Yunus Türkoğlu

Aruz vezniyle yazılan şiir

Yunus Türkoğlu

Aruz vezni, bir manzumenin mısralarındaki hecelerin uzunluğu, kısalığı (med-kasr) ve sesli harfle bitip bitmeyişinde (harekat ve sekenat) birbiriyle uyumlu olmasından ibarettir. Aruz vezni; hece sayısına değil, ses değerine dayalı ahenk arayışıdır... İki mısraın hece sayısı farklı olmasına rağmen, ses değeri bakımından aralarında eşitlik bulunabilir. Buna göre, ilk mısraın ilk hecesi sessiz (sakin) harfle bitiyor veya uzun telaffuz ediliyor (memdud) ise diğer mısraların ilk heceleri de ya sessiz harfle biten veya uzun telaffuz edilen bir hece olmalıdır. Buna bağlı olarak ilk mısraın ilk hecesi sesli harfle bitiyor (müteharrik) ve kısa telaffuz ediliyor (maksur) ise diğer mısraların ilk heceleri de aynı özellikte olmalıdır. Bütün mısraların ikinci, üçüncü, dördüncü… heceleri bu bakımdan uyum içinde bulunmalıdır. Merhum Yahya Kemal Beyatlı’nın “Sessiz Gemi” şiirini belirtilen şekilde ele alalım, konu daha müşahhas hale gelsin…

SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

 

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

 

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

 

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

 

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

 

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, 

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Bütün mısraların ilk iki hecesi sessiz harfle bitiyor veya uzun telaffuz ediliyor, üç ve dördüncü heceleri sesli harfle bitiyor ve kısa telaffuz ediliyor. Daha sonra gelen beş ve altıncı heceler ilk iki hece gibi, yedi ve sekizinci heceler üç ve dördüncü hece gibidir. Daha sonra gelen heceler de bu şekilde dizilmiş vaziyettedir. Yani önce sessiz harfle biten veya uzun telaffuz edilen iki hece geliyor, onları sesli harfle biten ve kısa telaffuz edilen iki hece izliyor ve bu durum mısraların sonuna kadar böyle devam ediyor.

Sessiz harfle biten veya uzun telaffuz edilen hecelere kısaca “kapalı hece”, diğerlerine “açık hece dersek adı geçen şiirin her bir mısraının hecelerinin (iki kapalı-iki açık- iki kapalı-iki açık-iki kapalı-iki açık-iki kapalı) şeklinde dizilmiş olduğunu görürüz. Öyleyse şiirin ölçüsünün; “mef’ulü-mefailü-mefailü-feulün” olduğu söylenir… 

 

Yazarın Diğer Yazıları