Tek sorunumuz uyum, oran ve orantı
Yalçın Ünver
Şunu iyi bilmemiz gerekir ki, bizler insan deneyimi yapan ruhlarız, bizler deneyim yapan insanlar değiliz ki? Yani bizler insanlığımızı denemek zorundayız. Maalesef bu kulvarda sınıfta kalıp, insanlığımızdan bile utanamaz hale gelmişiz.
Yani bir insanın diğer bir insanı kobay gibi kullanmışız.
Tabiat bize bu görevi verirken maalesef gözlerimizi yummuş, güzeli, uyumu, oranı, orantıyı kuramamışız ki?
Yaradanı uyum, oran ve orantı da arayıp bulmak varken, Avrupa gibi ve insan gibi bölüşmeyi ve yaşamayı neden beceremeyiz ki?
Ve bizler bu soğukta, yağmurda Karadeniz ormanları yanarken bir asgari ücreti define arar gibi 24 günde tespit ederken, toplumun beklediği gelir dağılımındaki oran ve orantıyla damga geçip, uyumu nasıl bulabiliriz ki?
İşte tam burada etrafıma şöyle bir baktığımda, madde planda insanlıktan nasibini alamamış ve insan tabiatına yabancı küçük tanrı veya tanrılar insanın yücelişini, toplumsal uyum, oran ve orantısını kendi kibirleriyle hep engelleye gelmişlerdir.
Topumda uyum, oran ve orantıyı iyi hesap edemeyen bu sözde yalancı ve insan tabiatına yabancı tiranlar hiç bir zaman dünyamızdan kendi istekleriyle gitmemiş, hep kovulmuşlardır.
Gelişmiş bir insanda 206 kemik varken, bizler bu kemiklerle sıvanmış deri içinde birer ruhlar olmamız da gerekirken, dünya malın ne olursa olsun olduğun gibi yani 206 kemikle gelir gideriz. Yoksa kimse bebekken sahip olduğu 350 kemikle gitmiyor.
Bir sarmaşığın bile iki metre yaşam alanı ve özgürlüğü varken, bizler asgari ücretliye en asgaride tutup adam gibi yaşam hakkı tanımıyoruz. Bu arada sayıların bizler için ne büyük önemi olduğunu da görürüz.
Tabiata yani dilsiz kâinata baktığımızda orada insanı şaşkınlığa uğratan nice büyük ve bizleri hayrete şaşkınlığa düşüren güzellikler buluruz. Buluruz da biz insanlar geçim için bir türlü asgari geçim standardını yakalayamayız.
Leonardo Fibonacci'nin keşfettiği, insan, hayvan ve bitkilerde altın oran ve altın sayılar vardır. Bunlar 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 376, 610 gider durur. Yani bir üstteki sayı alttakine bölündüğünde genelde 1.618 rakamını bulursunuz. Yani tabii bir hiyerarşi.
Özel sektörü demiyorum.
Kamuda, devlette, hat da mecliste 1000 TL karşıtı 1.618 TL karşılığında vekil olacaksan gel başım üstünde yerin var. Yok, 22 bin maaş 3 ay tatil, ayda 3, 5 gün çalışarak ve 2 yılda emekli olacaksan git kardeşim.
Bakınız aşağıda değişik bir tavus kuşu var. Üst teleklerini sayınız 21, alttaki telekleri sayınız 13.21/ 13 = 1.618 bu hiç şaşmaz.
Yani demem o ki, toplum düzeninde ve kamuda 1000 lira alanın karşısında en fazla 1.618 lira olmalı. Ve varsa memleket sevdalısı paraya bakmadan benim gibi geçinsin varsın ömür boyu gitmesin.
Sorarım; var mı böyle bir babayiğit.
Ve öyle ceylan derisinden yapılma koltuklarda oturup, sadece kolunu kaldıracaksan hiç durma, git kardeşim git.