Büyüleyici Geçitler Abbaralar
Ümran Öztürk
Kadim medeniyetlerin kesiştiği Güneydoğu Anadolu bölgesi kentlerinin dokusal geçitleri Abbaralar bölgeye ayrı bir anlam, ayrı bir tarz katar. Kentin en önemli kısmını oluşturan abbaraların en belirgin özellikleri farklı mimariye sahip olmalarıdır. Bu yapılar mimari özellikleri ile dışarıdan kente gelen yerli ve yabancı turistler için en ilginç yapılardır. Gezginler ve fotoğrafçılar için muhteşem mekanlardır. Işığı her şekilde kullanabileceği çalışma alanlarıdır.
Ülkemizin Güneydoğu Anadolu bölgesi il ve ilçelerinde rastladığımız abbaraları; Hırvatistan, İtalya, Karadağ gibi Avrupa ülkelerinde, Halep, Kudüs gibi Ortadoğu ülkelerinde de görmek mümkündür. Mimaride kullanılan yöreye ait malzemeler de ayrıca bu yapıları özel kılmıştır.
Abbaralar, kentlerin en göze çarpan mimari detaylarından biridir ve sokak arası geçişlere olanak sağlar. Farklı mimarisi ve güzelliği ile Güneydoğu Anadolu kentlerinin tarihi yapılarına değer katan çok önemli detaylarından biridir.
Tarihi bu yapılar; Siirt’te Sabat ,Siverek’te kantarma, Şanlıurfa ve Kayseri’de kabaltı, Mardin’de ise abbara olarak anılır. Bana, bu yapıların özelliklerini Mardin gezimizde rehberimiz Abbara diye anlatmıştı ben de ilk öğrendiğim bu isimle abbara diye anlatacağım.
Arapça bir kelime olan Abbara; suyun öte yakasına geçmek anlamına gelmektedir. Abarra bir sokak üzerinde tonozlu geçitler için kullanılan yöresel bir tabirdir. Tonozlu geçitler bir sokağın geçişine izin verirken tonozun üzerinde bir mülk yer alır. Böylelikle kamusal alan olan sokaklar, üzerlerine inşa edilen abbaralar aracılığıyla özel yaşam alanına yer açmış oluyor. Hem kamusal, hem özel alanlarda birbirlerine engel olmadan yaşamın her alanında bir bütünlük ve uyum içinde yaşıyorlar.Ayrıca bir sokak tarafından bölünmüş aile bireylerini yakınlaştıran, bağları koparmayan, bütünlüğünü koruyan yapılar olarak ta karşımıza çıkıyor. Dikkatlice incelediğinizde her evin avlusu diğer evin çatısını oluşturuyor. Muhteşem bir mimari. Adeta birbiri içine geçmiş bu evler bize içinde yaşayan insanların tıpkı bu yapılar gibi birbirlerine nasıl kenetlendiğini de gösteriyor. Mülkiyet için birbirini acımasızca üzen yeri geldiğinde katleden insanları görünce abbaraların ruhunda; hoşgörünün, karşılıklı saygı ve paylaşımın olduğuna inanıyorum.
Örgü teknikleri kullanılarak inşa edilmiş olan abbaralar için sokakları birbirine bağlayan sihirli geçitlerdir dersem şaşırmayın. Çünkü siz, sokaklarda gezerken kendinizi bambaşka bir mekanlarda bulabilirsiniz. Bazen bir çarşıda, bazen bir kilisenin bahçesinde veya bir evin avlusunda ya da merdivenli dar bir sokağın başında. İlk kez gittiyseniz bir labirentin içinde kaybolmuş hissi yaşarsınız.
Abbaların yapılma amaçları farklı şekillerde ifade edilse de; ilki tehlike anında tüm sokağa hakim olabilme yani güvenliği sağlayabilme, diğeri ise sokaklara gölge ve serinlik verirken mimariye de zenginlik katmaktır. Etkili bir başka görüş de araziden yer kazanma olduğudur. Ne amaçla yapılmış olursa olsun kente özgü tarihi bir doku, farklı bir mimari, etkileyici bir zenginlik katmış.
Eski dokusunu kullanılan malzemesinden dolayı büyük ölçüde koruyabilen abbaraların, özüne sadık kalınarak zaman zaman tonozlarının sıvanarak bakımları yapılmaktadır.
Evlerin altından geçen hava sirkülasyonunun olduğu bu dar geçitler yazın boğucu sıcağında biraz dinlenip serinlemek , kışın da soğuktan, rüzgardan, kardan ve yağmurdan korunmak için yapılmış geçitler olarak karşımıza çıkar . Kısacası her mevsim sığınılacak bir mekan görevi görür bu yapılar.
Abbaraların üstü kişisel mülkiyet, altı kamunun kullanımına açık mekanlardır. Kısacası bir paylaşımın en güzel örneğidir. Seslerin, kokuların birbirine karıştığı abbaralar takılara da ilham kaynağı olmuştur. Abbara kolyeler sevgi, saygı, birliktelik, sadakat, bereket, ahenk ve dürüstlüğü simgeleyen telkari işçiliği ile tasarlanmış kadınların boyunlarını süsleyen anlamlı takılardır.