Edep Aynası
Yaşar Adıyaman
Edep aynası insanın yüreğine alabildiği kadar genişlik ve huzur veren içinsel bir bütünlüğün emaresidir.
Hayat ömrün göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman ve renk cümbüşü kadar şiir veyahut tecrübe edindiğimiz kadar öykü, hayal ettiğimiz kadar üretken, ürettiğimiz kadar gerçek ve gerçekliği uğruna feda edilen bir ömür, ömrün anlamını dile getiren bir roman anlayışı, anlayışı anlatacak kadar ruha duyulan özlemin dağ meltemidir. Türlü türlü geçip gideceğimiz bu narin dünyanın aklını alacak, iyilik ile donatacak sevgi ile fethedecek olmak insanlığın evrensel bütünlük gereğidir. Hüküm giymiş bir noktadan diğer noktaya varmanın en ulvi yolu edep aynasıdır...
İnsan kendisinden başkası değildir. Bütün insanlar birbirine benzer, bu benzerliği oluşturan anlayış edeptir. Edepten türeyen herşey insanın eseridir. Yaratılış gayesi edep üzerine varoluşçuluk gerçeğine ulaşılabilir. Edebiyatında kökeninde olduğu gibi hayatla mücadele ederken yine edep aynası elzem bir payedir.
Kendimize sarıldığımız kadar iyilik yapabiliriz. Empati yapacağımız kadar insanız. Başkasına yönelik eleştiriyi insan olarak düşünce kavramına indirgediğimiz kadar anlayışlıyız. Hatanın insan ürünü olduğunu kavradığımız kadar gerçeklikle sınanabiliriz. Sorunlar geçici ve çözümlüdür. Düşüncenin ürünü olan herşey zamanla açıklığa kavuşabilir. Anlık menfaatlidevinimsel hareketler vicdanın süzgecinden geçirilmelidir. Bütün bu kavramsal denemeler insan ürünü hareketlerin yol güzergahında henüz çözülmüş, açıklığa kavuşturulmuş, nihai karara bağlanmış bir mecra yoktur. Ama bireysel bir çözüm tekniğinin olabileceği tek yegane yol edep aynasıdır.
İnsan evrensel değerleri anlayabildiği kadar yol alabilir. Edep aynasının hazinesi akıl ve idrak etmekten ziyade vicdan ve kalp uhuvetinin düşüncesidir. Yani akıl ve kalp arasındaki yolun ve yolculuğun aynaya yansımasıdır. Yani edep insan siluetinin kendisine haykırmasıdır.
Yaşamak ve yaşatmaktan başka çözümü olmayan zaman yolculuğunun kalbi edep aynasından geçer. Diğer tüm oluşumlar tarih kalıntısı içinde yok olmuştur. Yok olmasının tek nedeni edep aynasından yoksun olmasıdır. Öldüren yıkan ve yerine yapıcı bir eser bırakmayan herşey zaman yolculuğunun çöplüğüne intikali kendiliğinden gerçekleşmiştir. Ahlaki olmayan her oluşumun yıkımı bu kadar basit iken neden bu basitliği ve basiretsizliği önümüze yol diye yürümeye çalışmaktayız. Halbuki her sabah yüzümüzü yıkayıp aynaya baktığımız gibi, kalbimizi temizleyip edep aynasında kendimizi yenilemiyoruz...
Menfaat ve sosyal kimliklerin tespiti, basit kabullenmeyen ve inanmayan ilgililerin yol arkadaşlığı zaman yolculuğunun en büyük kaybıdır. Kanser olan hücre tedavi edilmediği sürece diğer hücreleredesirayet edecektir. Bu kaçınılmaz bir sondur. Edep aynası vicdanımızın sesidir. İnsanlığımızın kalbidir. Yüreğimizin iyiliğidir. Geçmişe kement geleceğe umuttur. Bu bakış açısının birde nakışı vardır o da edep aynasından görülen sevgidir.