Ümran Öztürk

Erkek Çocukları da Sevilmeli Değer Görmeli

Ümran Öztürk

Dünya kız çocukları gününü şiirlerimle paylaşımlarımla kutladım. Ancak bu konuda erkek çocuklarını ıskaladığımı düşündüğüm için bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim. Onlar da benim gözümde, gönlümde kız çocukları kadar değerliler. Bütün çocukları çok seviyorum.

Son yıllarda kadın cinayetlerinin artması, madde bağımlılığının küçük yaşlara kadar inmesi ve çocukların tacize uğraması, toplumu derinden etkileyen büyük sorunlar. Bu sorunlar, çoğunlukla bireylerin yetiştirilme tarzıyla bağlantılı. Özellikle kadınların ve kız çocuklarının korunması, desteklenmesi konusunda ciddi adımlar atılıyor. Ancak, erkek çocuklarının duygusal, fiziksel ve psikolojik olarak nasıl büyütüldüğünü de yeniden düşünmek zorundayız.

Erkek çocukları da en az kız çocukları kadar hayatta zorluklarla karşılaşıyor. Toplum, onların güçlü, dayanıklı ve duygularını saklayan bireyler olmalarını bekliyor. "Ağlama, erkekler ağlamaz" gibi klişeler, onların duygusal gelişimini bastırırken, iç dünyalarındaki fırtınalarla baş etmelerini zorlaştırıyor. Duygularını ifade edemeyen bir erkek çocuğu, ilerleyen yaşlarda bu bastırılmış duygularını şiddetle, madde bağımlılığıyla ya da kontrolsüz öfkeyle dışa vurabiliyor. Bu kısır döngü, toplumsal şiddet sorunlarının kökeninde yer alıyor.

Kadına Yönelik Şiddet ve Yanlış Erkeklik Anlayışı sonucu artan

Kadın cinayetlerinin  ardında, erkek çocuklarına küçük yaşlardan itibaren yüklenen "güçlü ol" rolü yatıyor. Duygularını ifade edemeyen, empatiyi öğrenemeyen bir çocuk, büyüdüğünde ilişkilerinde şiddetle kendini ifade etmeye çalışabiliyor. Sevgi ve saygının temel alındığı bir çocukluk geçirmeyen bireyler, kadınlara yönelik şiddet eğilimlerine daha açık hale geliyor. Şiddetle büyüyen bir toplumun, şiddet döngüsünü kırabilmesi için erkek çocuklarına da sevgi ve ilgiyle yaklaşılması şart.

Sevgi Eksikliğinin Tehlikeli Sonuçlarından biri olan

Madde bağımlılığı, özellikle aile içinde yeterince ilgi görmeyen, duygusal boşluklar yaşayan çocukların başvurduğu bir kaçış yoludur. Sevgi ve ilgi eksikliği, erkek çocuklarını derinden etkileyen bir durum. Toplumun onlara duygularını ifade etme fırsatı vermemesi, onların ruhsal boşluklarını maddelerle doldurma ihtiyacını artırıyor. Özellikle erkek çocuklarında görülen bu eğilim, onların duygusal dünyalarının nasıl ihmal edildiğinin bir göstergesi.

Toplumda cinsel taciz genellikle kız çocuklarıyla ilişkilendirilse de, erkek çocukları da bu tür travmatik deneyimlere maruz kalabiliyor. Ancak, erkeklere yüklenen güçlü olma rolü, bu çocukların yaşadıkları travmaları paylaşmalarını engelliyor. Tacize uğrayan erkek çocukları, toplumsal baskılar ve utanç duygusuyla sessiz kalmaya zorlanıyor. Bu sessizlik, onların ilerleyen yıllarda ciddi duygusal sorunlar yaşamalarına, toplumdan kopmalarına neden oluyor.

Göz Ardı Edilen Gerçek: Erkekler de Korunmalı

Kız çocuklarına yönelik haklı destek kampanyaları, onların korunmasına dair büyük adımlar atılmasına vesile oldu. Ancak erkek çocuklarının da en az kız çocukları kadar korunmaya, sevilmeye ve duygusal anlamda desteklenmeye ihtiyacı olduğu unutulmamalı. Onlara sevgi dolu, empatiye dayalı bir ortam sunmak, hem onların gelecekte sağlıklı bireyler olmalarını sağlayacak hem de toplumsal şiddet ve taciz döngülerini kırmamıza yardımcı olacaktır.

Toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle erkek çocuklarına yüklenen "güçlü ol" baskısı, onların duygusal gelişimlerini engellerken, gelecekte şiddete eğilimli bireyler olmalarına zemin hazırlıyor. Oysa ki her çocuk, cinsiyeti fark etmeksizin sevgi, ilgi ve duygusal desteği hak eder. Erkek çocuklarına da sahip çıkmalı, onları da sevgiyle büyütmeliyiz. Çünkü güçlü olmak, duyguları bastırmak değil, onları anlamak ve ifade edebilmekle mümkündür.

Yazarın Diğer Yazıları