Gerçek Güç Bilgelikte Saklıdır

Dünya Kadınlar Günü ve geçmişte yapılan birçok paylaşımda kadınlara güçlü olmaları empoze edildi. Ancak çoğumuz güç kavramını yanlış yorumluyoruz.

Kadınlara güçlü olmayı öğretirken onları sürekli savaşan, yumuşaklığa ve kırılganlığa tahammülü olmayan birer cengavere dönüştürdük. Özgüvenli ve bağımsız olmaları için cesaretlendirdik ama nezaketi, anlayışı ve içsel huzuru geri plana attık.

Erkeklere ise duyarlı ve anlayışlı olmayı öğütlerken, duygusal sarsıntılarda hemen yere düşen, kendi ayakları üzerinde durmakta zorlanan birer prenses haline getirdik.

Oysa gerçek güç, sürekli bir mücadele içinde olmak, sertleşmek ya da savaşmak değildir. Kadın da erkek de güçlü olabilir; ama önemli olan, bu gücün birbirini ezmekten değil, tamamlamaktan doğmasıdır. Hakiki güç, ne zaman yumuşak olacağını, ne zaman dimdik duracağını bilmektir. Bir taraf sürekli güç gösterisi yaparken diğer taraf kırılganlaştığında, ortaya yalnızca dengesiz ve mutsuz bireyler çıkarıyor.

Şefkat, anlayış ve derin sezgileri kadının gücünün bir parçasıdır. Dirayet, dayanıklılık ve kararlılık da erkeğin  güçlü yönleridir. Ancak son yıllarda, gücü yalnızca savaşmakla veya zayıflıkları yok saymakla eşdeğer hale getirdik. Kadının güçlü olması için sürekli savaş halinde olması, erkeğin ise duyarlı olmak için güçsüz hale gelmesi gerektiği gibi yanlış bir algı yarattık.

Oysa asıl mesele, dengeyi bulmaktır. Güç, sadece baskın olmak ya da sertleşmek değildir; aksine esneklik ve uyum yeteneğidir. Gerçek güç, ne zaman savaşacağını ve ne zaman geri çekileceğini bilmek, bir başkasını bastırmadan, onu yok saymadan kendi varlığını değerli kılabilmektir. Kadın da erkek de güçlü olabilir; ama bu, bir güç savaşına girişmek anlamına gelmez. Asıl mesele, hem güçlü hem de duyarlı olabilmektir. Çünkü duyarlılık, insanın gücünü eksiltmez, aksine derinleştirir.

Yaşamı paylaşılır kılan, güçlü olup birbirimizi ezmek değil, güçlü olup birbirimizi yükseltebilmektir. Çünkü gerçek güç, zorbalıkta değil, bilgelikte saklıdır.

8 Mart 25 /Akçay