikten sonra, bir daha tekrar etmeleri gerekmiyor.  Bu da mesleğe girişteki bürokratik engelleri azaltmakta ve daha kolay bir meslek edinme ve para kazanma fırsatı sunmaktadır.

Faytonlar, geçmişin tatlı bir hatırası olarak New York'un Central Park'ında varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Aynı nostaljik yolculuk Van'da da canlandırılabilir. Özellikle Van Gölü etrafında düzenlenecek fayton gezileri, şehrin kültürel ve turistik değerini artırabilir.

Bu geziler, atların sağlığı ve refahı için düzenli veteriner kontrolleri yapılmalı ve çalışma saatleri belirli sınırlar içinde tutulmalıdır. Belirli kurallar ve denetimler altında gerçekleştirildiğinde, hem hayvan refahını korur hem de turistler için cazip bir aktivite olarak faytonların yeniden canlanmasını sağlar.

Gözlerinizi kapatın ve bir an için faytonda olduğunuzu hayal edin. Hafif bir rüzgâr yüzünüze vuruyor, atların nal sesleri kulağınıza geliyor ve sokaklarda insanların gülümsemeleriyle karşılaşıyorsunuz. Şehir, her köşesinde bir hikâye saklıyor. Bu hikâyelerin her biri, faytonlarla yapılan sayısız yolculukta hayat buluyor.

Yorumlar 1
caner aydın 04 Temmuz 2024 10:43

kültür dediğmiz şey acıyı sömürüyü barındırıyorsa yok edilmelidir. kız çocuklarını erken mi evlendirelim hala kültür diye

Yazarın Diğer Yazıları