KUYRUKLAR GERİ GELDİ
Yavuz Yıldızbaş
Millet olma bilinci; acısıyla tatlısıyla, eksiğiyle fazlasıyla, dünüyle bugünüyle, yanlışıyla doğrusuyla bir bütün olarak kabullenip nasıl daha iyiye, daha güzele gidebiliriz bunun hesabının doğru yapılıp hareket edilmesiyle oluşur. Fakat son yıllarda bu bilinç maalesef yok edildi. Çünkü geçmişin tüm kazanımları adeta görmezden gelindi. Yetmedi, üstüne üstlük özelleştirme adı altında satıldı.
Kendi yaptıklarını ise allayıp pullayıp süsleyerek anlattılar. Hal böyle olunca sürekli eskiden şöyleydi böyleydi kuyruklar vardı falan da filan diyerek, kendi yaptıklarını büyütüp, geçmişin zor şartlarında oluşan devasa eserleri küçültüp yok ettiler.
Bu iyi niyetli bir hareket değil maalesef.
Çünkü o günün şartlarında yapılan en iyisiydi. Mesala Boğaziçi köprüsünü kim yaptı kimse bilmez çünkü yapanlar devlet yaptı der geçerlerdi. Bugün devlet imkanlarıyla yapılanlar ise kişiye, partiye mal ediliyor. Bu da millet olmanın temeline dinamit koyan partizanlığa yol açıyor ve kutuplaştırma başlıyor.
Geçmişte Boğazici köprüsü GAP projesi, Keban barajı dahil 40'ın üzerinde baraj, demirçelik fabrikaları dahil yüzlerce fabrika kuran Demirel'in, bugün adının anılmaması bunları devlet yaptı demesindendir.
Sürekli tüp kuyruğu gazyağı kuyruğu diye geçmişi küçümseyenler sebebini bilmedikleri halde Türk Devlet Tarihi'ni küçümsediklerini bilmeyecek kadarda cehalet kokuyorlar.
Kuyruklarla dalga geçildiği dönemde Milli Selamet Partisi(Erbakan) ve Cumhuriyet Halk Partisi (Ecevit) koalisyonunda başlatılan "Kıbrıs Savaşı" neticesinde, Amerikan ve Batı'nın uyguladığı ambargo dan dolayı bir kaç yıl sıkıntı çekilmesini bugün sakız gibi ağızlarına dolayanlar cehaletin ötesinde tarihine düşman ahlaksızlardır.
Geçmişin kuyruklarını ağızlarına sakız edenler, "Kişi Kınadığını Yaşamadan Ölmez" Hadisine örnek olacak şekilde, bugün ülkemizde oluşan gıda kuyruklarıyla yaşayıp görmeye başladılar.
Utandılar mı? Sanmam!
Çünkü utanmak için "ar" olması gerekir.
Onlar utanmasa da bu kuyruklar ile ilgili Türk Edebiyat Tarihi'nde "Taşlama" denilen bir usulle yazdığım birkaç mısramı sizlerle paylaşmak isterim. Umarım beğenirsiniz
...
Kağıt paralar tükendi
Bozuklar cebi deldi
Fakirin ekmektir derdi
Kuyruklar geri geldi..
*
Kuyruğun bir ucu halk ekmekte
Diğeri ucuzcu markette
Ağzında bir tutam cikletle
Kuyruklar geri geldi..
*
Ağalar yer ejder meyvesi
Vatandaşın kokar nefesi
Maaş yetmez boştur kesesi
Kuyruklar geri geldi..
*
Ayda bir lokantaya gitmez
Torun istese para yetmez
Emekli olmuş et yiyemez
Kuyruklar geri geldi..
*
Vatandaşın keyfi kalmadı
Borcu borca yamadı
Ay sonuna metelik kalmadı
Kuyruklar geri geldi..
*
En son uçuyorduk aya
Sen jetle, ben yaya
Bir de baktık aşağıya
Kuyruklar geri geldi..
*
Araban var binemiyorsun
Benzin mazot alamıyorsun
Hısım akrabaya gidemiyorsun
Kuyruklar geri geldi..
*
Çiftçi tarlasını süremez oldu
Gübreyi mazotu alamaz oldu
Çareyi aradı bulamaz oldu
Kuyruklar geri geldi..
*
Geçmişi hep kötüledi
Kötülediğinin mirasını yedi
Allah'da cezasını verdi
Kuyruklar geri geldi..
*
Eskiden diye başladı
Siz bilmezsiniz sıralar vardı
Tüp şeker gazyağı azdı
Kuyruklar geri geldi..
*
Eskiden ambargo vardı
Kuyruklar sıra sıraydı
Şimdi amborgoyu kim koydu
Kuyruklar geri geldi..
*
Bu işin yoktur Allah'ı Kitabı
Doğruluktur İslam'ın adabı
Adaletsiz günün sabahı
Kuyruklar geri geldi..
*
Boşver şunu bunu
Cebine bak övmeden onu
İyi görünmüyor işin sonu
Kuyruklar geri geldi..
*
Serdengeçti lakabım
Belki doluyor benim kabım
Dolmayanadır ızdırabım
Kuyruklar geri geldi...