Ümran Öztürk

Kültürel Mirasın Koruyucuları Çerçiler

Ümran Öztürk

Çerçilik, Anadolu'nun sıcak ve samimi topraklarında kök salmış, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş tarihin en eski mesleklerinden biridir. Bu eski meslek erbapları, sadece ürün satmakla kalmayıp, aynı zamanda insanlar arasında bağlar kurarak evlerin ihtiyaçlarını kapılarına kadar götüren bir hizmet sunuyordu.

Seyyar satıcılar gibi, çerçiler de belirli ürünleri değil, geniş bir yelpazede malzeme ve hizmetleri alıcıların ayağına taşıyarak ekonomiyi karmaşık bir şekilde yönetiyorlardı.

Günümüzde popüler olan seyyar satıcılık aslında çerçilik geleneğinden türemiş bir meslektir. Ancak çerçilik, sadece bir zanaatı değil, aynı zamanda esnaflığı da içinde barındıran ince bir meslek dalıdır.  Çerçilere bazen para yerine farklı ürünler vererek takas yapıldığı çok sık görülürdü; bu da onların ekonomiyi yönetme yeteneklerinin bir göstergesiydi.Bu, hem ekonomik hem de kültürel bir etkileşim biçimiydi.

Çerçilik, sadece bir meslek olmanın ötesinde, Anadolu'nun kültürel mirasının bir parçasıdır. Çerçiler, mesleklerini icra ederken sözlü kültür ortamında yaşayan insanların eğitimden yeme içmeye, giyim kuşamdan eğlenceye ve hatta haberleşmeye kadar birçok ihtiyacını da karşılamışlardır. Bu gelenek, toplumun sosyo-ekonomik yapısında derin izler bırakmış, insanlar arasında güven ve dayanışma duygularını pekiştirmiştir.

Şehir merkezlerinden uzak köylere genellikle at, katır veya eşek sırtında iğneden ipliğe birçok ürünü kapıya getiren çerçiler, yaşamın zorluklarına karşı dirençli ve kararlı bir meslek grubunu temsil ediyordu. Bu köylere ulaştırılan her ürün, sadece bir mal değil, aynı zamanda köylülerin yaşamını kolaylaştıran ve ihtiyaçlarını gideren bir hizmetti.

Bugün birkaç Anadolu şehrinde, özellikle eski Mardin’in dar ve tarihi sokaklarında hâlâ bu çerçilere rastlamak mümkündür. Modern dünyanın hızlı tempolu yaşamına karşı direnen bu çerçiler, geleneksel değerleri ve kültürel mirası yaşatmaya devam eden nadir figürlerdir.

Mardin'in taş sokaklarında yankılanan çerçilerin seslerine karışan nal sesleri, geçmişten gelen bir melodinin günümüzdeki yankısı gibidir.

Teknolojinin ve büyük alışveriş merkezlerinin yükselişiyle birlikte çerçilik gibi geleneksel esnaflık biçimleri gerilemeye başladı. Ancak bu mesleğin geçmişte taşıdığı değerler ve kültürel zenginlikler unutulmamalıdır

Anadolu’nun her köşesinde, çerçilerin izlerini sürmek mümkündür. Bu izler, sadece eski bir mesleğin hatıraları değil, aynı zamanda geleceğe taşınması gereken değerlerdir. Çerçilerin yaşam öyküleri, dayanıklılık, azim ve insan sevgisiyle örülüdür ve bu öyküler, Anadolu’nun kadim kültürünün bir parçası olarak daima hatırlanmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları