Diline Sahip Ol…
Yunus Türkoğlu
Günümüzde muhtaç olduğumuz hasletlerin başında sükût geliyor. Susmamız konuşmamızdan fazla olmalı. Hayırlı bir kelam edeceksen konuş aksi takdirde sus, çünkü fazla ve boş söz kimseye hayır getirmez. Hele gıybet, dedikodu, yalan, tecessüs, alay ve zan ise şer getirir. Ağızdan çıkan söz havada kalmaz. Sağ ve sol tarafımızdaki melekler tarafından kayda alınıyor unutma. Konuştuklarının hesabı var, konuşmadıklarının ise yok. Çok dinle, çok gör fakat az söyle. Susmakta vakar var, asalet vardır. Çok konuşanın vakar ve asaleti azalır. Susmakta heybet vardır, insan konuştukça heybeti kaybolur ve değersizleşir…
Ukbe bin Amir –Radıyallahu anh- Rasul-i Ekrem Efendimiz’e;
“-Ey Allah’ın Rasülü! Kurtuluşun yolu nedir?” diye sormuş, Fahr-i Kâinat Efendimiz de ona kıyamete kadar müminlere rehberlik edecek şu sözleri söylemiştir:
“-Diline sahip ol, (fitne zamanında) evinden çıkma, günahların için de gözyaşı dök!”
Susanın dili zikreder, tefekkür eder, huzuru, sekineti ve mutluluğu bulabilir. Çok konuşanın kalbi kararır, dünyaya meyleder ve gaflete girer ve sonrasında Rabbinden uzaklaşma tehlikesi zuhur eder. Yerinde yapılan bir sükûnet; insana kalbi derinlik kazandırır, kurtuluşa erdirir ve başı her daim selamette olur. Söz insanın terazisidir. Çok konuşmak karşı taraftakini rahatsız eder, bıktırır. Çok konuşan çok pişman olur. İnsan her uzvundan olduğu gibi dilinende de sorumludur ve ahirette hesabını verecektir…
Bir defasında Peygamber Efendimiz –sallalahu aleyhi ve sellem- ashab-ı kiramla beraber otururken, bir adam geldi ve Hz.Ebubekir –radıyallahu anh-a hakaret etti. Hz. Ebubekir sükût etti. İkinci defa tekrar sükût etti. Adam üçüncü defa hakaret edince Hazret-i Ebubekir, ona hak ettiği cevabı verdi.
Bunun üzerine Rasulullah –sallalahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, kalkıp oradan uzaklaştı. Hz. Ebubekir hemen arkasından yetişerek;
“-Ey Allah’ın Resulü yoksa bana darıldınız mı?” diye sordu.
Rasulullah –sallalahu aleyhi ve sellem- Efendimiz;
“-Hayır!” buyurdu. Sonra da şöyle devam etti:
“Lakin semadan bir melek inmiş, o adamın sana söylediklerini yalanlıyor, senin adına ona cevap veriyordu. Sen cevap verip intikamını alınca melek gitti, onun yerine şeytan geldi. Bir yere şeytan gelince ben orada durmam!”
Çok konuşan kişi, konuşurken farkında olmadan bazen de farkında olarak kendini över, söz taşır dedikodu eder ve çok hatalar yapar, insanların kalbini kırar, incitir ve hata üstüne hata yapar. Dil yarasına sebebiyet verir. Dil susarsa kalpte susar…
Büyüklerimiz ne güzel söylemişler:
Sana senden olur, her ne olursa,
Başın selamet bulur, dilin durursa.
Tabi sükût etmekten bahsederken, Müslümanın derdine derman olabilecek hayırlı nasihatler vermemek olmaz. Zalime veya haksızlığa karşı da susmak olmaz. Yoksa dilsiz şeytan olur insan…
“-Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsan, ya hayır konuş ya da sus!” Hadis-i Şerif
Allah’a emanet olun…