
Bizim Hikayemiz Asla Bitmez Bu Topraklarda
Ümran Öztürk
Zamanın izleri var ellerimizde,
Yüzyılların yükü omuzlarımızda.
Eğildik ama kırılmadık hiç,
Bu topraklarda ayakta durmanın bedeli ağırdır, biliyoruz.
Ateşe verdik korkularımızı,
Küllerinden doğduk, savrulduk dört bir yana.
Her yara bir hikâye,
Her hikâyede bir hançer saplanır kalbimize.
Sevdalarımız yarım kaldı,
Düşlerimiz gömüldü yıldızsız gecelere.
Ama her sabah,
Güneşi çağırırız yüreğimizin derinlerinden.
Sessiz çığlıklar yankılanır dağlardan,
Köylerden şehirlere taşınır acılarımız.
Çocuklarımıza umut bırakmak için,
Kendi karanlığımızı gömeriz toprağa.
Zincir olduk birbirimize,
Kırılmayan halkalar gibi güçlü.
Ne kadar ezilsek de,
Gökyüzüne yazılır adımız, unutulmaz.
Ve biz,
Kendi külümüzden doğan kadınlar,
Bir ülkenin hain öyküsünde kahramanlarız.
Sessizce yürürüz, başımız dik,
Çünkü biliriz,
Bizim hikâyemiz asla bitmez bu topraklarda.
Gecenin karasında sakladık sesimizi,
Fısıldadık birbirimize sessiz direnişimizi.
Çığlıklar duyulmadı, yankılanmadı taş duvarlarda,
Ama biz, her kırılmada yeniden doğduk karanlıktan.
Yalnızlığımızı sardık ince tül gibi,
Yüreğimize doladık sessiz gözyaşlarını.
Düşmedi kimsesizliğimiz,
Boynumuzda asılı kaldı sanki kaderden bir zincir gibi.
Ellerimizde nasır, kalbimizde yas,
Yine de umutları büyüttük avuçlarımızda.
Her ölümde bir yaşam, her yaşamda bir yıkım,
Ve biz, bu döngüde baştan yazdık öykümüzü.
Bir başka sabaha uyanırken,
Yüreğimizde hep aynı sızı, aynı karanlık.
Ama gözlerimizde inadına bir parıltı,
Çünkü biliriz, karanlık en çok güneş doğmadan önce büyür.
Kader deyip boyun eğmedik,
Göğe yükselttik başımızı her düşüşte.
Acılarımızla inşa ettik bu toprağın direncini,
Ve yarına, kendi kanımızla yazdık umudu.
Biz, bu toprakların hain öyküsünde,
Kendi hikâyemizin sessiz kahramanlarıyız.
Ve biliriz, her yara kapanır bir gün,
Bizim hikayemiz asla bitmez bu topraklarda.
06 Ekim 2024 Susurluk