Coronavirüs Hayatımızda Neleri Değiştirdi?
Ümran Öztürk
Dünyamıza musallat olan coronavirüs belası hayatımızda çok şey değiştirdi. Yetkililer coronavirüsün ülkemizde ilk olarak mart ayında görüldüğünü açıkladılar. Virüse karşı alınacak önlemleri açıklarken vatandaşı da önlemler almaya çağırdılar.
Ancak televizyon kanallarına konuk olan hemen herkes alınacak önlemlerden birbirinden farklı şekilde söz ediyordu. Zaman geçtikçe bunların tam tersini savunanlarla vatandaşın kafasını da iyice karıştırmıştı. Özellikle maskenin nasıl ve hangi kurumlarca dağıtılacağı konusu oldukça tartışıldı. Sonunda konuya çok da hakim olmadıklarını , deneme yanılma yoluyla çözüleceği zamanla anlaşıldığı görüldü.
Türkiye’de coronavirüs vakasının ilk kez tespit edilmesinin ardından vatandaşların bu konuya ilişkin endişeleri, değişen davranışları, eğitimleri ve bilgileri doğrultusunda farklılık gösterdi.
Bu konuyu en çok ciddiye alan, alınan önlemlere uyan yine kadınlar oldu ne yazık ki. Kadınlar, orta yaş grubu ve üstü, diğerlerine nazaran yakın temastan daha fazla kaçındı. Kadınlar hijyen, maske ve sosyal mesafeye uyan en etkili grup arasında yer aldılar. Çünkü evin ve aile bireylerinin temizliği, beslenmesi üzerlerinde kendilerini sorumlu görüp en çok baskıyı onlar hissettiler. Marketten aldıkları her ürünü sabunla yıkayan, elinde çamaşır suyu ile gezip gün içinde kapı kolları, banyo, klozet, lavabo bataryalarını sürekli silen günde en az bir kez duş alan kesim yine bu kesimdi. Bunların da zamanla enerjileri tükendi kendilerini adeta eve hapsettiler. Zorunlu olmadıkça sokağa çıkmadılar. Kulakları bilim adamlarının açıkladığı tüm tedbirlere ayarlıydı.
Her geçen gün coronavirüsle ilgili açıklamalar farklılık göstermeye başladı. Nihayet bilim insanları, doktorlar en doğru korunmanın maske, mesafe ve hijyen olduğu fikrinde birleştiler.
O dönemde alınan önlemlere bir göz attığımızda toplu etkinliklere ve seyahatlere dair alınan önlemler, sokağa çıkma yasağı, karantina uygulaması, çalışma sistemi değişikliği ve okulların tatili, düğün ve toplu yemeklerin iptali en çok desteklenen kamusal önlemler arasında yer aldı.
Bu önlemlerin alternatifleri ilgi çekti. Uzaktan eğitim, evden çalışma dediğimiz Home Ofis, internetten alışveriş, kapıya teslim hizmeti katlanarak arttı ve bazılarımızın hayatına bu önlemler bir anda giriverdi.
Coronavirüs, Tüketim Dünyasında Neleri Değiştirdi?
Müşterilerden gelen siparişlere yetişmek üzere şirketler yeni önlemler aldı. Mevcut kargo ve motokurye elamanlarına yenilerini eklediler ve eleman sayılarını hızla arttırdılar. Böylelikle bu sektörde büyük bir iş sahası haline dönüşerek tüm dünyada ciddi bir çalışma alanı oluştu.
E-ticaret ile temassız teslimat yaşamımıza sızıverdi. Bu kez herkes yeni dünyadan söz etmeye başladı. Virüs kapmaktan korkan, alışverişte parayı tehlikeli bulanlar online ödemeli alışverişler yapmaya başladılar. Bu bize salgın sona erdiğinde, küresel ticaretin sanal yöntemlerle daha da güçlenerek devam edeceğini gösteriyor.
Bu dönemde en çok temel gıda maddeleri, ardından da hijyen ürünleri satın alındı. Kolonyanın hayatımıza hızlı dönüşü baş döndürdü ve kısada olsa bir süre karaborsada fiyatının iki üç misli satıldı. Sabun her zamanki gibi vazgeçilmezimiz oldu.
Coronavirüs sosyal yaşamı ve alışkanlıkları da değiştirdi!!!
Dışarıya bağımlı insanlar evlerinde yemek yapıp yemeye, ekmek yapmaya yöneldiler. Eve temizlik için yardımcı alanlar bile kendi ev temizliklerini kendileri yapmaya başladılar.
Birçok kişinin toplu taşıma araçlarını kullanmadıklarını, turizm, hijyen ve sağlık alanlarına yönelik tüketim alışkanlıklarında da değişimler gösterdiği görüldü.
Uzun süre güzellik merkezleri, kişisel bakım salonları, berber, kuaförler kapalı kaldı. Alınan önlemlere doğrultusunda açılan çoğu işyeri hala eski iş hacmini yakalamış değiller.
Bugün çoğu insan spor salonları yerine spor yapmak için açık alanları ve yürüyüş parkurlarını tercih ediyorlar.
Otomotiv sektörü bu salgında en çok hasar gören sektörlerden biri oldu. Sıfır araca ulaşamayan vatandaş, ikinci el araçları yüksek fiyatlardan satın aldılar. Bu salgında ikinci el araçlar pirim yaptı.
Sosyal yaşam, komşuluk ilişkileri tamamen koptu. Yaşlılar kapılar yerine telefonların ekranlarına bakar oldu.
Ertelenen düğünler nedeniyle düğün salonları iş yapamaz duruma geldi. Şaşaalı kalabalık iftar sofraları yerini evlerde mütevazi iftar yemeklerine, düğün geleneği yerini sınırlı sayıda nikah davetlilerine bıraktı.
Covit19’dan hayatını kaybedenlerin cenazeleri saat gözetmeksizin aileden birkaç kişinin katılımı ile defnedildi. En yaralı anlarında cenaze sahipleri acıları ile yalnız kaldılar. Komşu komşunun kapısını çalmaz, en kalabalık apartmanlarda ölüm sessizliği hüküm sürdü. İnsan ilişkileri kopma noktasına geldi.
Sekiz ayı bu şekilde atlattık. Salgının etkileri tüm dünyada ekonomide, sosyal yaşamda, eğitimde büyük hasarlar açtı.
Şimdi ise coronanın en sancılı döneminden geçiyoruz. İlk günkü gibi kurallara uyanlar sayı olarak azaldı, uymayanlar daha da gevşedi. Sağlık Bakanı Koca’nın açıkladığı en düşük risk bölgeleri %50-60 oranında artmış ifadesi bile insanların alınan önlemlere uymasına yetmedi. Bu bölgelerde bile insanların ilk günlerde gösterdikleri ciddiyet ve hassasiyet yerini yılgınlığa, vurdumduymazlığa bıraktı.
Şehirlerarası yolculuğun, tatil beldelerine akın akın giden yerli ve yabancı turistin bu duruma büyük etkisi oldu. Bu bize vatandaşın yasaksız, yaptırımsız kendi iradesiyle önlem almasının pek mümkün olamayacağını gösterdi.
Sağlık personelinin istifa, emekli ve izin isteklerinin kabul edilmeyeceği bir sürece girildiği Bakan Koca tarafından dün açıklandı. Bu salgın ile mücadelenin yolu bu olmamalı. Bitkin düşen, yorulan sağlık personeline uygulanan bu önlem yerine denetimli seyahat, uzaktan eğitim, e-ticaretin öne çıkarılarak düğün ve kalabalık her türlü toplantıların, açılışların vs. iptal edilmesi yerinde karar olurdu.
Sürecin ne zaman biteceği, bittikten sonra neler yaşayacağımız konusunda belirsizlikler devam ederken gelecek için hayal kurmayı da unuttuk.
Son Dakika: Yazıma Bakan Koca’dan gelen son dakika açıklamasını eklemeyi gerek gördüm. Her şey yolunda giderse Çin menşeli CoronaVac isimli aşının aralık ayında 5milyon dozun ülkemize geleceğini ve bunun peyder pey 50 milyon doza çıkacağını açıkladı.