Arkadaşlık
Yunus Türkoğlu
Merhum Öğretmen Sabahattin Dalkıran anısına…
İnsan yaradılış itibarıyla cemiyet içinde, yani sosyal çevrede hayatını sürdürmesi gerekmektedir. Bu çevrede; aile, akraba, arkadaş ve komşularla yakın münasebetler içinde olur. İnsan hayatında ailenin yeri tabi ki başkadır. Özellikle anne, baba ve kardeşler ne kadar mühimse; Bazen onlarla paylaşamadığı, söyleyemediği şeyleri kıymet verdiği bir arkadaşıyla paylaşması da bir o kadar mühimdir.
İnsan münasebet kurduğu kişilerin tesiri altında kalır. Anne ve babadan genetik olarak bir takım ahlak ve meziyetler alır, edindiği arkadaşlardan da müspet ve menfi alışkanlıklar kazanır! İnsan her ne kadar ben kimseden etkilenmem dese de aslında kiminle arkadaşlık ederse onun ahlakına bürünüp ondan hisseler alır. Bunun tersini düşünmek mümkün değildir. "Bana arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim! " Atasözü bunu çok veciz şekilde özetlemektedir!
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
"İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer."
" Kişi arkadaşının dini üzeredir"
İnsanoğlunun ömrü beşikten mezara kadar devam eden uzun ve meşakkatli bir yolculuktur. Varacağımız menzile ulaşabilmemiz için bizlere yardımcı ve destek olacak yol arkadaşlarına ihtiyaç duyarız. Nereye ve nasıl yolculuk yapacağımıza ülfet ettiğimiz arkadaş ve dostlarımızla beraber karar veririz veya bu karar sürecinde etkili olurlar.
Bir Arap atasözü "Önce arkadaş (refik), sonra yol"
Dünyanın en güzel nimeti, beraberliklerin en keyiflisi arkadaşlıktır! Teknolojinin gelişmesiyle beraber yıllardır göremediğimiz arkadaşlarımızı sosyal paylaşım sitelerinde yeniden görebilmek mutluluk ve gurur verici oluyor.
Çocukluk arkadaşları dünyaya değişilmez.
İnsan annesini babasını, ırkını veya doğacağı yeri tayin edemez fakat ünsiyet kuracağı arkadaşlık edeceği insanları seçebilir. Arkadaşlık durumuna göre kişi evini gerekirse memleketini değiştirme yetkisini bile kullanabilir! Bu tercihler insan hayatındaki en önemli kararlardan biri veya bir kaçıdır! Buna bağlı olarak yapacağı arkadaşlık tercihleri hem dünyada hem de ukbada tesirlerini göstermeye devam edecektir.
Hele yaşadığımız bu çağda kendimizin ve anne-baba olarak evlatlarımızın kimlerle arkadaşlık ettiklerine çok dikkat etmek zorundayız.
İmam-ı Gazali Hazretleri, şöyle buyurmaktadır:
"Zihni beraberlik bir müddet sonra kalbi beraberliğe dönüşür. Bu ise, insanın adım adım helake sürüklenmesidir."
Said Nursi Hazretleri, "Sözler" sayfa 94'de arkadaşlığı şöyle tarif ediyor:
"Hakiki hürmet ve samimi merhamet ise ebedi bir arkadaşlık ve daimi bir refakat ve sermedi bir beraberlik ve hadsiz bir zamanda ve hududsuz bir hayatta birbiriyle pederane, ferzendane, kardeşane, arkadaşane münasebetlerin bulunmak fikriyle, akidesiyle olabilir."
O halde kimlerle arkadaşlık yapalım veya yapmayalım? Diye bir soru aklımıza takılabilir. İsterseniz bunu biraz irdelemeye çalışalım:
Konuştuğunda ilminizi artıran, ameli güzel, cömert, daima iyiliğinizi isteyen, her halükarda yardımcı olan, güvenilir ve sizi sırf Allah rızası için sevenlerle arkadaş ve dost olmanız icap eder.
Cahil, cimri, korkak, yalancı, ağzının pervazı olmayan ve ahmaklarla arkadaşlık etmeyin! Bunların kişiye hadsiz derece zararı olur, unutmayınız!
"Arkadaş insanı vezirde eder, rezilde!" O halde bizi vezir edecek arkadaşları arayıp bulmak zorundayız. İyi arkadaş olmanın yolu iyi arkadaş olmaktan geçer! İyilerin yolu er veya geç iyilerle kesişecektir!
İster istemez hayat denen bu yolculuğa çıktık artık, öyleyse yolculuk boyunca yanımızda yürüyecek arkadaş ve dostlarımıza çok dikkat edelim. Arkadaşımızı iyi seçelim ki yolumuz hayır, bereket, selamet ve sıratı müstakim üzere olsun! İyi arkadaşlar seçip onlarla bir ömür boyu huzur içinde yürüyenlere ne mutlu.
Arkadaşlıkla ilgili bir makale yazarken mahallemden çocukluk arkadaşım Sabahattin Dalkıran'ı kaybetmenin üzüntüsü içersindeyim. Rabbim mekânını cennet eylesin.
Sağlık, sıhhat ve saadetiniz daim olsun, hoşça kalınız…