Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Borderline'larda aşk ilişkileri

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Sık görülen bir kişilik bozukluğu olmasına karşın borderline kişilik bozukluğu klinik uygulamada sıklıkla yanlış ya da az tanı konan bir bozukluktur. Belirgin rahatsızlığa, sosyal, mesleksel ve özel hayatta işlevselliğinde bozulmaya neden olur.Onlara göre insanlar, ilişkiler, dünya; İYİ/KÖTÜ, ŞİMDİ/HİÇBİR ZAMAN, SİYAH/ BEYAZDIR. Ara renkler, gri tonlar yoktur. Onların gözünde bir insan DÜNYANIN EN İYİSİ iken BİRDEN DÜNYANIN EN KÖTÜSÜ oluverir ve ÖFKE PATLAMALARININ hedefi haline gelebilir.

Genel toplumda görülme sıklığı %1-2 olarak bildirilmiştir. Kadınlarda iki kat sık görülmesinde  erkeklerde daha az tanı konmasının etkili olduğu düşünülmektedir.

Borderline kişilik bozukluğu tanısı, psikiyatride yatarak tedavi gören hastalar arasında % 15-20, poliklinik hizmeti alanlarda % 10 sıklıkla görülmektedir. Klinik ortamda en sık görülen kişilik bozukluğudur. Toplumsal yapıdaki değişim göz önüne alındığında önümüzdeki yıllarda daha sık görülmesi beklenmektedir.

Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin birinci derece akrabalarında major depresif bozukluk, alkol kullanım bozuklukları ve madde kötüye kullanımı sıktır.
Primitif idealizasyon geliştirmeye yatkındırlar. Bu idealizasyon, aşk objesinin gerçek nitelikleri üzerine kurulu değildir. İdealizasyonun gerçek olmayan tabiatı, hayal kırıklıklarına dolayısıyla da aşkın çok kırılgan olmasına yol açar. Çok çabuk gerçekleşebilen primitif idealizasyon aynı şekilde hızla devalüasyona ve nefrete dönüşebilir.

İdealize aşk objesi, birden bire persekütor bir objeye çevrilebilir. Hayatları, birbirine çok benzeyen ve her seferinde önce büyük ve tutkulu bir aşkla başlayıp, sonra büyük bir nefret ve düşmanlıkla biten aşk hikayeleri ile doludur.

 BORDERLİNE (SINIR) KİŞİLİK BOZUKLUĞU

Aşağıdakilerden beşinin ya da fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, kişiler arası ilişkilerde,  benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık ve belirgin dürtüselliğin olduğu sürekli bir bozukluk:

Gerçek ya da hayali bir terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çabalar gösterme.

Gözünde aşırı büyütme ( göklere çıkarma) ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelen, gergin ve tutarsız kişiler arası ilişkilerin olması.

Kimlik karmaşası;belirgin olarak ve sürekli bir biçimde tutarsız benlik algısı ya da kendilik duyumu. 

 Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik (örn. para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, pervasızca araba kullanma, tıkınırcasına yemek yeme).

Yineleyen intiharla ilgili davranışlar, girişimler, göz korkutmalar ya da kendine zarar verme davranışı.

Duygudurumda belirgin bir tepkiselliğin olmasına bağlı affektif (duygusal) düzensizlik ( yoğun tekrarlayıcı hoş olmayan duygudurum, irritabilite ya da genellikle birkaç saat süren, nadiren birkaç günden daha uzun süren kaygı)

Kendini sürekli boşlukta hissetme

Uygunsuz yoğun öfke ya da öfkesini kontrol altında tutamama  (örn, sık sık kavgalara karışma)

Stresle ilişkili gelip geçici paranoid (şüpheci) düşünce ya da ağır kişilik dağılması bulguları

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLERDE SORUNLAR

Tanı kriterlerinin birçoğu birbiriyle bağlantılıdır. Borderline hasta terk edilme riski olmaksızın birebir ilişki oluşturmaya çabalar. Başkalarına güvenmek zor olduğundan, reddedilecekleri düşüncesiyle panik düzeyinde kaygı yaşarlar.

Tek başına olmayı önlemek, bağlandıkları kişinin imdadına yetişmesini sağlamak için bilek kesme ya da başka kendine zarar verici davranışlara başvurabilirler. Aşırı dozda ilaç kullanımı ve aşırı yemek yeme ve kusma atakları sıktır.

Kontrolsüz ani davranışlar, rastgele cinsel ilişkiler ve madde bağımlılığı da tek başına olmayı önlemeye yönelik olabilir. Bu kişiler yüzeysel olarak kabul edilebilir ölçüde ilişki kurabilir görünseler de, kişiler arası ilişkilerinin bu nitelikleri taşıması sosyal uyumlarının zayıf olmasına neden olmaktadır.

Gerçeği değerlendirmedeki bozukluklar kişiler arası ilişkilerinin bu nitelikleri taşıması sosyal uyumlarının zayıf olmasına neden olmaktadır.
Terk edilmek üzere olduklarını düşündüklerinde ya da sevdikleri kişilerin güven verici varlıklarının yokluğunda açıkça paranoid (şüpheci) hale gelebilirler.

Bir yanda yalnız kalmayı önleyecek çaresiz girişimlerle, tekrar tekrar telefonla arama ya da fiziksel olarak yapışıp kalma ile kendisini gösteren derin terk edilme korkusu vardır.

Sık tartışmalar, tekrarlayan ayrılıklar, başkalarında korku ve öfke yaratan uygunsuz davranışlar nedeniyle yakın ilişkilerde karmaşa görülür. Yakın oldukları kişilere bağımlı olabilirler, ancak düş kırıklığı yaşadıklarında yakın arkadaşlarına yoğun öfke gösterebilirler.

Yalnız kalmaya tahammül edemezler, tatminkar olmasına aldırmaksızın çılgınca ilişki arayışına girebilirler. Yalnızlığı gidermek için kısa süreli bir yabancıyı arkadaş olarak kabul edebilir. Ya da rastgele cinsel ilişki yaşayabilirler. Sıklıkla kronik boşluk ve sıkıntı hissinden yakınırlar.

 

Yazarın Diğer Yazıları